TEKİRDAĞ

🏞️ YÜZEY ŞEKİLLERİ

Tekirdağ toprakları az engebeli düzlüklerden oluşmuştur. İlin kuzeyini Istranca (Yıldız) Dağları’nın güneye indikçe alçalan tepeleri kaplar. Orta kısımlarda Ergene çevresinin düzlükleri yer alır. Gelibolu Yarımadası’na uzayan kıyı boyunca Ganos Dağı (veya Tekirdağ) yükselir. En yüksek tepesi 945 m’dir. Tekirdağ’da ovalar geniş yer kaplar.

💧 AKARSULAR VE GÖLLER

En önemli akarsu Ergene’dir. Kuzeyde Kırklareli’den çıkar, Saray’dan geçer, Muratlı’nın kuzeyinde dirsek çevirip il topraklarından çıkar. Karıştıran Suyu, Çorlu Suyu, Anadere ve Hayrabolu Suyu Tekirdağ topraklarında Ergene Irmağı’na karışır. Ergene Irmağı’nın tamamı 281 km’dir. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illeri topraklarından çıkan birçok kollarla beslenir. İpsala’nın batısında Meriç Irmağı ile birleşip Enez Körfezi’nden Ege’ye dökülür.

Tekirdağ ilinin önemli bir suyu da Çorlu Suyu’dur. Çerkezköy’ün doğu tarafından çıkar, batıya doğru akarak Çorlu’dan geçer ve Muratlı’da Ergene’ye karışır. Hayrabolu Suyu da Malkara’nın batısındaki dağlık kesimlerden çıkar, Babaeski dolaylarında Ergene’ye dökülür. Marmara Denizi’ne dökülen Kimli Deresi ve Başulan Deresi yazın genellikle kurur. Tekirdağ’da belli başlı bir göl yoktur.

☀️ İKLİM

Marmara Denizi kıyılarında, Şarköy ile Kumbağ arasında Akdeniz iklimi görülür. Kıyı şeridi dağlarla kuzey rüzgârlarına karşı korunduğu için kışları çok soğuk olmaz. Buna karşılık Tekirdağ – Silivri arasındaki kıyı, kuzey rüzgârlarına açık olduğu için kışlar daha soğuk geçer.

En soğuk ay ortalaması C, en sıcak ay ortalaması C’dir. Bugüne kadar görülen en düşük sıcaklık C, en yüksek sıcaklık C olmuştur. Ergene Vadisi kenarındaki Çorlu’da bu durum C ve C’dir.

Sıcaklığın sıfır derecenin altına düştüğü günlerin ortalama sayısı Tekirdağ il merkezinde 37, Çorlu’da 53’tür. Tekirdağ şehrinde yıllık ortalama yağış 576 mm’dir. Çorlu’da 559 mm, Malkara’da 771 mm, Hayrabolu’da 622 mm, Şarköy’de 541 mm, Saray’da 519 mm’dir. İlde yağışların mevsimlere dağılışı şöyledir: % 37 kış, % 23 ilkbahar, % 11 yaz, % 29 sonbahar. Yaz yağışları oranı Çorlu’da % 14’e yükselir. Yağışlı günlerin sayısı Tekirdağ’da 99, Çorlu’da 108, kar yağışlı günlerin sayısı Tekirdağ’da 5, Çorlu’da 9’dur.

🌳 BİTKİ ÖRTÜSÜ

İlin % 87’si bozkırlarla kaplıdır. Ormanlar kuzey kesimindeki dağlık alanlardadır. Saray ve Çerkezköy’ün kuzeyindeki ormanlar, Kırklareli ve İstanbul illerindeki ormanlara kadar uzanır. Marmara kıyılarında ormanlar kaybolur, buralarda maki toplulukları görülür. Vadi tabanlarında kavak ve söğüt ağaçları vardır. Ovalardaki bozkır alanları tarla hâline getirilmiştir.

💰 EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

Tekirdağ, ekili-dikili alanların il topraklarına oranı bakımından ülkemizde birinci gelir. Tarlalar % 56, nadasa bırakılan topraklar % 12, bağ, bahçe ve sebzelikler % 2 oranındadır. Türkiye’nin hiçbir ilinde bu oran görülmez. Modern tarım uygulamasıyla, yüzölçümü daha büyük olan illerden daha fazla tahıl, meyve, sebze ve diğer bitkiler üretilir.

