SİVAS

YÜZEY ŞEKİLLERİ

İl topraklarının en büyük bölümü Kızılırmak Havzası’ndadır. Bu bölümünde kara iklimi egemendir. Yeşilırmak Havzası’ndaki bölümünde Karadeniz ardı iklimi; Fırat Havzası’na giren bölümünde ise Doğu Anadolu Bölgesi’ndeegemen olan iklimin özellikleri görülür.

İl toprakları doğuda Köse Dağları’nın uzantıları, Yama Dağı ve Kuruçay Vadisi, batıda Karababa Dağları; Akdağlar, İncebel Dağları; kuzeyde Kelkit Vadisi, güneyde Kulmaç ve Tahtalı Dağları’nın uzantıları ile çevrilidir.

İlde dağların ve yüksek platoların kapladığı alan il topraklarının % 90’ından fazladır. Platoların yüksekliği 1.000 m’nin üzerindedir. Kızılırmak Vadisi’nde bulunan düzlükler ile Divriği ve Suşehri düzlükleri dışında önemli düz alan bulunmamaktadır. İl alanının dağlar ve platolardan sonra % 6,2’si ovalarla kaplıdır.

Köse Dağları ilin en yüksek ve en önemli dağlarıdır. Yıldızeli’de Yıldız Dağı’yla başlayan yükselti 2.537 m’ye ulaşır. Bu sıradağ, doğuya doğru Asmalıdağ (2.408 m) ve Kızıldağ (3.050 m) ile sürer. Dağlar bazı yerlerde Kızılırmak Yayı Dağları, bazı yerlerde de Yeşilırmak Dağı olarak adlandırılır. Köse Dağları ile en az yüksekliğe sahip Yücepınar Tepesi (1.789 m) arasında şu dağlar vardır: Kızıldağ (3.015 m), Beydağı (2.802 m), Gövdeli Dağı (2.719 m), Gürlevik Dağı (2.688 m), Yama Dağı (2.631 m), Tekeli Dağı (2.621 m), Yıldız Dağı (2.537 m), Asmalıdağ (2.406 m). Bunların dışında Ozangediği Tepesi, Hezanlı Dağı, Karababa Dağı, Keşlik Tepe, Güldede Tepesi, Dikilitaş Tepesi, Çamlıbel Dağı gibi dağlar vardır.

İl yüzeyinin % 47,6’sını platolar, % 46,2’sini dağlar, % 6,2’sini ovalar oluşturur.

Orta Anadolu Platoları’nın en önemlilerinden olan Uzunyayla Gemerek-Şarkışla sınırında başlayıp, Kangal ilçesinin çok büyük bir kesimini içine alarak Malatya yöresine kadar uzanır; Yüksekliği 1.500-2.000 m arasında değişmektedir. İl merkezinin kuzeybatısında bulunan geniş düzlüklere Meraküm Platosu denir. 1.500 m yüksekliğe uzanan bu plato, zengin otlakları ile hayvancılığa katkıda bulunmaktadır.

AKARSULAR VE GÖLLER

Sivas ili Kızılırmak’ın su toplama alanı durumundadır. Kızılırmak Havzası’nda yer alan Kızılırmak ülkemizin en uzun akarsuyudur. Sivas ili sınırları içinde Kızıldağ’dan üç kol olarak doğar. Çukurköy yakınlarında birleşen üç kol Kızılırmak’ı oluşturur. Kızılırmak Köse Dağı eteklerinde Habeş Çayı’nı, Zara Ovası’nın güneyinde Acısu’yu alır. Hafik’e doğru akan nehir burada Koruçay ve Acıırmak’ı alır. Merkez ilçesinde de birçok suyla birleşen nehir, güzergâhı boyunca birçok kolu aldıktan sonra Deveboynu yöresinde Sivas topraklarını terk eder. Kızılırmak’ın 250 km’lik bölümü Sivas topraklarındadır. Sivas’taki debisi saniyede 45 m$^3$’tür.

