YÜZEY ŞEKİLLERİ
Genellikle 2.000 m’nin üzerindeki yüksekliklerin kapladığı Bitlis’te en yüksek dağ 4.058 m ile Süphan Dağı; yüksekliği en az olan dağı da 2.433 m’lik yüksekliğiyle Han Dağı’dır. Bu iki dağ arasında kalan yüksekliklerin başlıcaları şunlardır: Ziyaret Dağı (2.542 m), Karataş Tepe (2.609 m), Doğu Nemrut Tepesi (2.625 m), Sini Dağı (2.730 m), Nemrut Dağı (2.800 m), Turşuluk Tepe (2.825 m), Sivri Tepe (2.935 m), Ziyaret Tepe (3.002 m).
İlin kuzeydoğusunda en yüksek noktası olan Süphan Dağı’nın 3.500 m’den sonrası sürekli karlarla örtülüdür.
İl yüzölçümünün % 10’unu ovalar kaplar. Önemli ovalar Ahlat, Arin, Adilcevaz Ovaları ve Rahva Düzlüğü’dür. Yayla ve platolar ise genellikle dağların eteklerinde 1.700 m’den sonraki yüksekliklerde ve Van Gölü’nden 200-300 myüksekliklerde görülen düzlüklerdir. Bunlar il alanının % 19’unu kaplar.
AKARSULAR VE GÖLLER
İlin kuzeyinden doğan Karasu, Garzan, Botan, Kurtikan, Mutki, Güzeltere, Ağkız, Keşan ve Bitlis Çaylarısayılabilir.
İlin en önemli gölü, Van Gölü’nün Bitlis sınırlarında kalan bölümüdür. Bunun dışında 30 km$^2$ yüzölçümünde Nazik Gölü, 13,5 km$^2$ yüzölçümünde Arin Gölü, 10 km$^2$ yüzölçümünde Nemrut Gölü, 3,5 km$^2$yüzölçümünde Aygır Gölü vardır.
İKLİM
Bitlis ilinin iklimi doğunun sert kara iklimiyle Akdeniz’in ılık iklimi arasında bir geçiş özelliği gösterir. İlde kışlar soğuk, yazlar sıcak ve kurak geçer. Yıllık ısı ortalaması 9,4 °C, şimdiye kadar görülen en düşük ısı -19,0 °C, en yüksek ısı 36,8 °C’dir. İlde yağışların yıllık ortalaması 975,7 mm’dir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Bitlis’in bazı yerlerinde iklimin özelliğine bağlı olarak orman örtüsü ve bozkır bir arada bulunur. Nemrut Dağı’nıngüney yamaçları meşelerle kaplıdır. Dağın geniş krater çukurunda ise meşe, titrek kavak ve yabani meyve ağaçlarıvardır. Dağdaki orman örtüsü 2.900 m’ye kadar çıkar. Buna karşılık Süphan Dağı tamamen çıplaktır. Güneydeki dağlarda en çok meşe vardır. Bundan başka ardıç ve yabani meyve ağaçları görülür. Derin ve sulak vadilerin tabanlarında ise söğüt, çınar, kavak, ceviz ve yabani antepfıstığı ağaçlarına rastlanır.
EKONOMİ
TARIM VE HAYVANCILIK
İl halkının geçim kaynağı tarımdır. Fakat il topraklarının dağlık, iklimin çok sert oluşu gibi nedenlerle ilde tarım gelişememiştir. İl yüzölçümü olan 850.000 ha alanın yaklaşık % 20’si tarıma elverişsizdir. 180.000 ha alan Van Gölü’nün Bitlis sınırlarında kapladığı alandır.
Üretime kalan toprakların ildeki toplamı yaklaşık % 17’dir. Ekilen ürünler içinde en çok buğday yer kaplamaktadır. 1980 yılında yaklaşık 36.000 ha’ı aşan alana buğday, 6.500 ha’lık alana da çavdar ekilmiştir. Darı üretimi ise gittikçe gerilemektedir. Baklagiller üretimi çok sınırlıdır. İlin ihtiyaçlarını bile karşılayamamaktadır.
İlde çok eskilerden beri tütün ekilmekteydi. Kendine has özellikleri olan Bitlis tütünü üretimi de istenen ölçüye ulaşamamıştır. Bu tütün, Bitlis Sigara Fabrikası’nda işlenir. Bitlis’te 1927 yılında 89 ton tütün üretildiği saptanmışken 1980’de 2.000 ton dolayında tütün üretilmiştir.
Bitlis, meyve ve sebzecilik açısından da geri kalmış bir ildir. Sınırlı olarak yaz sebzeleri üretilir. Toplam sebze ekilen alan 240 hektara yakındır.
Bitlis’te ana ürünlerin üretim miktarları (1977-79 ortalaması, ton olarak): Buğday (58.137), arpa (1.670), çavdar (11.767), darı (3.817), fasulye (275), tütün (1.682).
