TRABZON

⛰️ YÜZEY ŞEKİLLERİ

İlin yüzey şekillerini Kuzey Anadolu Dağları’nın kıyı şeridi oluşturur. Değirmendere’nin doğusunda bulunan dağlara Trabzon Dağları, batısında bulunan dağlara ise Zigana Dağları adı verilir. İl sınırları içinde bulunan bu dağların kuzey yamaçları diktir. Bu dik yamaçlar birbirlerine paralel olmak üzere derin vadilerle yarılmıştır. Bunlar deniz üzerinde burunlar oluşturur. Bu burunlara en güzel örnek Vakfıkebir-Akçaabat arasındaki Fener Burnu’dur (Yeres, ya da Yoros Burnu da denir).

Trabzon yöresindeki dağların eteğinde bulunan Boztepe, Zifanos, Soğuksu tepeleri 200-250 metre yüksekliği olan tepelerdir. Bu tepelerle Karadeniz arasında dar bir kıyı ovası bulunur. Bu kıyı ovaları, il topraklarının ancak % 10’unu meydana getirir.

Trabzon ilinin başlıca dağları şunlardır: Haldizen Dağı (3.329 m), Kemer Dağı (3.250 m), Çakırgöl Dağı (3.063 m), Kolet Dağı (2.580 m), Zigana Dağı (2.600 m), Horoz Dağı (2.396 m).

💧 AKARSULAR VE GÖLLER

Trabzon’da önemli büyüklükte akarsu yoktur. Kıyı dağlarından ve bu dağlarda bulunan yaylalardan inerken dağları dikine yararak, denize dökülen kısa akarsular bulunmaktadır. Bunların akışı hızlıdır. Yazın da yağışların etkisi ile suları bol olur.

En önemli dereler doğudan batıya doğru şöyle sıralanır: Maki, Beltacı, Solaklı, Manahos, Hamurğan, Karadere, Yanbolu, Değirmendere, Kuzgundere ve Kisarna dereleri.

İlde önemli göl yoktur. Yalnız yüksek dağların doruklarında buzul sirk göllerine rastlanır. Bu tip göllerin en önemlileri Çakırgöl Dağı’nda bulunan göllerdir. Ayrıca oluşum yönünden değişik bir yapıya sahip göller de vardır. Bu göller, değişik zamanlarda toprak kaymaları yüzünden bir vadinin önünün tıkanması sonucu meydana gelen göllerdir.

21 Şubat 1930 yılında Sera Deresi’nin vadisi, toprak kayması sonucu tıkandı. Bu tıkanma sonucunda vadide 4 km uzunluğunda Sera Gölü meydana geldi. Genişliği 130 metreyi bulan göl Trabzon’un 10 km batısındadır. Ayrıca Çaykara ilçesindeki Şarah Gölü (Uzungöl) de aynı şekilde oluşmuş bir göldür.

🌥️ İKLİM

İlin kıyı kesimlerinde Karadeniz iklimi görülür. Yazlar serin, kışlar ılık geçer. Kafkas Dağları kuzeyin dondurucu soğuklarını tuttuğu için, her mevsim yağışlıdır. 39 yıllık gözlemlere göre Trabzon’da en soğuk ayın sıcaklık ortalaması C, en sıcak ay ortalaması C’dir. Yıllık ortalama ısı C’dir. Kaydedilen en düşük sıcaklık C, en yüksek sıcaklık C’dir. Yıllık ortalama yağış tutarı 830,8 mm’dir. Kıyılarda kar yağışı seyrek görülürse de dağlık kesimlere bol miktarda kar yağar. Bu nedenle dağların güneye bakan yamaçları kuraktır ve kışlar daha sert geçer.

🌳 BİTKİ ÖRTÜSÜ

İklimin ılık ve bol yağışlı oluşu nedeniyle orman örtüsü zengindir. Özellikle dağların denize bakan yamaçları yemyeşildir.

Dağların 600-800 m’ye kadar olan bölümlerinde kısmen yapraklarını döken ağaçlardan oluşan ormanlar bulunur. Daha yüksek kesimlerde ise 1.900 m’ye kadar iğne yapraklı ormanlar vardır. Bu ormanlarda en çok görülen ağaç türleri ladin, sarıçam, köknardır. 1.900-2.000 m’den sonra dağ otlakları görülür.

💰 EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

İlin ekonomik açıdan en büyük gelir kaynağı tarımdır. Ancak tarım çeşidinde, Anadolu’nun diğer yörelerinden farklı olarak, tahıl türlerinde ağırlık buğdayın değil, mısırındır.