Yeşilırmak Havzası’nda Kelkit ve Tozanlı Çayları yer alır. Gümüşhane topraklarından doğan Kelkit Çayı’nın Sivas ili sınırları içindeki uzunluğu 50 km’dir. Çaya Şahniyar, Akşar ve Gemin Dereleri karışır. Ulaşım bakımından önemli bir yere sahiptir. Köse Dağları’ndan doğan Tozanlı Çayı, Aşmalı ve Tekeli Dağları’ndan doğan derelerle birleştikten sonra Kelkit Çayı’na katılır. Tozanlı Çayı üzerinde Almus Barajı kurulmuştur.

Fırat Havzası’nın akarsularını, Çaltı ve Tohma Çayları oluşturur. Çaltı Çayı ilin güneyindeki dağlardan doğar; doğu yönünde akarak Keban Baraj Gölü’ne dökülür. Çayın il sınırları içindeki uzunluğu 130 km’dir. Tohma Çayı Fırat’ın en önemli kollarından biridir. Kendisiyle aynı adı taşıyan iki kolun birleşmesiyle meydana gelmiştir.

İlde birçok göl bulunmakla birlikte, çoğu küçük göllerdir. Başlıca gölleri 20 m derinliğe ulaşan ve 5 km$^2$’likyüzölçümü ile Tödürge Gölü, Hafik yöresindeki 1 km$^2$’lik bir alana yayılmış olan Büyük Hafik Gölü ve Gürün Gökpınar Gölü’dür.

İKLİM

Sivas ilinin büyük bölümünde kara iklimi egemendir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Sivas merkez ilçesinde yıllık ısı ortalaması 8,6 °C’dir. Bu ortalama Divriği’de 11,2 °C’ye çıkar, Kangal’da 6,9 °C’ye düşer.

Merkez ilçesinde en yüksek sıcaklık 1982 yılında 38,3 °C olarak; en düşük ısı ise 1950 yılında -34,4 °C olarak ölçülmüştür. Sivas merkez ilçesinde ortalama yıllık yağış 411,3 mm’dir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

İlde genellikle ilkbahar aylarında yağışların etkisiyle yeşil bir bitki örtüsü görülür. Fakat ilkbaharın kısa oluşu ve ardından gelen sıcak ve kurak yaz, bu yeşil örtüyü yok eder. Bunların yerinde kekik, geven, yavşan, sığırkuyruğu gibi bozkır bitkileri yetişir.

İlin Yeşilırmak Havzası’nda Karadeniz ikliminin etkisi görüldüğünden Suşehri ve Koyulhisar yörelerinde iğne yapraklı ağaçlardan oluşan zengin ormanlar vardır.

EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

İl ekonomisinde tarım egemendir. İlde verimli ve tarıma elverişli alan çok azdır. Yağışlar da az olduğundan yüzölçümünün ancak % 42 kadarında bitki üretimi yapılabilmektedir. Bu topraklardan da önemli bir kısmı verimsizdir. Bu alanlardan mera olarak hayvancılıkta da yararlanılmaktadır. İlde tarım oldukça eski yöntemlerle yapılır. Ekilen toprakların ancak % 15’i sulanabilmektedir. Bitki üretiminin yetersizliği, verimsiz toprakların mera ve otlak olarak kullanılması, hayvancılığı ön plana çıkarmıştır.

Sivas ilinde yapılan tarımda ağırlık tahıl üretimindedir. 1980 yılında üretilen ürün toplamı 494.014 ton olarak gerçekleşmiştir. Bunun 328.740 tonu tahıllardır. Ayrıca 11.702 ton baklagil, 98.362 ton endüstri bitkisi üretilmiştir.

1980 yılında Sivas’ta üretilen ürünler ve üretim miktarı (ton olarak): Buğday (236.500), arpa (53.400), çavdar (28.790), yulaf (3.000), mısır (1.000), mahlut (6.050), şeker pancarı (98.360), nohut (400), fasulye (3.000), mercimek (1.300), fiğ (6.300), burçak (700), ayçiçeği (100), soğan (4.397), sarımsak (670), patates (50.045).

