Eber (İbranice: Ever), “öteye geçen” veya “karşı taraf” anlamına gelir ve “İbrani” (Hebrew) kelimesinin kökenidir. Hud isminin “tövbe eden” veya “dönen” anlamlarıyla Eber’in “geçiş” anlamı arasında semantik bir bağ kurulmaya çalışılmıştır. Ancak, Hud’un babasının isminin İslam kaynaklarında Abdullah veya Şalih olarak geçmesi ile Eber’in soy kütüğü arasındaki uyumsuzluklar, bu eşitlemeyi kesinlikten uzaklaştırır. Yine de Hud, Güney Arabistan (Yemen/Hadramut) kökenli bir peygamber olarak, İbranilerin atası Eber ile tarihsel bir paralellik taşır.
Salih Peygamber ve Semud Kavmi
Semud kavmine gönderilen Salih (a.s.), isminin anlamı itibarıyla “Salih”, “Elverişli”, “Barışçıl” veya “Dürüst” demektir. Batı literatüründe ve Tevrat’ta bu ismin doğrudan bir karşılığı yoktur. Ancak bazı araştırmacılar, Nuh’un oğlu Sam’ın soyundan gelen Shelah (Salah) ismiyle fonetik bir benzerlik kurarlar.
Tevrat’taki Shelah (İbranice: Shelach), “gönderilen” veya “filiz” anlamına gelir. Ancak Salih Peygamber’in deve mucizesi ve kayadan çıkan deve anlatısı, tamamen Arap yarımadasına özgü bir kıssa olup, Tevrat anlatılarında yer almaz. Bu durum, Salih’in (ve Hud’un) “Arab-ı Baide” (Yok olmuş Araplar) dönemine ait, Tevrat yazarının coğrafi veya teolojik odağının dışında kalmış yerel monoteist figürler olduğunu düşündürmektedir.
Patrikler Dönemi: İbrahim, İshak, İsmail ve Lut
İbrahimî dinlerin “kavşak noktası” olan bu dönem, isimlerin anlamlarının kaderle en çok örtüştüğü evredir.
İbrahim: Çokluğun Babası
İbrahim (İbranice: Avraham, Arapça: Ibrāhīm), başlangıçta Avram (Yüce Baba) iken, Tanrı ile yapılan ahit sonrası Avraham (Milletlerin Babası / Kalabalıkların Babası) adını almıştır. Türkçede yaygın olarak kullanılan İbrahim, “Dost” (Halilullah) sıfatıyla bütünleşmiştir.
Sara ve Hacer: Soyluluk ve Hicret
- Sara (Sarah): İbranice “Prenses”, “Soyluluk” veya “Yöneten Kadın” anlamına gelir. Başlangıçta Sarai olan ismi, ilahi müdahale ile Sarah olmuştur. Türkiye’de Sare veya Sara formları kullanılır.
- Hacer (Hagar): İsmail’in annesi. İbranice kökeni Ha-Gar (“Yabancı” veya “O Yabancı”) olabilir. Ancak Arapça kökeni, H-J-R (Hicret, Göç etmek, Ayrılmak) köküyle muazzam bir uyum gösterir. Hacer, çllde su arayan ve “Hicret” eden kadındır. Kur’an’da ismi açıkça geçmese de, İslam kültüründe ve Türkçede Hacer ismi “taş” (Hacerü’l-Esved) ile değil, bu hicret ve teslimiyetle anılır.
Gülmek ve İşitmek: İshak ve İsmail
- İshak (Isaac): İbranice Yitzchak, “Gülecek” veya “O güler” demektir. Bu isim, yaşlılığında hamile kalacağını duyan Sara’nın “gülmesine” (şaşkınlık ve sevinç) atıftır. Arapça Isḥāq ve Türkçe İshak, bu fonetiği korur.
- İsmail (Ishmael): İbranice Yishma’el, “Tanrı İşitir” (Yishma-El) demektir. Hacer’in çöldeki yakarışını Tanrı’nın işitmesi üzerine bu isim verilmiştir. Arapça Ismāʿīl ve Türkçe İsmail, bu “işitilme” ve “kabul edilme” manasını taşır.
Lut: Örtü ve Ayrılık
Lut (İbranice: Lot), “örtü”, “peçe” veya “gizli” anlamına gelir. Sodom ve Gomora’nın helakından kaçışı ve karısının geride kalışı hikayesi, ismin “gizlenme/korunma” anlamıyla rezonans halindedir. Türkiye’de Lut ismi, kavminin işlediği günahlarla olan negatif çağrışımı nedeniyle çocuklara isim olarak verilmez, ancak kıssası ahlaki bir uyarı olarak sıkça anlatılır.
Yakup’un Soyu ve On İki Kabile: İsimlerin Türkçeleşmiş Halleri
Yakup (a.s.) (İbranice: Ya’akov – “Topuk tutan/Takip eden”, İslam’da Yaʿqūb), İsrailoğullarının 12 kabilesinin atasıdır. Bu kabilelerin isimleri, Yahudi tarihinde merkezi öneme sahipken, İslam ve Türk kültüründe Yusuf ve Bünyamin dışındakiler daha az bilinir. Ancak modern Türkiye’de ve İsrail ile olan tarihsel etkileşimlerde bu isimlerin izleri görülür.