1980 yılı verilerine göre 465 hektar alana buğday ekilip 975 ton ürün alınmıştı. Hâlbuki aynı yıl 53.920 hektar alana mısır ekilerek 56.950 ton ürün elde edildi. Mısır’dan sonra, patates üretimi de önemlidir. 1980 yılında 6.310 hektar alana patates ekilerek, 78.250 ton patates elde edilmiştir.

Halkın en önemli gelir kaynağı fındık ve çay üretimidir. İlde 1980 yılında 36.430.985 adet fındık ağacı vardı. Bu ağaçlardan 28.188 ton fındık elde edilmiş, aynı yıl 39.286 çiftçi 10.458 hektar alana çay ekerek 77.067 ton yaş çay yaprağı üretmiştir.

İlde endüstri bitkilerinden tütün yetiştirilir. Daha çok Akçaabat kıyılarında ekimi yapılan tütün Trabzon’da ve Maçka ilçesinde de yetiştirilmektedir. Bunların dışında aslında Akdeniz ikliminin ürünü olan narenciye (Turunçgiller) üretimi de yapılmaktadır.

Trabzon ilinde 1980 yılı ürünleri ve verim (ton olarak): Buğday (975), arpa (50), çavdar (25), mısır (56.590), fasulye (820), tütün (3.380), patates (6.150).

1980 yılında meyve üretimi (ton olarak): Armut (3.450), ayva (297), elma (3.383), muşmula (92), yenidünya (10), erik (763), kızılcık (25), kiraz (1.175), şeftali (221), vişne (217), zeytin (250), limon (4), mandalina (577), portakal (308), ceviz (286), fındık (28.188), çilek (132), dut (731), incir (1.019), nar (73), Trabzon hurması (9), üzüm (586).

Bunların dışında, 1.625 ton yonca, 50 ton yeşil ot gibi yem bitkisi yetiştirilmiştir. İlde sebze üretimi 1980 yılında şöyle gerçekleşmiştir: Yaprağı yenen sebzeler 2.760 ton, kabak 143 ton, hıyar 8.450 ton, patlıcan 1.100 ton, domates 2.510 ton, dolmalık biber 86 ton, sivri biber 533 ton. Bunların dışında 3.502 ton fasulye, 120 ton bezelye, 274 ton barbunya fasulyesi, 180 ton taze soğan üretimi gerçekleşmiştir.

İlde hayvancılık gelişmiştir. En çok sığır ve koyun beslenir. Bunların yanı sıra kıl keçisi ve manda da beslenmektedir. Kümes hayvancılığı fazla gelişmemiştir.

1980 yılında ilde saptanan hayvan varlığı şöyledir (baş olarak): Sığır (387.000), manda (2.700), koyun (226.300), kıl keçisi (34.950). Bunların dışında 360.000’in üzerinde tavuk-horoz ve 20.000 kadar arı kovanı olduğu tespit edilmiştir. Aynı yıl ilde hayvansal ürünlerin üretimi de şöyleydi (ton olarak): Süt (161.500), bal (109), et (2.425). Ayrıca 30 milyonun üzerinde yumurta ve 50.000 deri elde edilmiştir.

Trabzon ilinde balıkçılık çok gelişmiştir. İl kıyılarında tutulan balıklar arasında hamsi, istavrit, lüfer ve palamut sayılabilir.

SANAYİ VE MADENCİLİK

Trabzon sanayi yönünden özellikle son yıllarda gelişim göstermiştir. İran transit yolunun başlangıç noktasında bulunuşu ekonomik bir önem kazandırmaktadır. İlde tarım ve hayvancılığa dayalı sanayileşme dikkati çeker. Başlıca endüstri kuruluşları şunlardır: Çimento Fabrikası, Et ve Balık Kurumu’nun fabrika ve soğuk hava tesisleri, Çay Kurumu’nun çay fabrikaları, fındık fabrikaları, Yomra’da galvanizli saç ve kalorifer kazanı imal eden Kazan Sanayii, giyim sanayii, ülkemizde tek ameliyat ipliği imal eden Katküt Fabrikası, un, kiremit ve tuğla fabrikaları, yurt dışına ihracat yapan mobilya sanayii, Karadeniz Su Ürünleri Sanayii (KARSUSAN), boru ve profil üretimi (Bosaş), römork, karoseri, dingil, otomobil yan sanayii kuruluşları. Trabzon’a özgü hasır altın bilezik, kemer, kolye yapan atölyeler, kundura, dövme bakır işlemeciliği, dokuma sanayii gibi sanayi kuruluşları da vardır.

İlde maden üretimi önemsizdir. Maçka ilçesi yakınlarında manganez, Çaykara ilçesinde ise demir bulunmaktadır.