Sivas’ta 1980 yılında meyve verecek yaşta 1.111.304 meyve ağacı vardı. Bunlardan toplam 9.088 ton meyve elde edilmiştir. İlin sebze ve meyve üretimi iç ihtiyaçlarını dahi tümüyle karşılayamamaktadır. 1980 yılında 22.335 ton sebze elde edilmiştir.

Hayvancılığın, ilin tarımsal üretimindeki payı 1978 yılında % 65’in üzerine ulaşmıştır. Özellikle Uzunyayla, Zara, Hafik yörelerinde hayvancılık yapılmaktadır. Sığır besiciliği önemlidir. Merkez, Zara, Hafik, Şarkışla yörelerinde sığır besiciliği, küçükbaş hayvan besiciliğine yakın önemdedir.

1980 yılında ilde hayvan varlığı şöyle saptanmıştır: 19.870 at, 46.440 eşek, 490.250 sığır, 26.672 manda, 444.100 koyun, 294.750 kıl keçisi, 7.500 tiftik keçisi. Ayrıca 950.000’in üzerinde kümes hayvanı vardır.

Aynı yıl ildeki hayvansal üretim olarak 94.280 ton süt, 4.065 ton et, 136.390 deri, 375 ton bal, 40 ton balmumu, 1.940 ton yapağı, 54 milyonun üzerinde yumurta elde edilmiştir.

SANAYİ VE MADENCİLİK

Sivas’ta 1934 yılında ilk hidroelektrik santrali yapıldı. Bunu 1936 yılında un ve dokuma fabrikaları izledi. 1937yılında Divriği Demir Madenleri Müessesesi, 1939’da Çimento Fabrikası kuruldu. 1950 yılında madenî eşya sanayiikuruldu.

1961 yılında Sızır Hidroelektrik Santrali işletmeye açıldı. Bu arada tuğla, kiremit ve un fabrikası gibi fabrikalar üretime geçerek il sanayiinde ağırlığını duyurdu. 1968 yılında et ürünleri işleyen kuruluş, 1969 yılında Sivas Yem Fabrikası, 1970 yılında asbest fabrikası, 1971 yılında çivi fabrikası, döküm fabrikası, daha sonraki yıllarda beton travers fabrikası kuruldu. İlin önemli sanayi kuruluşlarından biri de TCDD Sivas Demiryolu Makineleri Müessesesi’dir.

Sivas, madenler açısından zengin bir ilimizdir. En önemli yer altı kaynakları linyit, demir ve kromdur. İlde bunların dışında bakır, simli kurşun, asbest, çimento ham maddesi, tuz ve mermer yatakları da vardır. Demir cevheri Divriğiyöresindedir. Linyit Kangal-Divriği-Şarkışla’da, krom Suşehri ve Hafik yöresinde bulunmaktadır. Ayrıca zengin tuz yatakları vardır. Merkez ilçesinde ve Zara, Hafik, Şarkışla, İmranlı yörelerinde bulunan yataklardan yılda 15.000 tondolayında tuz üretilmektedir.

TARİH

Sivas ilinin bilinen tarihi Hititler’le başlar. M.Ö. 2000 yıllarından M.Ö. 1150 tarihlerine kadar süren Hitit egemenliğiyıkılınca, yerini Babil ve Asur krallıkları aldı. Zaten bölge M.Ö. 2000 yıllarından M.Ö. 800 yıllarına kadar Hurriler’inakınlarına ve zaman zaman egemenliklerine sahne olmuştu. Daha sonraları Sabalar kuzeyden, Kafkaslar’dan inip buralara yerleştilerse de Medler tarafından uzaklaştırıldılar. Medler’den sonra Persler, M.Ö. 6. yüzyılda bütün Anadolu’yu aldılar. Makedonya kralı Büyük İskender, M.Ö. 331’de Pers İmparatorluğu’nu yıktı, fakat 8 yıl sonra M.Ö. 323’te ölünce egemenliği İskender’in generallerinden I. Selevkos ele geçirdi. Selevkoslar Devleti M.Ö. 64 yılına kadar yaşadı ve batı İran’dan batı Anadolu’ya kadar yayıldı. O zamanlar Sivas ve çevresindeki bölgeye Kapadokyadeniyordu.

