1798 yılında Napoleon Bonaparte komutasındaki Fransız ordusu Mısır’a ayak bastığında, beraberinde 175 bilim insanı da getirmişti. Bu ekip, Mısır’daki eski sanat eserlerini incelemekle görevlendirildi. Askerî başarısızlıkla sonuçlanan bu seferin ardından Fransızlar, bilimsel alanda önemli buluşlarla geri döndüler. Bunların en önemlisi, Rosette kasabası yakınlarında bulunan bazalt bir levhaydı.
Levhanın üzerinde üç farklı yazı türü vardı: en üstte hiyeroglif, ortada demotik, en altta ise eski Yunanca. Yunanca yazı örnek alınarak diğer iki yazının okunuşu çözüldü. Bu levha, Nil kıyısındaki Rosette şehri yakınında bulunduğu için “Rosette Levhası” olarak adlandırıldı. Fransız bilgini Champollion, bu yazıları karşılaştırarak hiyeroglif yazıyı ilk kez çözmeyi başardı.
İlk Kelimeler: Resimlerle Yazı
Eski Mısırlılar, kelimeleri resimlerle ifade ederek yazı yazarlardı. Milattan önce 2600 yıllarında kullanılan bu yazı türü, bilinen en eski yazı çeşitlerinden biridir. İlkel bir insan, bir kaya, hayvan ya da güneşi anlatmak istediğinde, alfabe bilmediği için bu nesnelerin resmini çizerdi. Mısırlılar da aynı yöntemi kullanarak her eşyayı resimle anlatmaya çalıştılar.
Ancak bu yöntem, soyut kavramları ifade etmekte yetersizdi. Bu nedenle yazılarını geliştirerek hece ve kelimeleri temsil eden şekiller eklediler. Zamanla, dildeki sesleri gösteren yirmi dört şekillik bir sistem kurdular. Bu alfabe, birkaç çeşit p, s, t harfi içeriyordu fakat sesli harfler yoktu.
Papirüs Nasıl Yapılır?
Eski Mısırlılar, papirüs adı verilen özel bir kağıt üzerine yazarlardı. Nil kıyısında yetişen bir bitkinin gövdesi uzunlamasına kesilir, elde edilen ince tabakalar yanyana dizilirdi. İkinci sıra, birincinin üzerine enlemesine yerleştirilir, tabakalar çekiçle hafifçe dövülür, güneşte kurutulurdu. Bu işlem sabır ve ustalık gerektirirdi.
Hiyeroglif Alfabesi
Mısırlılar, sesli harfleri yazmazlardı; yalnızca sessiz harfleri yazıp seslileri okurken ağızdan eklerlerdi. Hiyeroglif yazı taş üzerine yazılırdı, papirüs için uygun değildi. Bu nedenle yazılarını basitleştirerek “hiyeratik” ve “demotik” türlerini geliştirdiler.
Sayılar
Eski Mısırlılar, sayıları kısa dikey çizgilerle ifade ederdi. Yüzler ve binler için farklı işaretler kullanılır, büyük sayılar için bu işaretler tekrarlanırdı.
İstanbul’daki Dikilitaş
Sultanahmet Meydanı’nda bulunan dikilitaş, Mısır Firavunu III. Tutmosis tarafından M.Ö. 1547 yılında yaptırılmıştır. Üzerindeki hiyeroglif yazılar firavunun zaferlerini anlatır. 30 metre yüksekliğindeki bu pembe granit sütun, Bizans İmparatoru Büyük Theodosius tarafından 390 yılında İstanbul’a getirilmiş ve At Meydanı’na özel olarak açılan bir yoldan taşınarak bugünkü yerine dikilmiştir. Dikilme işlemi tam 33 gün sürmüştür.
