Basit bir lokma ekmeği ağzımıza attıktan birkaç saat sonra olağanüstü bir olay olur: Organizmamıza bütünüyle yabancı olan o ekmek lokması özümlenerek canlı varlığımızın bir parçası olur. İçindeki besleyici elemanlar, dokulara gerekli enerjiyi sağlamak üzere kan dolaşımına geçerler.
O ekmek lokmasının, bulunduğu durumda özümlenememesi tabiidir. Karışık madde durumundan, özümlenerek organizmamızın gerçek bir parçası olabilecek basit madde durumuna geçebilmesi için her şeyden önce kendi yapısında büyük bir değişikliğin meydana gelmesi gerekir.
Sindirim aygıtı içinde, sindirim salgılarının yardımıyla gerçekleşen bu inanılması çok zor başkalaşmaya SİNDİRİM adı verilir.
🧪 Sindirimin Kimyasal Temeli
Bu olayı biraz daha derinlemesine inceleyecek olursak çeşitli bezlerin saldıkları salgıların, sindirim aygıtına döküldüklerini görürüz. Bu salgılarda;
- Asitler ve
- Enzim adı verilen, besinlerin öz yapılarını değiştirebilecek nitelikte organik maddeler bulunmaktadır.
Sindirim olayında her şey daima aşağı yukarı aynen tekrarlanır: Birçok birimden, yani besin maddelerinin polimerlerinden meydana gelen büyük moleküller, enzimlerin etkisiyle daha küçük moleküllere ayrılırlar.
Organizmamızın özümleyemeyeceği nişastanın ($\text{C}_6 \text{H}_{10} \text{O}_5$)$_n$, tükürüğün içinde bulunan kimyasal maddeler, pankreas özsuyu ve bağırsak özsuyunun etkisiyle ayrışıp özümleyebileceğimiz basit şeker molekülü durumunu alması buna örnek olarak gösterilebilir. Yağlı maddelerle proteinlerin sindiriminde aynı olaylar tekrarlanır.
Nişasta molekülü, glikoz moleküllerinin bir zincirinden başka bir şey değildir. Bunun doğal sonucu olarak nişasta molekülü, istenen sayıda glikoz molekülüne bölünebilir.
Besin Nedir?
Sindirim konusuyla ilgili olduğu için bazı bilgileri kısaca tekrarlamak yararlı olacaktır. Besinler şu ana maddelerden meydana gelmişlerdir:
- Karbonhidratlar veya Glüsitler: Şekerler, nişasta, selüloz (bunlar genellikle bitkilerde, ekmekte, unlu besinlerde vardır).
- Yağlı maddeler veya Lipitler: Tereyağında, hayvani yağlarda, zeytinyağında vb. bulunur.
- Proteinler veya Protitler: Ette, yumurtada, peynirde vb. vardır.
Bunlardan başka besinlerde vitaminler ve inorganik maddeler de vardır (su, maden tuzları).
🔀 Sindirim Aşamaları
1. Ağızda Sindirim
Dişler, besini öğütürlerken tükürük bezleri tükürük salarlar. Tükürük:
a) Öğütülen besini ıslatır, yumuşatır, dağınık parçaları birbirine yapıştırır;
b) Suda eriyebilenleri eriterek mide özsuyunun etkisine hazır bir duruma getirir;
c) Ptiyalin adı verilen bir enzimin yardımıyla nişastayı maltoza (bir çeşit şeker) çevirir.
2. Ağızdan Mideye
Bir yutma hareketi sonucu besin, yemek borusundan geçerek mideye ulaşır.
3. Midede Sindirim
Mide özsuyu sürekli olarak salınır. Ama bu, çeşitli kışkırtmaların etkisiyle şiddetlenir:
a) Besinin mide çeperine değmesi;
b) Besinin kokusu.
Beyindeki sinir merkezleri, mide çeperinde bulunan salgı bezlerine uyartılar göndererek salgıyı artırır. Mide özsuyunda;
- Proteinleri etkileyip bunları daha basit azotlu madde (peptonlar) durumuna dönüştüren hidroklorik asit (tuz ruhu) ile
- Bir enzim olan pepsin vardır.