Aşağıdaki tablo, 12 kabilenin isimlerinin Batı, İbrani ve Türk-İslam kültüründeki karşılıklarını ve etimolojilerini sunmaktadır:
| Batı/İncil İsmi | İbranice Kök ve Anlam | Türkçe/İslami Kullanım | Notlar ve Türkiye’deki Durum |
| Reuben | Re’u-ven (Bakın, bir oğul) | Rubin / Rüben | Türkiye’de nadirdir. |
| Simeon | Shimon (İşitme) | Şemun | İslam tarihinde “Şemun-u Gazi” efsaneleriyle bilinir. |
| Levi | Levi (Bağlı, Bitişik) | Lavi | Türkiye’de modern bir isim olarak (nadiren) Lavi görülür. |
| Judah | Yehuda (Övgü, Şükür) | Yahuda | “Yahudi” kelimesinin köküdür. İsim olarak kullanılmaz. |
| Dan | Dan (Yargıladı) | Dan | Türkçede kullanılmaz. |
| Naphtali | Naftali (Mücadelem) | Naftali | Türkçede kullanılmaz. |
| Gad | Gad (Talih, Şans) | Gad | Türkçede kullanılmaz. |
| Asher | Asher (Mutlu, Kutlu) | Aşer | Türkçede kullanılmaz. |
| Issachar | Yissaskar (Ücret, Ödül) | İshakar | Türkçede kullanılmaz. |
| Zebulun | Zevulun (Mesken, Barınak) | Zebulun | Türkçede kullanılmaz. |
| Joseph | Yosef (O eklesin/artırsın) | Yusuf | Türkiye’de en popüler erkek isimlerinden biridir. |
| Benjamin | Binyamin (Sağ elimi oğlu) | Bünyamin | Türkiye’de yaygın olarak kullanılır. |
Analiz: Yusuf ve Bünyamin’in Türkiye’de popüler olmasının temel sebebi, Kur’an’daki Yusuf Suresi’nde bu iki kardeşin sevgi, sadakat ve masumiyetle özdeşleştirilmesidir. Diğer kardeşler ise Yusuf’a ihanet edenler olarak kodlandığı için isimleri kültürel hafızada “verilebilir isim” statüsü kazanmamıştır.
Musa, Mısır ve Çöl: İsimlerin Politik ve Teolojik Yükü
Musa dönemi, Firavun’un sarayından Sina Çölü’ne uzanan bir yolculuktur ve bu dönemdeki isimler, Mısır dili ile Semitik dillerin karışımını yansıtır.
Musa ve Harun
Musa (İbranice: Moshe), Tevrat’a göre sudan “çıkarılan” (mashah) demektir. Ancak modern Mısırbilimciler, bu ismin Antik Mısır dilindeki msy (doğmuş, çocuk) kökünden geldiğini (Örn: Thutmose – Thoth’un oğlu, Ramses – Ra’nın oğlu) belirtirler. Musa, isminin başındaki tanrı ekini atarak sadece “Oğul/Çocuk” olarak kalmış olabilir. Arapça Mūsā ve Türkçe Musa kullanımı yaygındır.
Kardeşi Harun (İbranice: Aharon), “Aydınlanmış”, “Yüce Dağ” veya “Güçlü” anlamlarına gelebilir. İslam geleneğinde fesahati (düzgün konuşması) ve Musa’nın yardımcısı (veziri) olmasıyla bilinir.
Firavun’un Karısı: Asiye mi, Bithiah mı?
Burada çok önemli bir teolojik ve onomastik ayrım vardır.
- Yahudi Kaynaklarında: Musa’yı Nil’den kurtaran kadın, Firavun’un kızıdır ve adı Bithiah‘tır (İbranice: Bat-Yah, “Yahweh’in Kızı”). Bu isim, onun putperestliği bırakıp İsrail’in Tanrısı’na iman ettiğini simgeler.
- İslam Kaynaklarında: Musa’yı büyüten (veya iman eden) kadın, Firavun’un karısıdır ve adı Asiye‘dir. Asiye(Arapça: Āsiya), “Teselli eden”, “Acıyı dindiren” veya “Sütun/Direk” anlamına gelir. İslam’da Asiye, Firavun’un zulmüne karşı imanı seçen ve cennetle müjdelenen dört büyük kadından biridir. Türkiye’de Asiye ismi, bu güçlü ve mümin kadın figürüne atfen kız çocuklarına sıkça verilir. Bithiah ismi ise İslam coğrafyasında bilinmez.
Şuayb ve Jethro: Medyen’in Rehberi
Musa’nın kayınpederi olan Medyenli kahin, Tevrat’ta Jethro (İbranice: Yitro – “Bolluk/Mükemmellik”) olarak geçer. Kur’an’da ise Medyen halkına gönderilen peygamber Şuayb’dır. Şuayb ismi, “küçük kabile” veya “yolu gösteren” anlamına gelebilir.
İslam alimlerinin çoğu, Şuayb ile Jethro’nun aynı kişi olduğu görüşündedir; ancak Kur’an, Şuayb’ın Musa’nın kayınpederi olduğunu açıkça belirtmez. Yine de “Medyen”, “kızlar” ve “su kuyusu” motifleri iki anlatıyı birleştirir. Türkçede Şuayb ismi kullanılırken, Batı etkisindeki çevrelerde veya çevirilerde Jethro ismiyle karşılaşılır.

Leave a Comment