KAHRAMANMARAŞ

YÜZEY ŞEKİLLERİ

Genellikle engebeli bir yapısı olan Kahramanmaraş ilinde dağlar, toprakların % 59,7’sini kaplar. İldeki başlıca dağlar Binboğa Dağları (2.942 m), Ahır Dağı (2.301 m), Delihöbek Dağı (2.338 m), Engizek Dağı (2.815 m), Berit Dağı (3.014 m), Nurhak Dağları’dır (3.081 m).

Kahramanmaraş topraklarının % 24’ünü kaplayan platolar, daha çok kuzeyde toplanmıştır. Yükseltisi 1.500 – 2.000 marasında değişen bu platolar kalkerli yapı nedeniyle bitki bakımından pek zengin değildir. Kuzeydeki kadar sık olmasa da ilin güney kesiminde de platolara rastlanır. Yükseltileri yer yer 1.000 m’ye kadar düşen bu platolar, Ceyhan Vadisiaracılığıyla Akdeniz iklimine açıktır. Bu bakımdan kuzey platoları kadar soğuk değildir.

Kahramanmaraş topraklarının % 16,3’lük bir bölümünü ovalar kaplar. Daha çok Ceyhan Nehri Vadisi boyunca sıralanan bu ovaların başlıcaları Kahramanmaraş ve ilin güneydoğusunda bulunan Pazarcık Ovası; Nurhak ve Berit Dağları ile kuşatılmış olan 1.200 m yükseklikte Elbistan ve Afşin Ovaları’dır.

Elbistan Ovası’nın uzunluğu 50 km, kuzey-güney doğrultusunda eni ise en çok 20 km’dir. Binboğa, Nurhak, Engizek ve Berit Dağları arasında, bu dağlardan ortalama 1.000-1.500 m aşağıda bir çöküntü alanıdır.

Kahramanmaraş Ovası’nın yüksekliği 800-1.000 m’dir. Ahır ve Çimen Dağları’nın arasında yer alan Kahramanmaraş Ovası’nın uzunluğu 40 km, kuzey-güney doğrultusunda genişliği yaklaşık 20 km’dir.

AKARSULAR VE GÖLLER

Türkiye’nin önemli akarsularından Ceyhan Nehri, Kahramanmaraş topraklarında doğar. Ceyhan Nehri’nin kaynak bölgesinde denizden yüksekliği 2.000 m’dir. Bu yükseklik 460 km’lik akışı boyunca 0 m’ye kadar düşer. Eğim nehrin orta ve yukarı çığırlarında % 1,1’i geçer. Saniyede akıttığı su miktar ortalaması 30 m$^3$’tür. Akdeniz’e dökülen bu akarsu Elbistan Ovası’nı çevreleyen Aksu, Hurma ve Söğütlü Irmakları’yla beslenir. Ayrıca Kahramanmaraş Nehri’nin güneybatısındaki Engizek Dağı’ndan doğan akarsuyu alır. Güneybatı yönünde akarak Adana ili sınırlarına girer.

Kahramanmaraş’ta Nehli ve Azap adlı göller vardır. Gâvur ve Mizmilli gölleri kurutulmuştur. Ceyhan Irmağı’nın üzerinde Güvercinlik, Aksu üzerinde Kartalkaya Baraj Gölleri vardır. Kartalkaya Barajı sulama ve taşkınları önleme amacıyla kurulmuştur; su toplama kapasitesi 195 milyon m$^3$’tür.

İKLİM

Yazlar sıcak, kışlar soğuk geçer. İklim çöküntü alanlarında biraz daha ılıktır. Yıllık sıcaklık ortalaması 16,7 °C’dir. En sıcak geçen aylar Temmuz ve Ağustos, en soğuk geçen aylar ise Ocak ve Şubat’tır.

Yağışlar genellikle kış döneminde artar. Yıllık yağış ortalaması 722,8 mm’dir. En çok yağış Aralık ve Ocak aylarında, en az yağış ise Temmuz ve Ağustos aylarında olur.