Kapadokya’da Selevkoslar’dan sonra, başkenti Kayseri olan Kapadokya Krallığı kuruldu, bu krallık kuzeyde Pontus, doğuda Ermeni Krallıkları tarafından sıkıştırılmış, M.Ö. 1. yüzyılda bütün bu devletlere egemen olan Roma İmparatorluğu çevreyi ele geçirmişti. 4. yüzyılın sonunda (395) Roma, Doğu ve Batı diye ikiye bölününce, Sivas çevresi de bütün Anadolu gibi, Doğu Roma’nın (Bizans) payına düştü. Pers İmparatorluğu’nu dirilten Partlar sülâlesi ve 3. yüzyılda onların yerine geçen Sâsâniler Hanedanı bu toprakları almak için Romalılar ve Bizanslılar ile, aralıklı olarak, yüzyıllarca savaştılar.

1071 Malazgirt Zaferi üzerine ülke, Anadolu’yu fetheden Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın başkomutanlığındaki Selçuklu orduları tarafından alındı. Selçuklular, Osmanlılar gibi Oğuz Türkleri’ndendir. Sivas yöresini, Süleyman Şah’ın komutanlarından olan dayısı Danişment Gazi’nin zaptettiği bilinmektedir. Danişmendoğulları Beyliği’nin başkenti Sivas’tı. Bu beylik Malatya, Çorum, Yozgat, Kırşehir ve Niksar gibi şehirleri de sınırları içine alarak 1072’den 1177-78 yıllarına kadar yaşadı. Danişmentliler bazen Sivas’ı, bazen Kayseri’yi başkent yaptılar. Danişmentliler sınırlarını Urfa, Kilis, Diyarbakır kentlerine kadar genişlettiler. Fakat Anadolu Selçuklu Devleti’nin başına geçen II. Kılıç Arslan, Danişmendoğulları Beyliği’ni ortadan kaldırdı.

Bu tarihlerden sonra Sivas, Selçuklu Devleti’nin Konya ve Kayseri’den sonra üçüncü büyük şehri oldu. O zaman üniversiteleri olan medreseler, eğitim kurumları, bayındırlık eserleri ile bezendi; değeri arttı. Sivas şehrinin doğusunda, bugün ilçe merkezi olan Divriği’de Mengücekoğulları Beyliği’nin bir kolu 1072’de kurulmuş, 1152’yekadar yaşamıştı. Mengücekoğulları Erzincan’ı da beyliğin merkezi olarak kullanmıştır. Konya’yı başkent yapan Selçuklular’a bağlı olarak hükümdarlık yapan bu sülâle, diğer Anadolu beylikleri gibi, İran Moğolları, yani İlhanlı istilâsı sonunda yıkıldı. İlhanlılar, 1308’de Selçuklu Devleti’ni yıkmış, 1335’e kadar Anadolu’ya sahip olmuştur. Sivas’ı almaları 1243 yılına rastlar. Sivas’taki mimarlık anıtlarının en önemlileri İlhanlılar döneminde yapılmıştır. 1335-40yılları arasında Anadolu’yu gezen ünlü Arap gezgini İbn-i Batuta, Sivas’ı İlhanlılar’ın Anadolu’daki en büyük şehriolarak tanımlar.

İlhanlı valilerinden Alâeddin Eretna Bey 1343’te isyan ederek beyliğine Sivas’ı merkez seçti. Daha sonra Kayseri’yi başkent yaptı. Eretnaoğulları’nın saltanatı 1380’e kadar sürdü. Bu tarihten bir yıl sonra, 1381’de Eretnaoğulları’nın veziri Kadı Burhaneddin kendini hükümdar ilan etti. Kadı Burhaneddin, Erzurum’un doğusundan Ankara şehri yakınlarına, Karadeniz kıyılarından Adana kuzeyine kadar uzanan bir devlet meydana getirdi. Ancak 1398’de Akkoyunlu beyi Karayülükoğlu Osman tarafından öldürülünce Sivaslılar, şehri Yıldırım Bayezid’e teslim ettiler. 1400 yılı yazında Timur, 18 günlük bir kuşatmadan sonra şehri aldı. Şehri savunan askerleri ve halkı kılıçtan geçirdi; surları yıktırdı. Şehri yağma ettirdi. Sivas 1403-1408 arasında tekrar Osmanlı egemenliğine geçti ve bir eyalet merkezi oldu. 17. ve 19. yüzyıllar arasında zaman zaman Anadolu’da meydana gelen ayaklanmalardan zarar gördü. 1649’da şehirden geçen Evliya Çelebi, surların kuşattığı alanda, 44 mahalleye bölünmüş 4.600 ev bulunduğunu, ayrıca Yukarı Kale adını verdiği İçkale (Topraktepe) ve Paşakalesi’ndekilerle birlikte ev sayısının 6.060’ı bulduğunu yazar.

