SİİRT

YÜZEY ŞEKİLLERİ

Ülke topraklarının % 1,4’ünü kaplayan Siirt’in % 75,7’si dağlarla kaplıdır. Nüfus çokluğu açısından 67 il arasında 41. sırada bulunan Siirt’in topraklarının % 91,7’si tarıma elverişlidir.

Güneydoğu Toroslar’ın yay şeklinde çizdiği çizginin Dicle Havzası’na giren bölümünde bulunan il toprakları, bu görünümü Üçüncü Zaman’da kazanmıştır.

Doğu Anadolu’nun genel olarak yükseldiği Üst Miyosen’de, il alanı blok hâlinde yükselerek, Güneydoğu Toroslar’ımeydana getirmiş, çöküntü oluklarının yöredeki akarsularca aşındırılması sonucunda güney ve güneybatı yönünde uzanan vadiler oluşmuştur. Yüzey şekilleri açısından il topraklarında dağlar ve platoların kapladığı alanların çokluğuyla dikkati çeker. Dağlar % 75’in üzerinde bir alan kaplarken platolar % 21,5, ovalar ise % 3’ün altındadır.

Siirt’in kuzeyi ve doğusu sarp dağlarla kaplıdır. Doğudan güneydoğuya geniş bir yay çizen Güneydoğu Toroslar daha sonra Hakkâri Dağları ile birleşirler. En yüksek dağ Aydınlık Dağı’dır (2.973 m). İlin diğer önemli dağları şunlardır: Yazlıca (Herekul) Dağı (2.838 m), Subaşı Dağı (2.721 m), Doğruyol Dağı (2.741 m), Kapılı Dağı (2.631 m), Meydanı Süleyman Tepesi (2.444 m), Küran Dağı (2.350 m), Yassı Dağı (2.280 m), Cudi Dağı (2.114 m), Tanrıdağı (2.044 m), Namaz (Miciki) Dağı (1.990 m), Uğurtepe (1.807 m), Dilek (Garzan) Tepesi (1.530 m), Şeyhömer Dağı (1.409 m), Yama (Raman) Dağı (1.263 m).

İl sınırları içerisinde iki önemli dağ silsilesi Muş Güneyi Dağları ile Siirt Doğusu Dağları’dır.

Güneydoğu Toroslar’ın bir kesimi olan Muş Güneyi Dağları, Diyarbakır Havzası’nın kuzeyinden başlayarak, Siirt-Bitlissınırını oluşturacak şekilde uzanır. Batman, Beşiri, Kurtalan gibi Diyarbakır Havzası’nın doğu uzantısını kaplayan dağlarda sert kara iklimi bütün özellikleriyle görülür.

Siirt Doğusu Dağları Bitlis Çayı Vadisi’nin doğusundan, güneye doğru ilerleyerek Siirt’in doğusunu kaplayan dağlardır. Siirt Doğusu Dağları’nın ana gövdesi Yazlıca (Herekul) Dağı’dır. Güneydoğu Anadolu düzlüklerini doğudan sınırlayan yüksek ve sarp yapıyı bu dağlar oluşturur. Muş Güneyi Dağları gibi, bu dağlarda da sert kara iklimi görülür. Gerek Muş Güneyi, gerekse Siirt Doğusu Dağları eskiden sık meşe ormanları ile kaplıydı. Zamanımızda bu dağlardaki örtü orman özelliği göstermemektedir.

İl topraklarının % 21,5’i platolar, % 2,8’i ovalardan oluşur. Genellikle yüksek düzlüklerden oluşan platolar Muş Güneyi Dağları’yla Siirt Doğusu Dağları’nın yamaçlarında bulunmaktadır. Başlıcaları Sason ilçesinde bulunan Meleto Yaylası, Pervari ilçesinde Ceman, Çemikâri ve Herekul ile Şirvan ilçesinde bulunan Bacavan Yaylası’dır. Her mevsimde bol yağış alan bu düzlükler otlak yönünden oldukça zengindir. Gerek Siirt’in hayvancılıkla uğraşan kesimi, gerekse göçerler özellikle yaz aylarında bu yaylalarda konaklayarak hayvanlarını otlatırlar. Hayvancılık açısından çok önemli olan bu düzlükler 1.200 m ile 2.000 m arasındaki yüksekliklerde bulunur.