İlin alçak kesimlerinde kara iklimine dönüşmüş Akdeniz iklimi kendini gösterir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

Kahramanmaraş ili, doğal bitki örtüsü bakımından büyük bölümüyle kurakçıl orman alanına girer. İlin Akdeniz iklimietkisi altında kalan kesimlerinde makiler, daha yükseklerde meşe, karaçam, ardıç ormanları vardır. Ormanlarda ayrıca mazı, gürgen, yabani elma, kızılağaç, dişbudak, kızılçam, köknar gibi ağaçlara rastlanır. Elbistan Ovası’nın su boylarında, söğüt dizileri ve kavaklıklar dışında genellikle bozkır görünüşü egemendir.

EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

Kahramanmaraş ilinde ekonominin temeli tarımdır. Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgeleri arasında yer alan bir geçit özelliği taşıması, ilde yapılan tarımı etkilemiştir.

Kahramanmaraş ilinde başlıca ürünlerin üretim miktarı şöyledir (1978-80 ortalaması, ton olarak): Buğday (307.811), arpa (82.580), nohut (47.979), fasulye (13.737), şeker pancarı (181.580), pamuk (saf, 21.241), pamuk (tohum, 33.986).

1980 yılında ilde sebze ve meyve üretimi de şöyledir (ton olarak): Domates (46.000), hıyar (10.000), kabak (7.000), lahana (5.000), elma (15.855), armut (3.458), kayısı (3.932), dut (3.890), üzüm (88.426), antepfıstığı (510).

Hayvancılık özellikle kuzeydeki dağlık bölgelerde yaşayanların geçim kaynağıdır. Kahramanmaraş’ın 103 köyündehayvancılık birinci sırayı alır. İlde hayvancılık genel olarak mera hayvancılığına dayanır.

İlde 1980 yılında hayvan varlığı şöyledir (baş olarak): At (15.630), katır (6.990), eşek (19.990), sığır (199.599), manda (9.020), koyun (565.660), kıl keçisi (380.560), deve (240). Ayrıca 650.000’in üzerinde kümes hayvanı ve 29.000 arı kovanı tespit edilmiştir.

Aynı yıl ilde hayvansal ürünlerin üretimi de şöyledir (ton olarak): Süt (93.070), yapağı (645), kıl (100), bal (331), et (2.225). Bunların dışında 120.000’in üzerinde deri ve 47.165.000 yumurta elde edilmiştir.

SANAYİ VE MADENCİLİK

İmalat sanayiinin en az gelişmiş olduğu illerden biri de Kahramanmaraş’tır. İmalat sanayiinin payı % 6’dır. 1975 nüfus sayımına göre nüfusun % 3,6’sını oluşturan 9.108 kişi imalat sanayiinde çalışmaktaydı.

Kahramanmaraş’ın en önemli yer altı kaynaklarını linyit oluşturmaktadır. Afşin-Elbistan arasındaki 100 km$^2$’lik bir alanda bulunmaktadır. Afşin-Elbistan’da yapımı sürdürülen termik santralde enerji üretimi bu düşük kalorili linyitlerle sağlanacaktır.

Kahramanmaraş’ın önemli yer altı kaynaklarından biri de barittir. Barit, petrol sondaj çamurunda katkı maddesi olarak kullanılır. Ayrıca plastik, deri, seramik üretimi gibi sanayi dallarında kullanılan çeşitli baryum, tuz ve bileşiklerinin de hammaddesidir.

Ayrıca kurşun, çinko, demir ve mermer yatakları bulunmaktadır.

Elbistan’da çıkarılan demir, ilin yer altı kaynaklarındandır. Demir ayrıca Murata ve Nargele köylerinin yakınlarında da çıkarılır.

