Yahya Kemal Beyatlı, ölmekten çok unutulmaktan korkan bir şairdi. Şiirlerinde bu duyguyu sıkça dile getirmiştir:
Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi
Bu korkusu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Şiirleriyle adını edebiyatın altın sayfalarına yazdırdı.
Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya,
Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya.
Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı
Farketmez anne toprak ölüm maceramızı.
Hayatı
Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884’te Üsküp’te doğdu. Babası Üsküp Belediye Başkanı İbrahim Naci Bey’di. Hem anne hem baba tarafından Murat III döneminin sancak beylerinden geliyordu. İlk öğrenimini Üsküp’te, orta öğrenimini Selanik ve İstanbul’da tamamladı. 1903’te Paris’e giderek Fransızca öğrendi, Siyasal Bilgiler Okulu’na girdi. Sorbonne Üniversitesi’nde Albert Sorel’in tarih derslerine katıldı. Paris’te sanat çevrelerinde kendini geliştirdi.
1912’de İstanbul’a döndü. Darülfünun’da edebiyat, Darüşşafaka’da tarih, Medrese-tül-Vâizin’de medeniyet tarihi dersleri verdi. 1923’te Urfa milletvekili oldu. 1926’da Varşova, 1929’da Madrid ve Lizbon elçiliklerinde görev yaptı. 1935–1942 arasında Tekirdağ ve İstanbul milletvekilliği yaptı. 1948’de Pakistan büyükelçisi oldu. 1949’da emekli olarak İstanbul’a döndü. 1 Kasım 1958’de İstanbul’da vefat etti, Rumelihisarı Mezarlığı’na gömüldü.
Sanatı ve Şiirleri
Yahya Kemal, Divan şiirini Batı şiirindeki bütünlük anlayışıyla ele alan ilk büyük şairimizdir. Şiirlerini iki ana bölümde toplamak mümkündür:
- Divan şiiri tekniğiyle yazdığı gazel, şarkı, rubai ve terkibibentler.
- Arı dille yazdığı modern şiirler: tarih, kahramanlık, vatan, millet, tabiat, aşk, ölüm, İstanbul ve Boğaziçi sevgisi.
Şiirlerinde iç ahenk ön plandadır. Aruz veznini Türkçe söyleyişle ustaca bağdaştırmıştır. Şiiri “musikiden başka türlü bir musiki” olarak tanımlamıştır.
Milliyetçi ve Müslüman Bir Şair
Yahya Kemal, hem milliyetçi hem de Müslüman bir şairdi. “Ezan-ı Muhammedi” şiirinde annesinin mezarına ithaf ettiği mısralar bu yönünü gösterir:
Emri bülendsin ey ezan-ı Muhammedi
Kâfi değil sadana cihan-ı Muhammedi
Gök nura gark olur nice yüz bin minareden
Ervah cümleten görür Allahü Ekberi
“Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinde Türk tarihinin zaferlerini dile getirir:
Gökte top sesleri bir bir nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor…
“Hayal Beste” şiirinde Türk milletinin büyüklüğünü vurgular:
Roma’nın şarkını fethettiğin andan sonra
Yüce dağlar gibidir gördüğün iş, Türk oğlu!
İstanbul’a Aşık Bir Şair
Yahya Kemal, İstanbul’a büyük bir aşkla bağlıydı. “Bir Başka Tepeden” şiirinde bu sevgisini şöyle dile getirir:
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Büyükada’daki körfez için yazdığı mısralar da bu aşkı yansıtır:
Dün bezminizin bir ezelî neşesi vardı,
Saz sesleri tâ fecre kadar körfezi sardı…
Eserleri
Yahya Kemal şiirlerini sağlığında kitaplaştırmadı. Ölümünden sonra dostları “Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti” ve “Yahya Kemal Enstitüsü”nü kurdu. Şiirleri şu kitaplarda toplandı:
- Kendi Gök Kubbemiz
- Eski Şiirin Rüzgarıyla
- Rubailer