İlin en büyük ovası Batman Ovası’dır. Burası Batman Çayı Vadisi’nin genişleyen kesiminden ibarettir. En geniş yerinde 10 km olan ovanın ortalama genişliği 5 km dolayındadır. Alüvyonlarla kaplı ova çok verimlidir; tahıl ve sanayi bitkileri üretilir. Ovanın kapladığı alan 10.000 hektar kadardır.

Beşiri Ovası, Batman Ovası’na göre oldukça küçük bir ovadır. Uzunluğu 20 km, genişliği 3 km kadardır. Garzan Çayı’nın bıraktığı alüvyonlar ovanın verimini yükseltmiştir. Ne var ki, çayın yatağı, ova yüzeyine göre oldukça derindir. Bu nedenle yeterince sulama yapılamamaktadır. Ovada genellikle tahıl üretimi yapılabilmektedir.

AKARSULAR VE GÖLLER

Siirt ili Dicle Nehri’nin su toplama alanıdır. İlin doğu ve kuzey kesimleri bol yağış alır. Dicle Havzası 57.000 km$^2$su toplama alanı ile yurdumuzun 4. büyük havzasıdır.

İlde bulunan başlıca akarsular Dicle, Botan Suyu, Batman Çayı, Garzan, Kızılsu Çayları ve Behrancı Deresi’dir.

Dicle Nehri: Hazar Gölü’nün güneyinde bulunan Hazarbaba Dağları’ndan doğar. Diyarbakır’dan sonra Siirt’in Diyarbakır ve Mardin’le olan sınırının büyük bölümünü çizer. Düzlük alanlarda taşımacılığa elverişlidir.

Botan Suyu, Siirt-Hakkâri ve Siirt-Van sınırındaki yüksek dağlardan doğar; batı ve kuzeybatı yönünde derin bir vadioluşturarak akar. Çattepe’de Dicle ile birleşir. İlin ikinci büyük akarsuyudur.

Batman Çayı, ilin önemli akarsularından biridir. Lice-Kulp arasında bulunan dağlardan doğar. Derin vadisi Siirt-Diyarbakır sınırını oluşturur. Aktığı yöredeki birçok küçük akarsuyu toplayarak büyüyen çayın üzerinde tarihî Malabadi Köprüsü bulunmaktadır.

Garzan Çayı, Aydınlık Dağları’ndan doğarak Kurtalan ilçesinde Dicle’ye katılır. Bol sulu bir akarsudur. Kızılsu Çayıküçük akarsuları toplayan bir sudur. Güneybatı yönünde akarak Mardin-Siirt sınırında Dicle’ye katılır.

Behrancı Deresi, Habur Suyu ile birleşip Dicle Nehri’ne katılan Hezil Suyu’nun koludur. Siirt sınırlarındaki uzunluğu 50 km dolayındadır. İlde belli başlı bir göl yoktur.

İKLİM

Siirt ili, kara ikliminin egemenliğindedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlıdır. İl alanının doğusu ile kuzeyinde yazlar ılık, kışlar sert; batısı ile güneybatısında yazlar çok sıcak, kışlar ılık geçer.

Merkez ilçesinde ısı ortalaması 15,9 °C’dir. En soğuk ayları Ocak ve Şubat, en sıcak ayları Temmuz, Ağustos aylarıdır. Yıllık yağış miktarı 758 mm dolayındadır. Yağışlar daha çok Mayıs ve Aralık aylarında görülür.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

İl Doğu Anadolu Bölgesi’nin yapraklı orman kuşağı ile, Güneydoğu Anadolu’nun bozkır kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Güneydoğu Toroslar üzerinde sık meşe ormanları vardır.

İlin güneybatı ve batı kesimleri ise bozkır kuşağındadır. İl alanının önemli bir bölümünü içine alan bu kuşağa Güneydoğu Anadolu Bozkırı denir. Bitki örtüsünün bulunmadığı bu kuşakta yalnız vadi sırtlarında meşelererastlanmaktadır.

EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

İlde tarla tarımı yapılabilen topraklar ilin batısı ile güneybatısında yer alır. İl topraklarının büyük bölümü tarıma elverişlidir. Çayır ve meralar 263.200 ha, ormanlık, fundalık alanlar ise 595.500 ha’lık alanı kaplar. İlde bağ ve bahçeler 25.000 ha, nadasa bırakılan toprak ise 30.000 ha dolayındadır.