TARİH

Tarih çağları içinde Maraş, Hititler’in egemenliğinde ortaya çıkar. M.Ö. 2000 yıllarından M.Ö. 1150 yılına kadar Hititler’in elinde kalan Maraş, Hititler’in en önemli bölgelerinden biriydi. Günümüzde yapılan kazılarda, bu döneme ait birçok ev eşyası, heykel ve yazıt bulunmuştur. Eski Babil İmparatorluğu’nun etki alanı buralara kadar uzanıyordu. Hitit İmparatorluğu M.Ö. 1200 – M.Ö. 850 yılları arasında bir Hitit federasyonu biçimine girmişti. Bu federasyon dağılma döneminde “Gurgu” adlı bir Hitit prensliğinin başkenti oldu. M.Ö. 7. yüzyılda Asurlular bu bölgeyi aldılar. Asurlular’ın M.Ö. 580 yılında yıkılması üzerine bölge Yeni Babil Krallığı’na geçti. M.Ö. 546’da Pers imparatoru Kiros (Kuruş) Persepolis’ten (güney İran’da) yola çıkıp Batı Anadolu’yu fethe giderken Maraş bölgesini de imparatorluğuna kattı. M.Ö. 333 yılında İran İmparatorluğu’nun yerine Makedonya İmparatorluğu geçti. Büyük İskender bütün Anadolu’yu, İran’ı ve Mısır’ı almıştı. Ölümünden sonra imparatorluk parçalandı. Bölge Selevkos İmparatorluğu’nun payına düştü. M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu bu yörelere uzanmış, Kapadokya Krallığı’nı yıkmıştı. Romalılar, imparatorları Caligula döneminde Maraş’a Caesarea, Germanicia adını verdiler. Roma çağında şehrin, şimdiki yerinde değil, Fırat Nehri’ne dökülen Karasu Çayı (Araba Suyu) kıyısında olduğu bilinmektedir. Germanicia, depremde yıkılınca şehir bugünkü Maraş’ın doğusunda Karamaraş denen yere taşındı. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ayrılması üzerine bütün Anadolu gibi Maraş bölgesi de Doğu Roma’nın payına düştü. Maraş’a Marasion adı verildi.

Maraş 637 yılında Arap komutanı Halid Bin Velid tarafından ele geçirildi. Kalesi yıktırıldı. Bizans’a karşı bir askeri üsolarak kullanıldı. Uzun yıllar Bizanslılar ve Araplar arasında el değiştirdi. Sık sık yıkıldı ve yeniden yapıldı, onarıldı. 7. yüzyıldan 10. yüzyıl sonuna kadar Bizans-Arap çatışması sürüp gitti. Maraş bölgesi bu iki devlet sınırlarında olduğu için sık sık sahip değiştiriyordu.

Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Alp Arslan’ın Malazgirt Ovası’nda Bizans imparatoru Romanos Diogenes’ibüyük bir yenilgiye uğratması üzerine Anadolu Fatihi ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu I. Süleyman Şah’ınkomutasındaki ordular Maraş’ı da aldılar. Fakat Birinci Haçlı Seferi şehrin Türkler’in elinden çıkmasına neden oldu. Haçlı komutanı, şehre bir piskopos yerleştirdi. 1100 yılında şehri tekrar Türkler aldı.

12. yüzyıl sonlarında Maraş Zengiler’e ve Eyyubiler’e geçti. Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev 1208’deMaraş’ı aldı. 1258’de egemenlik İlhanlılar’a, 1298’de Memlûkler’e geçti. 14. yüzyılın ikinci yarısında Maraş’a Türkmen aşiretleri yerleşti. Bunların en güçlüsü olan Dulkadiroğulları önceleri Memlûkler’e, sonraları Osmanlılar’a bağlı olmak üzere Maraş bölgesini yönetti. 1449 yılında II. Murad’ın büyük oğlu Şehzade Mehmet (Fatih)Dulkadiroğlu prenseslerinden Sitti ile evlendi. II. Murad’ın annesi de Dulkadiroğulları prenseslerindendi. Yavuz Sultan Selim de bir Dulkadiroğulları prensesinden doğmuştur. Yavuz, 1515’te Osmanlı İmparatorluğu topraklarına Maraş’ı da bağladı.

Maraş, üç yüzyıldan fazla, sakin bir hayat sürdü. Mısır Hıdivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanında (1839), oğlu İbrahim Paşa komutasındaki ordular tarafından 19 ay işgal edildi. Tanzimat döneminde bir sancak merkezi oldu ve Halep Vilâyeti’ne bağlandı.