📜 TARİH

Boztepe’nin eteklerinde kurulan Trabzon şehrinin tarihi, İsa’dan yüzlerce yıl öncesine dayanır. Hitit İmparatorluğu sınırları dışında kalan Trabzon ve çevresi M.Ö. 4. yüzyılda Pers İmparatorluğu’nun egemenliğine girmişti. Daha önceleri Trapezus diye anılan şehirde İyonyalılar bir liman kurarak burasını Karadeniz’in canlı bir ticaret merkezi durumuna soktular.

Romalılar’dan önce, kuzey Karadeniz ve Kırım’da güçlü bir Pontus Krallığı kurulmuştu. Bu krallık M.Ö. 1. yüzyılda çetin savaşlardan sonra Romalılar’ın eline geçti. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrıldığı 395 yılına kadar Roma’nın egemenliği altında yaşadı. İkiye ayrılınca Doğu Roma’nın (Bizans) payına düştü.

  1. yüzyılda İmparator Hadrianus, 6. yüzyılda da Justinianus Trabzon şehrini ve limanını geniş ölçüde onardılar ve su kemerleri yaptırdılar. Bizans İmparatorluğu çağında, İranlılar, sonra Müslüman Araplar ve Türkler Trabzon bölgesine akınlar düzenlediler, ama şehri ele geçiremediler.

Trabzon’un Bizans İmparatorluğu’na bağlılığı 1204 yılına kadar sürdü. Dördüncü Haçlı Seferi sırasında İstanbul’un yağma edilmesi ve hanedanın kovulması üzerine biri İznik’te, öbürü Trabzon’da iki Bizans imparatorluğu kuruldu. Trabzon’daki imparatorluğun başında Komnenler vardı. Bu imparatorluk 15. yüzyılda, yani en geniş topraklarına sahip olduğu çağda bütün kuzey Karadeniz kıyılarını içine alıyordu. Daha sonraları gittikçe ufaldı ve sonunda Trabzon ve çevresine sıkışıp kaldı.

Komnenler, Bizans tahtında 123 yıl (1081-1204) oturmuşlardı. 246 yıl da Trabzon’da saltanat sürdüler. Bu arada 1222-1235’te Gidos, 1340-1342’de Paleologos sülâleleri geçici olarak Trabzon tahtına çıktı.

Trabzon İmparatorluğu 257 yıl boyunca bütünüyle bağımsız olamadı. Anadolu Selçukluları’na, Moğollar’a, Akkoyunlular’a, 1456’da da Osmanlı Türkleri’ne vergi ve asker vermek zorunda kaldı.

Sultan İzzettin Keykâvus, Trabzon imparatoru I. Aleksis’i yenip esir almıştı. Ama imparatorluğu Selçuklu Devleti’ne bağlayan bu hükümdarın kardeşi Sultan Alâeddin Keykubat’tır. Alâeddin Keykubat çağında Maçka’yı alan Türkler, Trabzon’u sarmışlardı. Kale düşmek üzereyken birden çıkan sert fırtına kuşatmanın geri kalmasına yol açtı. Şehir halkı buna üstün bir olay gözüyle baktı ve Tanrı’ya şükranlarını ifade etmek için bir kilise yaptırdı. Türkler Trabzon’u ele geçiremediler, ama imparatorluğu kesin olarak Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağladılar. Trabzon Selçuklular’a vergi ve asker vermeye razı oldu.

Selçuklular’dan sonra İlhanlılar’a, Timur’a ve Akkoyunlular’a vergi veren Trabzon, Fatih çağında Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya kaldı. Fatih Sultan Mehmed’in Gürcistan’a kadar kuzeydoğu Karadeniz kıyılarını fethetme projesi, Trabzon’a gelip dayanmıştı. Akkoyunlular, Osmanlı Türkleri’nin büyük rakipleri olarak Trabzon’u koruyordu. Daha 1352’de imparator III. Aleksis’in kızı prenses Maria Anna Despina’yı Akkoyunlu prensi Fahrettin Kutlu Bey’e vermişti. Bu prensesin öbür üç kız kardeşi de üç Akkoyunlu prensi ile evlenmişti. İmparator IV. Aleksis ise bir kızını Karakoyunlu beyi Cihanşah’a, öbürünü Bizans imparatoru VIII. Jan Paleolog’a vermişti. İmparator IV. Joannes de kızı Despina Ekatherine Teodora’yı Akkoyunlu beyi ve Fatih’in düşmanı Uzun Hasan’la evlendirmişti. Böylece Trabzon İmparatorluğu Akkoyunlular’la sıkı bir akrabalık kurmuş oldu. Ama bütün bunlara rağmen Fatih, 1461 yazında Trabzon’u fethetti.

