Lübnan dağları ve Akdeniz arasındaki dar topraklarda Mezopotamya’dan göç eden Fenikeliler, balıkçılığı bırakıp deniz ticaretine nasıl yöneldiler? Fenikelilerin geliştirdiği dayanıklı gemiler, ilk gerçek alfabe ve yıldızlara bakarak yön tayin etme kuralları. Eski çağın en büyük gemicileri olan Fenikelilerin aldatıcı yöntemleri ve kurduğu koloniler.
Aşağı yukarı 3000 yıl önce, Lübnan dağları ile Akdeniz arasındaki dar toprak parçasında Mezopotamya’dan göç eden bir çiftçi kabilesi yerleşmişti. Yeni topraklar ve yeni servet kaynakları arıyorlardı. Ama gelip yerleştikleri topraklar onlara ekilecek verimli ovalar sağlamamıştı. O zaman kendilerini balıkçılığa verdiler. Çiftçi iken balıkçı oldular. Anayurtlarında, deriden, varile benzer kayıklar yapmasını öğrenmişlerdi. Yükleriyle birlikte en çok iki veya üç kişiyi taşıyabilen bu kayıklar yalnız eski yurtlarından geçen Dicle ve Fırat’ın durgun suları için elverişliydi. Komşuları Mısırlıların altları düz ve yanları alçak kayıkları da açık deniz için elverişli değildi. Sadece Nil nehrinde onlardan yararlanırlardı. Bundan dolayı Fenikeliler azgın dalgalara dayanabilecek tekneler yapmayı düşünmek zorunda kaldılar. Bunların, uzun deniz yollarını çabuk aşmak için süratli ve çok eşya taşıyabilecek durumda olmaları gerekmekteydi. Kısa zamanda Fenikeliler “usta birer denizci” oldular; gemi kullanmasını körfezleri, kıyı şehirlerini ve oralarda yaşıyan insanları iyice tanıyıp öğrendiler. Böylece Fenikeliler balıkçılığı bırakarak ticaretle uğraşmayı daha uygun buldular. Akdeniz kıyılarını dolaşmaya başladılar. Bütün limanlara uğruyor ve her yerde alış veriş yapıyorlardı. Çok zekî ve kurnazdılar, her çeşit ticaretten kazanç elde etmesini biliyorlardı. Çok defa kazanmak için başkalarını aldatm aktan kaçınmıyorlardı. Fenikeliler gemileriyle o zamana kadar hiç kimsenin gitmediği yolları dolaşıp öğrendiler. “Yıldızlara ve güneşe bakarak denizde yön tâyini için ilk kuralları” ortaya koydular. İlk gerçek alfabeyi de icat etmişlerdi. Akdeniz kıyılarında birçok şehir (koloni) kurdular. Onlar eski çağın en büyük gemicileri idiler.
Fenikeliler hiçbir zaman tek ve büyük bir devlet kuramadılar. Lübnan dağları, topraklarını küçük küçük bölgelere ayırmaktaydı. Bu bölgelerin her birinde küçük ve bağımsız birer şehir vardı. Her şehir kendi kendini idare ederdi. Fenikelilerin başlıca şehirleri “Tir, Sidon ve Aradoi” idi. Kıyı boyunca dar ovalar üzerinde yükselen bu şehirlerde çok katlı evler vardı. Fenikeliler böylece ellerindeki dar yerlerden büyük fayda salıyorlardı. Fenikeliler milâttan 3000 yıl önce Lübnan’a yerlemişlerdi. Milâttan önce 1500-1200 yılları arasında en zengin ve büyük şehir Sidon idi. Mısırlılar Mezopotamya’yı ele geçirince Fenikelilerin şehir devletlerini de egemenlikleri altına almışlar dı. Fenikeliler ancak milâttan önce 1000 yılına doğru tekrar egemenliklerine kavuşabildiler. Tir, bu çağda en zengin ve güçlü Fenike şehriydi. Sonra Asur’lular memleketi boyundurukları altına aldılar. Asur kralı Assarhaddon yerle bir ettiği Sidon’da büyük sayıda ve değerde altın, gümüş, değerli taşlar, fildişi ve kuma bulmuştu. Milâttan aşağı yukarı 500 yıl önce Fenikeliler temelli olarak komşu kavimlerin egemenliği altına girdiler ve bir daha bağımsızlıklarını elde edemediler.
Eski çağın bu çok kurnaz gemicileri Cebelitarık boğazının öte tarafında elverişli maden ve kıymetli kuma pazarları keşfettikten sonra Akdeniz liman ve şehirlerinde uydurulan yalanı yaydılar: «Açık denizlerde gemiyi yutabilecek büyüklükte korkunç canavarlar bulunuyor.» Dünya üzerine fazla bilgileri olmayan o çağın insanları, bu yalana inandılar ve uzun zaman Cebelitarık boğazını geçmeye cesaret edemediler. Fenikeliler gittikleri kıyı kasabalarında mal aldıktan sonra halka bol arap verir, onları sarhoş ederek sızdırırlar dı. Böylece kasabanın gençlerini kolaylıkla gemilerine taşır ve kaçırırlar, sonra onları bir limanda esir olarak satarlar dı.
Dünyanın kuzey kesiminde Kutup yıldızını her gece gökte ve ufka yakın görürler. Uzun zaman da, rota doğru ise, Kutup yıldızının her gece gökte biraz daha yaklaşması gerektiğini görmüşlerdir. Kalay için yüzyıllar boyunca Afrika kıyıları boyunca indikleri yıl dızının her gece gökte, ufka göre, Kutup’a yaklaştıkça sürekli olarak deniz yolculuklarında bu olayı ilk buldukları adalara doğru yönelmek daha tepede görmeleri gerektiğini öğrenmişlerdi. Bu bilgiler, açık denizlerde denizcilerin kullandıkları tek yön tayin olarak kalmıştır.
Fenikeliler gemi yapımında usta idiler. “Omurgalı gemiyi” ilk önce onlar yapmışlar ve enli tahtalarla (kuşak) kaplamışlardı. Kullandıkları tahta Lübnan dağlarında yetişen ve gövde uzunlukları 40 metreyi bulan “Sedir ağacıydı” (Çamgiller -familyasından). Gemilerinin, tersine «V» biçiminde değişik birer direği vardı. Bunların her bacasında da birer yelken bulunurdu. Tabiî bu yelkenler manevra için elverişli değildi. Bundan dolayı, gemiler ancak rüzgâr yönünde yol alabilirdi.