19. yüzyıl sonrasında Maraş’ta yüzyıllardan beri var olan dokuma ve dericilik sanayii çöktü. 60.000 olan nüfus I. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda 30.000’e düştü. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler 23 Şubat 1919’da Maraş’ı işgal ettiler. Sonra 30 Ekim 1919’da Fransızlar’a terk ettiler. Fransızlar, kendilerine yardımcı olsun diye bölgedeki Ermeniler’i silahlandırdılar. Yerli Ermeniler Türk halkına işkence etmeye başladı. Maraşlılar düşmanların saldırganlığını önlemeye, Türk namusunu korumaya çalıştılar. Düşman askerleri şehirdeki Uzunoluk Hamamı’ndançıkan Türk kadınlarına sarkıntılık edince, Sütçü İmam adlı bir Maraşlı silahını çekerek bir düşman askerini öldürdü. Kendisi de hemen orada şehit edildi. Sütçü İmam’ın başlattığı bu direnmeden sonra çocuklara ve kadınlara varıncaya kadar bütün Maraşlılar silaha sarıldı; il 11 Şubat 1920’de işgalden kurtuldu (Metinde 1922 yazsa da, yaygın kabul edilen tarih 1920’dir, bu nedenle düzeltme yapılmıştır). Fransızlar giderken bütün Ermeniler’i de beraberlerinde Suriye’yegötürdüler.

FOLKLOR

Kahramanmaraş ilinin folkloru, tarihin çeşitli dönemlerinde bu bölgede yaşayan toplulukların etkisinde kalarak gelişmiştir. Geleneksel kıyafet, ilin kuzey ve güney kesimlerinde bazı farklılıklar gösterir. Kuzeyde Doğu Anadolu’yahas kıyafetler; güneyde bol ve hafif kıyafetler yaygındır. Geleneksel kadın kıyafetinin başlıca parçaları zıbın, fermenedenen cepken, könçek adı verilen don ve fistan’dır. Kızlar, poşuyu, saçlarını örtmeyecek şekilde alınlarından bağlar; kuşak veya kemer kullanırlar. Kadınlar fes veya çift poşu kullanır. Kadın ayakkabıları arasında edik ve gülşefteli denen ayakkabılar yaygındır. Bölgede yaşayan Türkmen kadınları ise giyimlerine daha önem verir. Mavi dalama denen etek, iç yelek, kolsuz yelek ve çeşitli başlıklar, Türkmen kadınlarının tipik kıyafetidir. İlde halay türünde oyunlar oynanır. Başlıca oyunlar “Bir evde iki gelin”, “Çamdan sakız akıyor”, “Zeytin halayı” ve “Ağır hava”’dır. “Güzel ne güzel olmuşsun” ve “Kara çadır düzdedir” türküleri ünlüdür.

GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

İlk uygarlıkların Paleolitik Çağ’da ortaya çıktığı Kahramanmaraş ve çevresinde, Hititler’e, Romalılar’a, Selçuklular’a, Dulkadiroğulları’na ve Osmanlılar’a ait yapılar vardır.

İlin önemli yapılarından biri olan Maraş Kalesi’nin ilk yapılışı Hititler dönemindedir. 128 metre uzunlukta, 60 metregenişlikteki kale, günümüze kadar birçok defa onarılmıştır.

Ulucami Dulkadiroğulları döneminde, 15. yüzyılın sonlarına doğru Alâüddevle Bey tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlıdır. Ayrıca Danişmentliler’e ve Osmanlılar’a ait aynı adı taşıyan iki cami daha vardır.

Hatuniye Camisi 15. yüzyılda Yavuz Sultan Selim’in büyükannesinin adına yaptırılmıştır. İldeki diğer tarihî yapılar arasında 16. yüzyılda Alâüddevle Bey’in kızı İklime Hatun adına yaptırılan İklime Hatun Mescidi, 14. yüzyıldayaptırılan Taş Medrese, Ceyhan ve Körsülü Köprüleri ve Hurman Kalesi sayılabilir.

Kahramanmaraş Müzesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde tamir ettirilen Maraş Kalesi’nin içindedir. Müze, özellikle Hitit yapıları bakımından zengindir. Maraş Kalesi’nin kapısında bulunan aslan heykellerinden biri İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne taşınmıştır.

YÖREDEN BİR TÜRKÜ

Kara çadır düzdedir, Top zülüfler yüzdedir. On iki gelin sevdim, Gene gönlüm kızdadır.

İndim dereye durdum, Bir çift güvercin vurdum. Bir gelinin uğruna, On beş altın bozdurdum.