İlin geleneksel ürünü cevizdir. Köylerin yaklaşık % 70-75’inde ceviz üretilir. 1970 yılında kalitesi diğer bölgelerden üstün 3.070 ton ceviz üretilmiştir. Ceviz ağacı, uzun ömürlü, çürümeye dayanıklı ve özellikle mobilya yapımınaelverişli bir ağaçtır. Meyvesinin dışında kereste olarak da değeri vardır. Bitlis’te 1979’da 62.800 adet meyve verebilen ceviz ağacı saptanmıştır. İlin diğer meyveleri: Elma, armut, dut ve kirazdır. 1979’da Bitlis’te meyve üretimi (ton olarak): Elma (490), armut (600), dut (120), kiraz (130). Yaklaşık olarak saptanan bu rakamlar ülke ortalamasıyla kıyaslandığı zaman önemli bir pay tutmaz.
1979 yılında ilde hayvanlardan elde edilen ürünler de şöyledir (ton olarak): Toplam süt (75.690), toplam et (835), toplam deri (48.630). Bunlardan başka 5.195.000 adet yumurta elde edilmiştir.
SANAYİ VE MADENCİLİK
Bitlis’te 1932 yılında un fabrikası, 1936’da Tekel Sigara Fabrikası, aynı yıl Tatvan-Erciş arasında Van Gölü İşletmesive küçük tersane kuruldu. 1978’de Tatvan Yem Fabrikası, Adilcevaz Süt Fabrikası, Et Kombinası ve un fabrikasıaçılmıştır.
İlde en önemli rezerv Tatvan-Adilcevaz yöresinde bulunan perlittir. Merkez ilçesinde kükürt, fosfat, asbest; Hizan, Tatvan ve Mutki’de demir vardır.
TARİH
Urartular’ın M.Ö. 1000 yıllarında yerleştiği yöre, M.Ö. 559-529 yıllarında Persler, M.Ö. 334’te Makedonya Krallığı, M.Ö. 310’lu yıllarda, Selevkoslar daha sonra Partlar’ın egemenliğinde yaşadı. Ardından Sâsâniler’le Romalılararasında yapılan savaşların sonuçlarına göre egemenlik değişti.
Araplar Halife Ömer döneminde (641 yılında) Bitlis’i ele geçirdilerse de kısa bir zaman sonra Bizanslılar yeniden egemen oldular. Emeviler döneminde tekrar Müslümanlar’ın eline geçen Bitlis, 200 yüzyılı aşkın bir süre Emevi ve Abbasiler’in yönetiminde kaldı. Daha sonra yeniden Bizans yönetimine giren Bitlis zamanla Mervaniler tarafından da işgal edilmiştir.
1071 Malazgirt Zaferi sonrası Selçuklu Türkleri’nin akıncıları Anadolu derinliklerine akınlar yaptıkça Bitlis’e de uğradılar. 1085’te Melikşah’ın komutanlarından Fahrüd-Devle, Mervaniler’i ortadan kaldırdı. Bitlis ve yöresini aynı yıl ele geçirdi. Bu seferde üstün yararlık gösteren Dilmaçoğlu Mehmet Bey yörenin yönetimini üstlendi. Böylece Bitlis Dilmaçoğulları Beyliği’nin yönetimine girdi.
Bunu Sökmenliler, Eyyubiler, Şerefhanlar dönemi izledi. 1467-1495 yıllarında Akkoyunlu yönetimine giren Bitlis 1507’de Safeviler’in yönetimine girdi. 1514’te Çaldıran Savaşı’na çıkan Yavuz’a Bitlis eski yöneticilerinden Emir Şeref Mevlânâ İdris-i Bitlisî’yi gönderip Yavuz’a bağlılığını bildirdi. Şah İsmail’i Çaldıran’da yenen Yavuz bu bağlılıkla Bitlis’i de Osmanlı sınırlarına katmış oldu. Fakat Bitlis bir toprak parçası olarak değil, bağımsız bir beylikolarak kalmıştı.
Uzun süre çeşitli beylikler biçiminde yönetilen Bitlis Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde fakat sürekli olarak özerk yaşamış bir beyliktir. 19. yüzyılda, Ruslar’ın desteğiyle bazı azınlıkların çeşitli ayaklanma hareketleri görüldü, 1879yılında vilâyet yapıldı. 1916 Şubat’ında başlayan Rus saldırısı sonucunda 1 Mart 1916’da Ruslar tarafından işgaledildi; 8 Ağustos’ta geri alındı. Daha sonra Bitlis, Erzurum Kongresi’nde ve Millî Mücadele yıllarında Mustafa Kemal Paşa’nın görüşleri doğrultusunda hareket ederek günümüze kadar geldi.
FOLKLOR
Bitlis ilinin folkloru, büyük ölçüde eski dönemlerin izlerini taşır. Yerel kıyafet olarak erkekler şal ve şapik giyer, başlarında poşu bulunur. Kadınların yerel kıyafetini ise merheme denen başörtüsü, fistan ve çarık oluşturur. Halk oyunları daha çok bar ve halay türündedir. “Bitlis’te Beş Minare” ve “Bağa Vardım” türküleri ünlüdür.
GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ
4. yüzyılda inşa edilen Bitlis Kalesi’nin çok az bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir. İldeki camiler arasında Ulucami, Alemdar, Gökmeydan, Adilcevaz Paşa ve İskender Paşa Camileri sayılabilir. İhlasiye ve Hatibiye Medreseleri 16. yüzyılda yaptırılmıştır. İlde bunların dışında birçok türbe, han ve hamam vardır. Ayrıca Adilcevaz’da ortaya çıkarılan Urartular’a ait mezarlık ve Ahlat’taki kümbetler, ilin önemli tarihî yapıları arasında yer alır.