Yavuz’un sancak beyliği yıllarında Trabzon, bütünüyle bir Türk şehri oldu. Anıtlar, bayındırlık eserleri, kültür merkezleriyle donatıldı. Kanuni Sultan Süleyman Trabzon’da doğdu ve çocukluğunu burada geçirdi. Trabzon daha sonra bir eyalet merkezi oldu.

🏛️ GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

Trabzon, Doğu Karadeniz Dağları’yla kıyıdan ayrılmış bulunan Doğu Anadolu’nun geniş bir alanı için giriş ve çıkış kapısı durumundadır. Ayrıca İran için de Karadeniz’e açılan önemli bir limandır. Trabzon, modern limanıyla kıyı boyunca ve içeriye doğru sokulmayı sağlayan düzenli karayollarının yapılmasından sonra daha çok canlılık kazanmıştır. Hava alanı da vardır. Ankara-İstanbul bağlantılı uçak seferleri, İstanbul’dan vapur seferleri yapılmaktadır.

Turistlerin ilgisini çekecek tarihî eserler şunlardır: Ayasofya Kilisesi, İskenderpaşa, Gülbahar Hatun, Hatip, Ortahisar Camileri, Pîrî Mehmet Türbesi, Küçük Ayvasıl Kilisesi, kale ve hamamlar.

Yakın tarihimizin en ilgi çekici, en önemli yapısı Trabzon’a 6 km uzaklıkta Soğuksu mesire yerinde, minik kuleli beyaz ahşap yapısıyla bir biblo gibi duran Atatürk Köşkü’dür. Atatürk’ün Trabzon’a gelişinde ona verilen bu bina daha sonra müze hâline getirilmiştir. Atatürk’ün burayı çok sevdiği ve bütün mal varlığını burada millete bağışladığı bilinir.

Sümela (Meryem Ana) Manastırı da Trabzon’daki en önemli tarihî yapılardan biridir. Manastır Trabzon’un 54 km güneydoğusunda, Altındere Vadisi’nde yapılmıştır. Günümüzde dünyanın her yönünden gelen Hristiyanlar’ın ziyaret ettiği Sümela 5. yüzyılda yapılmış, sonraları birçok defa onarılmıştır. Yakınında 317 yılında yapılan Vazelon ve 615’te yapılan Hızır-İlyas veya Kızlar Manastırı bulunur. Manastır sarp bir yamaçta kayaların oyulmasıyla yapılmıştır. Çevresi çam ormanlarıyla kaplıdır. Büyük bir kayanın içindedir. 72 odası olan bu manastırda eski çağlarda binlerce yazma kitap bulunurdu. Duvar resimleri de Bizans sanatının seçkin eserleri arasındadır. Özellikle Luka’nın eseri olan Meryem Ana resmi çok güzeldir.

Hızır-İlyas Manastırı Kuştul köyü yakınındadır. Bu manastır da büyük bir kayanın üzerindedir. Yapıya 93 basamak merdivenle çıkılır.

Trabzon’un 5 km içerisi mesire yeri özelliği gösterir. Kisarna maden suyunun çıktığı yer piknik yapmak için çok uygundur. Boztepe’de şehir kuşbakışı seyredilebilir. Burada turistik bir lokanta vardır.

💃 FOLKLOR

Bu bölgeye mahsus bir çalgı olan kemençenin eşliğinde horonlar oynanır. Horonlar çok çeşitlidir. Kadın giyiminde ipek veya basma şalvar, kuşak ve beyaz-kırmızı çizgili dokumadan peştemal, beyaz yaşmak, renkli çoraplar ve çedik denilen pabuç kullanılır. Erkek giyiminde başta kabalak denen şapka, sırtlarında dik yakalı kara işlik, yandan düğmeli yelek, kırmalı paçası ile bacak kısmı dar olan bir çeşit pantolon, belde kemer ve kama, ayaklarda sapuk denilen ayakkabı bulunur. Omuzdan çaprazlama asılan ve soldan bele kadar uzanan geniş muskalıkla giyim tamamlanır.

🎶 YÖREDEN BİR TÜRKÜ

Oynayın Kız Oynayın

Oynayın kız oynayın Durmanın ne kârı var A bu köyün içinin Acaip bekârı var Derüle del derüle Derüle del derüle

Oy kemençeci dayı Soktun gözüme yayı Kör ettin gözlerimi Göremedim dünyayı Derüle del derüle Derüle del derüle

Oy kemençeci dayı Soktun gözüme yayı Ben gözümden vazgeçtim Çevirsene gaydayı Derüle del derüle Derüle del derüle