Truva Harabeleri

1830 yılında, Almanya’da bir protestan papazının 7 yaşındaki bir oğlu, evlerinin bahçesinde bir taş bulur. Taşın üzerindeki yazılar ilgisini çeker, geceleri el feneriyle inceler. Bu çocuk büyüyünce Heinrich Schliemann olur. Homeros’un İlyada ve Odysseia adlı destanlarını okur. Özellikle, Yunanlılarla Truvalılar arasında geçen savaşı anlatan İlyada destanı ilgisini çeker. Homeros’un anlattığı Truva şehrini bulmaya karar verir.

Schliemann, bir gün, Homeros’un destanında geçen şu sözleri okur:

“…Truva şehri, bilinmeyen uzak diyarlarda değil, Boğaz’ın ötesinde, güneşin battığı yerde, İda Dağı’nın eteğindedir…”

Bu sözler, Schliemann’ın Truva’yı bulma kararını kesinleştirir. Schliemann, uzun araştırmalardan sonra, Truva’nın yerini bulur. Bugünkü Çanakkale ili sınırları içinde, Hisarlık köyü yakınlarında kazılar yapar. Kazılar sonucunda Truva şehrinin kalıntılarını ortaya çıkarır.

Bugün, Truva’yı ortaya çıkaran HEINRICH SCHLIEMANN, Schliemann’ın Truva’yı bulmak için yaptığı çalışmalar, arkeoloji tarihinin en ilginç olaylarından biri olarak kabul edilir. Truva Harabeleri, bugün bile birçok kişinin ilgisini çekmektedir. Truva, Homeros’un destanlarında anlatılan efsanevi bir şehir olmanın ötesinde, gerçek bir yerleşim merkezi olarak tarihteki yerini almıştır.

Geçen yüzyılda bilgilerin çoğu Truva’nın var olup olmadığına kesinlik bildirmiyordu. İlyada’da yazanlara göre Truva, Ege Denizi’nin doğu kıyısında, İda Dağı’nın eteğinde, Simois ve Skamandros ırmaklarının birleştiği yerdeydi. Bu bilgiler, Truva’nın yerini bulmak isteyen Çanakkale Boğazı yakınlarında araştırma yapan Schliemann için çok önemliydi.

Schliemann, bu bölgeyi uzun süre inceledi. Homeros’un destanlarında geçen yer adlarını, dağları, ırmakları, tepeleri karşılaştırdı. Sonunda, Hisarlık köyü yakınlarındaki bir tepe üzerinde kazılar yapmaya karar verdi. Bu tepeye “İlium Tepesi” adı verildi.

Kazılar sonucunda, bu tepenin altında birçok katman bulundu. Her katman, ayrı bir döneme ait yerleşim izleri taşıyordu. Bu katmanlardan biri, Truva şehrinin kalıntılarını içeriyordu. Böylece Schliemann, Truva’yı bulmuş oldu.

Bugün, Truva Harabeleri, Çanakkale ili sınırları içinde, Hisarlık köyü yakınlarında yer almaktadır. Truva, hem tarihi hem de efsanevi yönüyle büyük ilgi çekmektedir.

TRUVALILAR KİMLERDİ?

Truvalılar, Doğu Avrupa’dan gelen Çerkezlerle Bulgarlar’ın karışımı bir kavimdi. Bu kavim Trakya üzerinden Anadolu’ya gelmişti. Truva şehrini kuranlar da bunlardı. Truva halkı savaşçı bir halktı. Bu yüzden Truva’da yapılan kazılarda çok sayıda silah bulunmuştur.

AŞİL’İN KILICIYLA BİR HAZİNE
Truva’da yapılan kazılarda savaş sırasında kilden yapılmış silahlar bulunmuştur. Bunlar arasında Aşil’in kılıcı olduğu sanılan bir kılıç da vardır. Ayrıca, Truva’da yapılan kazılarda bir hazine de bulunmuştur. Bu hazine, altın ve gümüşten yapılmış süs eşyaları ile doluydu. Bu eşyalar arasında küpe, bilezik, kolye ve saç tokaları da vardı.

Troya’nın tabakaları dikey kesitte şu şekilde sıralanmakta ve tarihlendirilmektedir:

Birinci katman (M.Ö. 3000–2500): En alttaki katmandır. Bu katmanda yapılan kazılarda, taş temeller üzerine kerpiçten yapılmış ev kalıntıları bulunmuştur. Bu evler, birbirine bitişik olarak yapılmışlardır. Bu katmanda bulunan eşyalar, Troya’nın bu dönemde bir tarım ve hayvancılık kenti olduğunu göstermektedir.

İkinci katman (M.Ö. 2500–2200): Bu katmanda, taş temeller üzerine yapılmış büyük evler ve surlar bulunmuştur. Bu dönemde Troya’nın zenginleştiği ve güçlü bir kent haline geldiği anlaşılmaktadır. Bu katmanda bulunan eşyalar arasında, süslü seramikler ve metal objeler dikkat çekmektedir.

Üçüncü katman (M.Ö. 2200–2000): Bu katmanda, önceki döneme göre daha sade yapılar bulunmuştur. Kentin bu dönemde bir yangın geçirdiği ve yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır.

Dördüncü katman (M.Ö. 2000–1700): Bu katmanda, taş temeller üzerine yapılmış evler ve surlar bulunmuştur. Kentin bu dönemde yeniden güçlendiği ve geliştiği anlaşılmaktadır.

Beşinci katman (M.Ö. 1700–1250): Bu katman, Troya’nın en parlak dönemini temsil etmektedir. Bu dönemde kent, büyük surlarla çevrilmiş ve içinde büyük yapılar inşa edilmiştir. Bu katmanda bulunan eşyalar arasında, süslü seramikler, metal objeler ve yazılı belgeler bulunmaktadır. Bu katman, Homeros’un İlyada destanında anlatılan Troya Savaşı’nın geçtiği dönem olarak kabul edilmektedir.

Altıncı katman (M.Ö. 1250–1000): Bu katmanda, önceki döneme göre daha sade yapılar bulunmuştur. Kentin bu dönemde zayıfladığı ve nüfusunun azaldığı anlaşılmaktadır.

Yedinci ve sekizinci katman (M.Ö. 1000–700): Bu katmanlarda, küçük evler ve basit yapılar bulunmuştur. Kentin bu dönemde küçük bir yerleşim yeri haline geldiği anlaşılmaktadır.

Dokuzuncu katman (M.Ö. 700 – M.S. 500): Bu katman, Roma dönemine ait kalıntıları içermektedir. Bu dönemde Troya, yeniden önem kazanmış ve büyük yapılar inşa edilmiştir. Bu katmanda bulunan eşyalar arasında, Roma dönemine ait heykeller, sütunlar ve mozaikler bulunmaktadır.