1980 yılında Siirt ilinde 107.051 ha alanda tahıl ekilerek, 159.810 ton ürün alınmıştır. 4.434 ha alana baklagiller, 7.175 ha alana endüstri bitkisi, 43 ha alana yağlı tohum, 575 ha alana yumru bitki ekilmiştir. Bunların dışında 107 ha alanda yem bitkileri, 5.086 ha alanda da çeşitli sebzelerin ekimi yapılmıştır. Aynı yıl toplam 4.284 ton baklagil, 11.815 ton endüstri bitkisi, 35 ton yağlı tohum, 12.114 ton yumru bitki, 585 ton yem bitkisi, 98.444 ton sebze üretilmiştir.

Siirt ilinde 1980 yılında 1.180.103 meyve ağacı bulunuyordu. Bu ağaçların meyve verecek yaştaki 78.000’inden 53.086 ton meyve elde edilmiştir.

1980 yılında Siirt ilinde ekilen ekin ve üretim (ton olarak): Buğday (125.310), arpa (32.490), pirinç (1.701), nohut (1.642), fasulye (23), mercimek (2.619), tütün (11.815), susam (35), soğan (kuru, 12.096), sarımsak (kuru, 18).

Aynı yıl Siirt ilinde meyve üretimi şöyle gerçekleşmiştir (ton olarak): Armut (9.136), ayva (74), elma (687), erik (398), kayısı (513), kiraz (99), şeftali (266), vişne (95), zerdali (543), antepfıstığı (650), badem (315), ceviz (1.522), dut (384), incir (379), nar (7.474), üzüm (38.730).

Yine aynı yıl ilde sebze üretimi de şöyleydi (ton olarak): Ispanak (375), pırasa (30), marul (60), kavun (32.210), karpuz (40.850), hıyar (2.911), patlıcan (5.370), domates (11.635), biber (989), fasulye (185).

26.660 karasaban, 1.077 traktörle yapılan tarım yeterince modernleşemediği için üretim henüz istenen düzeye ulaşamamıştır.

Siirt ilinde hayvancılık halkın ikinci ekonomik gelir kaynağıdır. 1930 yılında ildeki hayvan varlığı şöyleydi:

1980 yılında Siirt ilindeki hayvan varlığı (baş olarak): At (14.790), katır (2.720), eşek (19.400), inek (48.089), öküz (16.287), sığır (7.325), dana (25.030), manda (6.130), koyun (685.410), kıl keçisi (591.090), tiftik keçisi (128.790), tavuk-horoz (150.600), hindi (23.900). Bunların dışında 30.934 adet arı kovanı saptanmıştır.

Aynı yıl hayvansal ürün üretimi ise şöyle gerçekleşmiştir: Süt üretimi 58.330 ton, et üretimi 1.315 ton, deri üretimi 114.750 adet, bal 156 ton, balmumu 42 ton, yumurta 6.330.000 adet, yapağı 1.235 ton, kıl 1.270 ton.

SANAYİ VE MADENCİLİK

Siirt, yer altı zenginlikleri açısından önde gelen ilimizdir. Özellikle yurdumuzun en zengin petrol kaynaklarınıbulundurmasıyla ayrı bir önem kazanmıştır.

1980 yılı verilerine göre 34 milyon ton asfaltit, 26 milyon ton bakır, 25.600 ton krom ve 2 milyon ton tuğla kiremit hammaddesi rezervi saptanmıştır. İlde ayrıca tuz rezervleri de oldukça yüksektir.

Asfaltit yatakları Milli, Seridanlı, Zegerük, Nivikara; Anılmış ve Şırnak’ın Avgamasya yöresinde bulunmaktadır. Günümüzde işletilen asfaltit yatakları da Avgamasya yöresindeki yataklarıdır. Krom cevheri ise Kozluk ve Baykanilçelerindedir. Üretim zaman zaman küçük işletmelerce yapılmaktadır. Batman yöresinde tuğla-kiremit hammaddesi; Şirvan, Baykan, Kozluk ve Pervari ilçelerinde Tekel’ce işletilen geniş tuz yatakları vardır.

