ERTUĞRUL FİRKATEYNİ FACİASI

Güzel bir haziran günü, Japonya’nın büyük limanı Yokohama’da bir telâş ve heyecan hüküm sürüyordu. Her taraf bayraklarla donatılmış, halk kıyıları doldurmuştu. Denizin üzerinde de yüzlerce kayık ve istimbot kaynaşıp duruyordu. Herkesin gözleri ufukta bir geminin, bir Türk savaş gemisinin belirmesini bekliyordu.

Tarihte ilk defa olarak bir Türk savaş gemisi Japonya’ya geliyor, Türk ulusunun dostluk ve sevgilerini Japon ulusuna ve onun imparatoru “Güneşin Oğlu”na getiriyordu. Bu gemi, daha sonra tarihte “Talihsiz Ertuğrul Firkateyni” diye anılacaktı. Ama o güzel haziran günü talihin Türk savaş gemisine kötü bir oyun oynayacağı hiç kimsenin aklına gelmiyordu.

Düşünülen tek şey Ertuğrul firkateyninin, komutanı Osman Paşa (Tuğamiral)’nın Kobe’den çektiği telgrafta bildirdiği gibi o gün, 7 Haziran 1890’da Yokohama’ya varıp varamayacağıydı.

⚓ ERTUĞRUL FİRKATEYNİ JAPONYA YOLUNDA

Ertuğrul firkateyni ile Japonya’ya yapılması düşünülen uzun gezi, bir dostluk ziyaretinin karşılığı olacaktı. 1887 yılında Japon İmparatoru Mikado’nun amcasının oğlu Prens Komaço, İstanbul’u resmen ziyaret ederek Padişah Abdülhamit II’ye Japon İmparatoru’nun bir dostluk mesajı ile nişan ve hediyeler getirmişti.

Bu dostluk ziyaretini iade etmek gerekiyordu. Türk deniz subaylarının, bu arada okuldan yeni çıkmış genç subayların açık denizlerde tecrübe sahibi olmaları için bu gezinin bir savaş gemisiyle yapılması düşünüldü.

Düşünceler iyiydi ama, dışı gıcır gıcır boyalı, çağının en üstün silâhlarıyla donatılmış 2344 tonluk gösterişli Ertuğrul firkateyni çürük bir tekneydi. 1854 yılında İstanbul’da tezgâha konulmuş, teknesi tahtadan yapılmıştı. 1888 yılında yeniden tamir görmesine rağmen makinelerine, hele kazan ve kazan altına el değil, göz bile atılmamıştı. Hızı saatte 10 mili güç buluyordu.

Ertuğrul firkateyninin Japonya seferiyle görevlendirildiği duyulunca, geminin bu uzun ve tehlikelerle dolu açık deniz gezisine dayanamıyacağı, işten anlayan ve denizcilik biliminin söz sahibi kimseler tarafından açıklanmıştı.

🗺️ SEFER ROTASI VE İLK KAZALAR

Ertuğrul firkateyni 1889 yılının 2 Temmuz günü İstanbul’dan denize açıldı.

Yolculuk ilk kötü işaretini Süveyş Kanalı’nda verdi. 14 Temmuz 1889’da Port Said’e varılmış, ertesi gün de Ertuğrul kanalda karaya oturmuştu. Gemi, Kanal İdaresi’nin gönderdiği römorkörlerin yardımıyla 16 Temmuz’da kurtarıldı.

Ama, gemiyi bir süre için yolundan alıkoyan asıl önemli kaza bir gün sonra Süveyş şehrine 15 mil kala oldu. Rüzgâr ve akıntının etkisiyle kıyıya hızla bindiren Ertuğrul’un dümen bodoslaması su kesimi düzeyinden kırıldı, dümen koptu. Süveyş’e kadar yedekte çekilen gemi havuzun boşalması için bir ay burada bekledi. 18 Ağustos’ta havuzlandı. 9 Eylül’de onarımı bitti. 11 Eylül’de Japonya’ya doğru yola çıktı.

Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Ertuğrul firkateyni 13 Kasım 1889’da Singapur’a vardı. Yolda Aden (7–10 Ekim), Bombay (21–27 Ekim) ve Colombo (31 Ekim–1 Kasım) limanlarına uğramıştı.

🌏 UZAKDOĞU’DA İLK TÜRK SAVAŞ GEMİSİ

Kışın bastırması ve Çin Denizi’ndeki fırtınalar yüzünden bütün bir kış burada geçirildi. Bu arada gemi komutanı Albay Osman Bey’in rütbesinin Mirlivalığa (Tuğamiral) yükseltildiği İstanbul’dan bildirilmişti.

Singapur’da baş bodoslamanın üst bölümü değiştirilmiş, Müslüman beyliklere kısa ziyaretler yapılmıştı. Osman Paşa’nın raporundan:

“Bu seyahat, bütün Osmanlı Türkleri için ne derece şan ve şeref ise firkateynde bulunan bütün subay ve erat için de tarifi imkânsız bir sevinç ve kıvanç olmuştur.”

🏯 JAPONYA’DA KARŞILAMA VE SARAY ZİYARETİ

Ertuğrul firkateyni 1890 yılının Mart ortasında Singapur’dan Japonya’ya doğru yola çıkıp 26 Mayıs’ta Kobe’ye vardı. Saygon ve Hong Kong limanlarına da uğramıştı. Gemi Kobe’de temizlenip boyandı. 7 Haziran’da vardığı Yokohama limanında Eylül’ün 15’ine kadar kaldı.

Başkent Tokyo’da bulunan Japon İmparatoru, Osman Paşa’yı ve subayları sarayına davet etti. Osman Paşa, İmparator ve İmparatoriçe’ye Osmanlı Padişahı’nın gönderdiği nişan ve hediyeleri sundu.

🌊 ERTUĞRUL FİRKATEYNİ FACİASI

15 Eylül 1890’da Yokohama’dan ayrılan Ertuğrul, 18 Eylül gecesi Oşima kayalıklarında battı.

İmam Ali Efendi’nin anlatımıyla:

“Salı günü Güneş batarken fırtına çıktı. Dalgalar yükseldikçe geminin yalpaları çoğaldı… Çarşamba günü dinmesi beklenen fırtına kudurmuştu… Perşembe günü su ocaklara kadar çıkarak makine dairesini örttü… Gece saat 9.30’da birden çatırdı koptu. Gemi ortadan ikiye bölündü. Kazanlar infilâk etti. Allaha sığınarak kendimi dalgaların kucağına bıraktım.”

🗾 JAPON HALKININ YARDIMI VE ŞEHİTLİK

Kaşinosaki fenerinin nöbetçileri, sırılsıklam bir Türk gemicisinden haberi aldı. Bütün Japonya ayaklandı. Fakir Oşima halkı 69 yaralıyı tedavi etti, giydirdi, misafir etti. Beş gün boyunca 260 Türk şehidinin cesetlerini topladılar ve Oşima Burnu’nda bir şehitliğe gömdüler. İmparator başta olmak üzere Japon ulusu büyük saygı gösterdi.

607 kişiyle çıkılan yolculuktan vatana sadece 69 kişi dönebildi. Osman Paşa da şehitler arasındaydı.

🧾 KURTULAN SUBAYLAR

Ertuğrul firkateyni faciasından kurtulan 6 subay ve 63 deniz eri:

  • Mehmet Ali Bey – Makine subayı
  • İsmail Efendi – Muzika subayı
  • Arif Bey – Makine subayı
  • Haydar Efendi – Fotoğraf subayı
  • Mustafa Efendi – Kâtip yardımcısı
  • Ali Efendi – Firkateyn imamı

📜 OSMAN PAŞA’NIN MEKTUBU

Yokohama’dan ağabeyi Mehmet Reşit Paşa’ya:

“Tokyo’ya üç defa gittim. Sarayda İmparator ve İmparatoriçe’yi görüşüm, nişan ve hediyeleri verişim gazetelere geçmiştir… Subay ve eratımızın terbiye ve itaatlerinin övgüsünü işitmekle iftihar ediyorum. Tokyo’da Rus ve Alman elçileri birçok defa beni tebrik ettiler…”