Hidroklorik asit, besinlerle beraber mideye kadar gelebilen canlı organizmaları öldürmekle kalmaz, pepsİnİn görevini de kolaylaştırır. En önemli rolü de budur.
Bu kimyasal değişmeler sırasında mide, kendine özel sürekli hareketlerle içindeki besinleri yoğurur.
4. Mideden Bağırsağa
Biraz sonra (besinlerin özelliklerine göre yarım saatten yedi saate kadar) mide görevini tamamlar. Artık besinler “kimüs”adı verilen beyazımsı bir bulamaç durumunu almıştır. Mide, kuvvetli bir büzülmeyle bu bulamacı, mide kapısı denen özel bir aralıktan yavaş yavaş bağırsağa geçirir.
5. Bağırsakta Sindirim
Kimüs, bağırsağın ilk bölümüne (onikiparmak bağırsağı) gelince bağırsaktaki sindirim başlar. Kimüsün buraya gelmesiyle üç salgı onikiparmak bağırsağına dökülür:
a) Onikiparmak bağırsağının çeperindeki bezlerin saldığı özsu, özellikle pankreas özsuyunun görevini kolaylaştırıcı niteliktedir.
b) Büyük bir bez olan pankreasın saldığı özsu, sindirim aygıtının en kusursuz ve en kuvvetli özsuyudur. Üç maddeye etkisi vardır:
- Tripsinle peptonları etkileyip aminoasitlere çevirir.
- Tükürükteki ptiyalinin aynı olan bir amilaz, ağızda başlayan sindirimi tamamlayıp nişastayı maltoza çevirir (bu da biraz sonra glikoza çevrilecektir).
- Mideden hiç değişmeden gelen yağlı maddelere lipaz ile öd aynı anda etki yaparak yağ asitleriyle gliseritlerin ince bir karışımı durumunu almalarına sebep olurlar. Artık bu karışımı bağırsak emebilir.
c) Karaciğer salgıladıktan sonra öd kesesinde toplanan ödün birçok görevi vardır. Yağlı maddelerin süt kıvamını alarak bağırsağa geçmelerini sağlar.
Pankreas özsuyunu onikiparmak bağırsağının ikinci parçasına iki kanalla döker (büyük kanal: Wirsung kanalı; küçük kanal: Santorini kanalı). Öd de, koledok kanalıyla onikiparmak bağırsağının ikinci parçasına dökülür.
İnce bağırsakta sindirim, başka mayaların yardımıyla devam ederek değişmeler tamamlanır. Peptonlar, aminoasitlere; maltoz, glikoza çevrilerek emilmeleri mümkün olur.
6. Bağırsakta Emilme
İyice değiştikten sonra çok akıcı bir durum alan kimüs, “kilüs” adını alır. Sindirim tamamlandıkça organizmanın yararlanacağı nitelikleri alan besin maddeleri, bağırsak tümürleri tarafından emilirler.
Kilüsün, tümürleri örten hücrelerden süzülerek geçmesiyle sonuçlanan bu olaya osmos adı verilir.
- Yağlı maddelerin bir kısmı ilk önce lenf damarlarına, oradan da göğüs lenfa kanalına geçerek genel dolaşıma karışır.
- Ama protitler, şekerler ve tuzlar kılcal damarlara geçerek kapı toplardamar aracılığıyla karaciğere giderler.
7. Bakterilerin Etkileri
Kalın bağırsak suyu emer. Bundan başka milyarlarca bakteri, sindirim aygıtı özsularının etkisinden kurtulmuş olan bitkisel besinlerin selülozunu etkileyip bir bölümünün emilebilir glikoza çevrilmesini sağlar.
8. Dışarı Atılma
Sindirim sonunda suyunun büyük bir bölümüyle vücudumuza yararlı olan besleyici bütün elemanlarını kaybeden besin maddeleri, artık zararlı bir posa yığınından başka bir şey değildirler. Bunlar, bağırsakların özel hareketleriyle göden bağırsağına ve anüse kadar gönderilirler. Buradan da dışarı atılırlar.