SİİRT VE PETROL

Yurdumuzda petrol arama çalışmalarına 19. yüzyılın 2. yarısında başlanmış; ilk petrol araması bir İngiliz-Alman ortaklığınca İskenderun’un Çengen dolaylarında yapılmıştır. Ancak petrol ilk defa Siirt, Beşiri ilçesindeki Raman Dağı’nda bulunmuştur. Zivik’ten 350 m uzaklıkta olan Maymune Boğazı’nda Raman-I sondaj kuyusu 1.048 m’depetrole rastlamıştır. 1940 yılında günde 11 ton petrol üretilen kuyuda daha sonra verim düşmüştür. Bunun üzerine yörede R2, R3, R5, R6 kuyuları açılmıştır. R6 kuyusu 1945 yılında açılmış ve günde 28 ton petrol vermiştir. 1948’de yapılan asitleme sonunda verim 70 tona çıkmıştır. Daha sonra İnönü Kuyusu adı verilen R8 yine 70 ton petrol veren bir kuyudur. 1948 yılında üretime başlamıştır. Bunun üzerine R10, R11, R12 kuyuları açılmıştır. Bütünüyle olumlu sonuç alınan R12 kuyusundan günde 100 ton petrol alınmış, (1950 yılında) ve bu çalışmalar sonucunda Raman Petrol Bölgesiolarak işletmeye açılmıştır.

İlde ikinci petrol bölgesi Garzan’dır. 1945 yılında başlayan arama çalışmaları olumlu sonuç vermiş, G2 kuyusu günde 50 ton petrol verince yöre de 1951 yılından sonra işletmeye açılmıştır. 1950 yılından sonra Germik yöresinde; 1960’dansonra Batı Raman, Şelmo yörelerinde; 1961 yılında Magrip, Batı Raman, Kurtalan, 1962 yılında Bada’da, 1963’te Çelikli’de petrol bulunmuştur. Raman ve Garzan yöresinde 1946’da 544 ton olan günlük üretim 1958 yılında 330.000 tona ulaşmıştır.

Siirt yöresinde 1964 yılında 738.945 ton ham petrol elde edilmiş, 1980 yılında yurdumuzda ham petrol üretimi 2.330.192 ton olmuştur. Bunun % 95,7’si Siirt’ten elde edilmiş, aynı yıl Türkiye’de 12.820.350 ton ham petroltüketilmiştir.

İlde en önemli sanayi kuruluşu Batman Rafinerisi’dir. 1956 yılında yapımı tamamlanarak üretime geçen rafineri 1956 yılında 525.000 ton benzin, 16.000 ton motorin, 51.000 ton asfalt, 138.000 ton fuel-oil üretmiştir.

Bunun dışında ilde Tekel’in yaprak tütün bakım ve işleme atölyeleri, yem, peynir ve tereyağı fabrikaları, meyan kökü sanayii, tuğla, un fabrikaları bulunmaktadır. Ayrıca yapımı süren çimento fabrikası, depo-teneke fabrikasıhenüz tamamlanmamıştır.

İlde küçük sanayinin temelini ünlü Siirt battaniyeleri dokumacılığı oluşturur. 1965 yılında çeşitli büyüklükte 35.000 ton battaniye üretilmiştir. Ayrıca yörede şal-şapik denen şal dokumacılığı da gelişmiştir.

TARİH

Siirt ilinin üzerinde bulunduğu topraklar Hitit İmparatorluğu’nun dışında kalmıştır. M.Ö. 20.-10. yüzyıllarda Bâbil ve Asur devletleri bu topraklara egemendi. Daha sonraları Hurri-Mitanni Krallığı çevreyi ele geçirdi. Bir süre Urartularda Siirt’e sahip oldular. Bu bölge M.Ö. 7. yüzyılda Medler’e, 6. yüzyılda İran İmparatorluğu’na geçti. M.Ö. 332yılında, İran imparatoru Darius (Dara), Büyük İskender’e yenilince bütün Anadolu ve İran gibi, bu topraklar da Makedonya Devleti’nin oldu. İskender’in ölümünden sonra Selevkoslar Devleti’ne, daha sonra İran İmparatorluğu’nu canlandıran Partlar’a geçti. İ.S. 1. ve 2. yüzyılda Romalılar bu topraklar için İranlılar’la savaştı; fakat bölge Partlar Hanedanı’nın elinde kaldı. 3. yüzyılda Partlar’ın yerini Sâsâniler aldı. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun yerini alan Bizanslılar da, aralıklı olarak, yüzlerce yıl İranlılar’la çarpıştılarsa da Siirt bölgesini alamadılar.