Tahıllardan buğday, arpa, çavdar, yulaf, kaplıca, mısır, pirinç, kuşyemi; Baklagiller’den bakla, bezelye, nohut, fasulye, mercimek, fiğ yetiştirilir. Bağcılık gelişmiştir. Endüstri bitkilerinden tütün, şeker pancarı, ayçiçeği yetiştirilir. Soğan, sarımsak, patates üretilir. Çeşitli sebze ve meyveler de yetiştirilir.

1980 yılında Tekirdağ ilinin ana ürünlerinin üretim miktarı (ton olarak):

  • Buğday (584.050)
  • Arpa (16.065)
  • Çavdar (490)
  • Yulaf (10.107)
  • Mısır (11.229)
  • Pirinç (369)
  • Baklagiller (1.459)
  • Endüstri bitkileri (41.667)
  • Yağlı tohumlar (176.765)

1980 yılında Tekirdağ’da sebze ve meyve üretimi (ton olarak): Lahana (baş, 4.560), marul (göbekli, 135), ıspanak (916), pırasa (1.980), semizotu (30), kavun (52), balkabağı (915), kabak (sakız, 3.810), hıyar (3.315), patlıcan (735), domates (49.270), biber (dolmalık, 2.005), fasulye (1.605), bezelye (479), bakla (799), soğan (3.185), armut (944), ayva (475), elma (1.350), muşmula (416), erik (1.276), iğde (123), kızılcık (73), kiraz (808), şeftali (483), vişne (214), zerdali (259), badem (211), ceviz (518), dut (371), incir (41), nar (14), üzüm (59.699).

En çok küçükbaş hayvancılık (kıvırcık cinsi koyun), keçi, manda, inek, öküz, katır, at, eşek vardır. Arıcılık da yapılmaktadır.

1980 yılında ildeki hayvan sayısı şöyledir (baş olarak): Koyun (313.470), kıl keçisi (104.490), inek (49.990), manda (6.251), at (3.300), eşek (5.660).

1980 yılında ilde 29.770 ton süt, 523 ton bal, 225 ton yapağı, 1.675 ton et üretimi sağlanmıştır.

SANAYİ VE MADENCİLİK

Endüstri fazla gelişmemiştir. Halk geçimini tarımdan sağlar. Bitkisel yağlar sanayii (ayçiçeği ve zeytinyağı çıkartma tesisleri) ile içki sanayii (Tekel’in Şarköy ve Tekirdağ’daki şarap fabrikaları ve şaraphaneleri) başta gelir. Ayrıca kereste fabrikası, sabun ve deterjan fabrikası vardır. Hayvan yemi, balık ve konserve fabrikaları da vardır.

Tekirdağ, Malkara, Hayrabolu ilçelerinde linyit madeni çıkarılır. I. Dünya Savaşı sırasında petrol araştırmaları yapılmıştır. Bugün de petrol araştırmaları Ergene Havzası’nda yapılmaktadır.

📜 TARİH

Tekirdağ toprakları göç yolları üzerinde bulunduğu için çok çeşitli uygarlıkların geçit yeri olmuştur. M.Ö. 2000 yılından başlayarak Frigyalılar buradan geçip Batı Anadolu’da devlet kurdular. Ünlü tarihçi Herodotos’a göre Tekirdağ, Sisam göçmenleri tarafından Bisanthe veya Besanthe adıyla kurulmuştur.

Bölgenin tarihi Orta Asya’dan gelen Traklar’la başlar. Traklar’ın egemenliğinden sonra İran egemenliğine geçti. İranlılar çekildikten sonra 4. yüzyıldan 1. yüzyıla kadar Makedonya Krallığı ile Yunanlılar’ın elinde kaldı. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu topraklarına geçti. 395’ten sonra Bizans’ın egemenliğinde kaldı.

Bizans egemenliğinde 100 yıl kalan Tekirdağ, zaman zaman Gotlar, Hunlar, Avarlar, Slavlar, Peçenekler, Bulgarlar, Haçlılar, Moğollar, Araplar ve Latinler tarafından aralıklı olarak zaptedildi. 813 ve 1206 yıllarında Bulgarlar şehri yağma ettiler. Latinler’in 1204’te Bizans’ı almasından sonra bu şehir Venedikliler’in payına düştü. 1275’te yeniden Bizans egemenliğine geçti.

I. Murat 1357’de Tekirdağ ve Çorlu’yu Osmanlı topraklarına kattı. Bizanslılar kısa bir süre için Tekirdağ topraklarını geri aldıysa da I. Murat tahta çıktıktan sonra tamamen ele geçirdi (1363).

