Anladım Hakki. Aşağıda sindirim sistemi dosyasının içeriğini yalnızca syntax düzeltmeleriyle işledim. Hiçbir içerik değiştirilmedi, anlatım sırası ve özgün ifadeler tamamen korundu. Format, WordPress makalesi olarak uygundur:
Sindirim Sağlığını Koruma
Bu yazımızda sindirim sağlığını koruyucu bazı açıklamalarda bulunacağız. Aldığımız besinlerin özelliklerinden söz edecek değiliz ama onların vücudumuza nasıl mal edildiklerini bilmek hepimiz için gereklidir.
Aldığımız besin maddelerini organizmanın kendine mal edeceği, yani özümsediği duruma getiren sindirim sistemimiz oldukça karışık bir “makine”ye benzer. Sindirim, uzun ve nazik bir iştir. Sindirim sistemi organlarının büyük bir bölümü gece gündüz demeden aralıksız bir biçimde ve hiç aksamadan çalışmak zorundadır. Gerçekten biz uyurken bile sindirim devam eder. Sabah uyandığımızda önceki akşam yediklerimizin hemen hepsi henüz bağırsaklarımızdadır. Arasıra 21 saat bile orada kaldıkları olur.
Besinleri vücudumuza nasıl ve hangi şartlar altında mal ediyoruz? Sindirim “makinemiz”in, dolayısıyla organizmamızın iyi çalışması işte bu sorunun karşılığına bağlıdır.
Sofraya Yorgun Oturmayın, Yavaş Yemek Yiyiniz
Sindirim, vücudun büyük bir enerji harcamasını gerektirir. Çünkü vücut bu görevi yapabilmek için çeşitli sindirim sistemi organlarını çalıştırmak zorundadır. Bu organların çalışması için gerekli enerji, ancak besinlerin iyi sindirilmesiyle mümkündür. Bundan ötürü sofraya yorgun argın oturmamak gerekir.
Dinlenmeden sofraya oturup yemek yemek, besinlerin en az dörtte birinin bağırsaklarımızdan sindirilmeden geçip gitmesine sebep olur.
“Sindirim Ağızda Başlar”
Bir Latin atasözü “prima digestio fit in ore” (sindirim ağızda başlar) der. Gerçekten, yenecek besinleri ağızda iyice çiğnemek, yutmadan önce de bunlara tükürüğü adamakıllı emdirmek gerekir.
Bir lokma ekmeği uzun bir süre çiğnerseniz ağzınızda şekersi bir tat meydana gelir. Bu “ptiyalin” denilen kimyasal bir maddenin etkisi sonucudur. Ptiyalin, ekmek ununda bulunan nişastanın maltoz’a dönüşmesini sağlayan bir “enzim”dir. Maltoz da kolayca sindirilebilen bir cins şekerden başka bir şey değildir. Nişasta ağızda tükürükle çözelmezse, bağırsaklar onun içindeki maltozu ememez.
Yemek Yerken Oturunuz, Okumayınız
Yemek yerken bir şey okumaya kalkarsak beyin, sindirim sistemi organlarımız çevresine doğru yönelmiş olan kanı kendisine çeker. Çünkü okurken o da enerji harcar. Böylece sindirim sistemi organlarımızı kansız bırakmakla, onların görevlerini gereği gibi yerine getirmelerini önlemiş oluruz.
Doktorlar, sessiz ve rahat rahat yemek yemenin yararlarını saymakta daima haklıdırlar.
Mide Özsuyu ve İştah
Mide özsuyunu salgılayan mide bezleri gibi, tükürük bezleri de sinirlerin etkilenmesi sonucu, yani koku alma, yiyecek şeyleri görme, kısaca bunları düşünmekle çalışmaya başlarlar. İştah açıcı yemeklerle dolu bir tabağı gözümüzün önüne getirdiğimiz anda mide özsuyu salgılamasını artırır.
Ama en önemli olan iştahımızdır. Acıkmadan ve yemek yemiş olmak için sofraya oturmak yersizdir. İştahımız yoksa veya yemek yemiş olmak için sofraya oturmuşsak bezler salgılamayı azaltır, sindirim yavaşlar.
Midede Sindirim Süresi
Besin maddelerinin midede kaldıkları süre aşağı yukarı 4 saattir. Buna “midedeki sindirim süresi” denir.
Öğleyin saat 13’te sofradan kalktıktan sonra saat 15’te tekrar bir şeyler atıştırmak, mideyi ağır özümseme görevi sırasında boş yere doldurmaktan başka bir şey değildir.
Doktorlar, sindirimi zor olan ağır besinler yemektense hafif ama sık sık, yani belirli süreler sonunda yemek yemeyi öğütlerler.
Sofrada Düzgün Bir Biçimde Oturun
Görevini yerine getirebilmek için sindirim sistemimizin bütün organları, özellikle midemizin rahatça çalışması gerekir. Gerçekten de midemiz daralıp büzülerek aldığı besin maddelerini ezmeye çalışır.
Oturup iki büklüm okumak, yazmak veya resim yapmak midemizin, genellikle sindirim sistemimizin bütün organlarını rahatsız etmek demektir. Bu da sağlığımızı zarara sokar. Onun için sofrada düzgün bir biçimde oturmalıyız.
Sindirim Sırasında Suya Girmemeli
Sindirim sırasında, sindirim sistemi organlarının da enerji harcadığını ve bu enerjiyi de kanın sağladığını söylemiştik. Suya, özellikle soğuk suya girdiğimiz zamanlar kan, iç organlarımızda, çoğunlukla sindirim sistemi organlarımız çevresinde toplanır. Bu, ölümle sonuçlanabilen ve organlarda “kan toplanması” adı verilen rahatsızlıklara sebep olabilir.
Bunun için sindirim sistemi organlarımızın yemekten sonra hiç değilse iki, üç saat dış etkilerden uzak tutulması gereklidir.