Kurtuluş Savaşı’nın hazırlık döneminde Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’dan, 27 Haziran 1919’da gelerek burada bir-iki gün kaldı, sonra Erzurum dönüşü burada 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi’ni topladı ve 18 Aralık 1919’da, Ankara’ya gitmek üzere şehirden ayrıldı. Sivas Millî Mücadelenin başlangıcına sahne olduğu gibi Kurtuluş Savaşı döneminde de 666 şehit vermiştir.

GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

Sivas’ta önem taşıyan Selçuklu mimarlık eserleri şunlardır: Çifte Minareli Medrese (1271), Gök Medrese (1271), Buruciye Medresesi (1271), Darüşşifa (Keykavus Şifahanesi – 1217), Güdük Minare (Şeyh Hasan Bey Türbesi – 1347), Âhi Emir Ahmet Kümbeti, Gök Medrese Çeşmesi, Şeyh Hüseyin Raî Çeşmesi.

Osmanlı dönemi eserleri de şunlardır: Meydan Camisi (1564), Kale Camisi (1580), Ali Ağa Camisi (1580), Ali Baba Camisi (1792), Abdülvahab Gazi Türbesi, Şemsi Aziz Türbesi, Mehmet Efendi Hamamı, Meydan Hamamı, Kurşunlu Hamam, Behram Paşa Hanı, Subaşı Hanı. Bunlardan başka Divriği’deki Divriği Kalesi, Ulucami (1228), Sitte Melik Türbesi (1116) önemlidir. Divriği’deki Ulucami, Orta Çağ, Türk mimarlığının baş eserlerinden sayılır.

Sivas ilinde doğal güzellik yönünden görülmeye değer yerlerin başında Hafik Gölü, Tödürge Gölü, Gökpınar Gölügibi göller gelir. Balıklı Çermik, Sıcak Çermik, Soğuk Çermik gibi kaplıcalar ve şifalı sular yaz aylarında çok turist çeker.

Sivas’ın Elbeyli, Şarkışla, İmranlı ve Hafik’te dokunan halıları ünlüdür. Elde dokunan yün çoraplar ve elişi ağızlıklarda çok müşteri bulur.

FOLKLOR

Geleneksel kadın giyiminde, kenarları işlemeli, üç etek ve şalvar göze çarpar. Üç eteğin içine, göğüsten görülecek şekilde, simli çevre; başa oyalı yemeni sarılmış fes takılır. Fesin üzeri paralarla süslenir. Belde madenden yapılmış kemer, ayakta çarık bulunur. Geleneksel erkek giyimi, etrafına poşu sarılmış fes, yakasız mintan, gümüş düğmeli yakalı yelek, yakasız ceket, şal kuşak ve siyah pabuçtan oluşur.

Halk oyunları; halay, madımak, horoz oyunu, hoş bilezik ve laz derisi’dir. Sivas halk edebiyatı zengindir. Sivas’ta, Pir Sultan Abdal, Kadı Burhanettin, Âşık Veysel gibi büyük halk ozanları yetişmiştir. Sivas, her dönemde halk şiirinin en güçlü kaynağı olmuştur. “Madımak”, “Oylum oylum” türküleri ile “Uzun ince bir yoldayım-Gidiyorum gündüz gece” türküsü çok tanınmıştır.