Osmanlı çağında Anadolu’dan getirilen Yörük Türkleri Tekirdağ’a yerleştirilmiştir. Tekirdağ toprakları, önceleri Paşa Livası adıyla anılan Edirne’ye bağlı bir sancak, 1385’ten sonra merkezi Sofya’da bulunan Rumeli Beylerbeyiliği’nin 26 sancağından biri olmuştur. 16. – 18. yüzyıllarda Tekirdağ, Trakya ovalarının ürünlerini ihraç eden işlek bir limandı. Bedesteninde her çeşit mal bulunuyordu. Seccade ve kilim dokumacılığı ileriydi.

Avusturyalılar’a karşı Macar bağımsızlığını savunan Prens Ferenç Rakoçi adlı Macar soylusu yaptığı savaşta yenilince 1717 yılında Osmanlılar’a sığındı, ölümüne kadar (1735) Tekirdağ’da deniz kenarındaki bir Türk evinde yaşadı. Rakoçi’nin 1928’de Macar Hükûmeti tarafından satın alınan konağı onarıldı ve 1966’da müze hâline getirildi.

  1. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Ruslar’a karşı girişilen savaşlarda, 1828’de Kazak süvarileri Tekirdağ önlerine geldiler. 1878’de Ruslar Tekirdağ’a girdiler. Bu işgal sırasında Türkler’in bir bölümü Anadolu’ya göçtü. İl, Birinci Balkan Savaşı’nda 9 Kasım 1912’de Bulgarlar tarafından ele geçirildi. İkinci Balkan Savaşı sırasında 14 Temmuz 1913’te geri alındı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’nda yenik çıkmasından sonra 20 Haziran 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edildi. Kurtuluş Savaşı sonunda 13 Kasım 1922’de Yunan işgalinden kurtuldu.

💃 FOLKLOR

Tekirdağ’da Rumeli yerel giysileri görülür. Kadınlar yaşmak, yemeni veya şami denen oyalı yazma; bürümcük gömlek, işlik, işlemeli yelek, şalvar, uçları işlemeli uçkur, hota veya fıta denen önlükler, bindallı giyerler. Erkek giyiminde keçe külâh, etrafına yemeni veya şami sarılmış fes, işlik, yelek, kolları yen ağzına kadar kapalı kopran potur veya çakşırdenen pantolon, belde potur sıkan denen beyaz ve üstüne kırmızı kuşak, siyah sarı yemeni (pabuç) giyerlerdi. Ulusal oyunlar arasında «Tekirdağ Karşılaması», «Hasancık», «Karayusuf», «Sirto», «Çiftetelli», «Kasap Oyunu» vardır. «Bahçelerde Börülce – Oynar Gelin Görümce» türküsü ünlüdür.

🗺️ GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

1552 yılında Sadrazam Rüstem Paşa tarafından (Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı) Mimar Sinan’a yaptırılan Rüstem Paşa Camisi ve bu caminin medresesi de önemlidir.

Macar Prensi Rakoçi’nin evi görülmeye değer bir müzedir. Ayrıca Rakoçi’nin yaptırdığı bir çeşme de vardır. Tekirdağlı olan vatan şairi Namık Kemal‘in il merkezinde mermer bir heykeli yer alır.

Çorlu’daki Kanuni Süleyman Camisi de Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Malkara’daki Ömer Bey Camisi, Hayrabolu’daki Güzel Hasan Bey Camisi, Saray’daki Ayas Paşa Camisi, Marmara Ereğlisi’ndeki Cedit Ali Paşa Camisi önemli Osmanlı eserleridir. En eski Osmanlı camisi Şarköy’de 1326’da yapılan Büyükcami’dir.

Marmara Ereğlisi’nde Yunan ve Roma egemenliğinden kalan kaleler yıkıntı halindedir. Çorlu’da Romalılardan kalma Kırkgöz Köprüsü (M.S. 2. yüzyıl) vardır.

Tekirdağ’a 15 km uzaklıktaki Kumbağ, 8 km uzaklıktaki Değirmenaltı plajlarından başka Şarköy, Mürefte, Marmara Ereğlisi kıyılarındaki plajlar, temiz denizi, ince kumsallarıyla turist çeker.

🎵 YÖREDEN BİR TÜRKÜ

Bahçelerde Börülce

Bahçelerde börülce Oynar gelin görümce Oynasınlar bakalım Bir araya gelince

Bahçelerde eğrelti Oynarlar iki elti İkisi de bir boyda Bulunmuyor arkadaş