7. yüzyılın ortalarında İran İmparatorluğu’nu yıkan Müslüman Araplar buralarını da buyruklarına aldılar. İslâm İmparatorluğu’nun başındaki Emeviler, sonraları Abbasiler’e bağlı olarak dört yüzyıl kaldı. 11. yüzyılda Mervaniler’in, sonra Zengiler sülalesinin eline geçti. Moğollar, Anadolu’nun birçok kenti gibi Siirt’i de zaptedince yakıp yıktılar. İlhanlılar, Celayirliler ve Akkoyunlu sülalelerinin egemenliklerinden sonra, 1500 yılında, Safevîler’ineline geçti. Bu sıralarda Siirt ve çevresi, Hasankeyf şehrini başkent olarak kullanan ve Eyyubîler sülalesinden gelen Malikîler Hanedanı’nın yönetimindeydi. Hanedanın başında bulunan Malik Halil’i, İran Hükümdarı Şah İsmail Safevî, bir savaş sonunda esir alıp Tebriz’e götürüp hapsetti. Tebriz, İran’ın başkentiydi.

Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim 1514 yılındaki Çaldıran Savaşı’nda (burası Van ilindeki Çaldıran değil, Tebriz yakınındaki Çaldıran Ovası’dır) İran Şahı İsmail Safevî’yi yendikten sonra Malik Halil Osmanlı yönetimi altına girdi ve Diyar-ı Bekr (Diyarbakır) Beylerbeyisi Bıyıklı Mehmet Paşa’ya bağlı olarak Siirt’te bir süre daha hükümdarlık etti. Siirt, daha sonra Diyar-ı Bekr Beylerbeyiliği’nin 24 sancağından birine merkez oldu. 1834’te Diyar-ı Bekr’denayrılarak Bitlis Vilayeti’ne bağlandı ve Bitlis’in 4 sancağından biri oldu. Bu dönemde Siirt’in 5 ilçesi vardı. Cumhuriyet döneminde, bütün sancaklara vilayet (il) adı verilince Siirt de il hâline geldi. 1944’te demiryolu, Siirt şehrinin 32 km batısındaki Kurtalan kasabasına ulaştı ve bölgenin ithalat-ihracat hareketi bu demiryolu sayesinde gelişip büyüdü.

FOLKLOR

Siirt’te Eruh, Şırnak ve Pervari ilçe merkezlerinin köylerinde hâlâ yaşayan geleneksel giysiler görülür. Erkekler el tezgâhlarında tiftik ipliğinden ve işlemeli olarak dokunmuş cepken, yelek ve geniş paçalı pantolondan oluşan şal-şapikgiyer. Ayrıca kolları bilekten sıkılmış bluzlar giyilir; başa poşu takılır. Ayaklarda genellikle yemeni bulunur. Kadınlar göz alıcı renkli kumaşlardan yapılmış uzun elbiseler giyerler. Sason ilçesinin köylerinde bu giysiler beyaz renkte ve yandan yırtmaçlıdır. Kadınlar başlarına genellikle süslü başlıklar takar. Halk oyunları arasında lorke, çepik, govent, karakistan, delilo ve halay yer alır. “Yastığı kuş tüyünden-Bir kız sevdim köyünden” türküsü ünlüdür.

GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

Bazuki Bahçesi: Şehrin 3 km doğusunda yalnız bina kalıntılarının bulunduğu eski bir yerleşim merkezidir.

İbrahim Hakkı Türbesi: Bir tepe üzerinde yapılı bir türbedir. Bir duvarında bırakılmış olan ebadında bir pencereden her yıl 21 Mart – 23 Eylül günlerinde güneş ışınları geçerek türbenin kulesinde bulunan bir prizmadan da geçip sandukanın baş tarafını aydınlatır. Merkeze bağlı Tillo bucağında bulunmaktadır.

Veysel Karani Türbesi: Baykan ilçesine bağlı Yeşilçevre köyündedir. Hazreti Muhammed’in sevgisini de kazanmış olan Veysel Karani Hazretleri anneye sevgi ve saygının en güzel örneklerini vermiştir.

Derzin Kalesi: Baykan ilçesinin Adakale köyündedir. Sarp bir kayalık üzerinde bulunan kale Şah Kulu Beyi’nin adı ile anılmaktadır.

Ulucami: Siirt il merkezindeki tarihî bir camidir. 1129 yılında Selçuklu sultanlarınca onarılmıştır.

YÖREDEN BİR TÜRKÜ

Yastığı kuş tüyünden, Bir kız sevdim köyünden. Gül yüzünü göreyim, Ölüyorum derdinden.

Siirt etrafı tepe, Kar yağar serpe serpe. Yenile bir yâr sevdim, Hem güzel hem körpe