💨 Rüzgâr Nasıl Meydana Gelir?
Kristof Kolomb’un yelkenlisini doğudan batıya götüren, buhar gücü keşfedilinceye kadar değirmenlerin kanatlarını döndüren bu kuvvet nereden doğar? Tabii eski çağ insanları adetleri olduğu üzere bunu da efsanelere bağlamışlardı: Dünyanın şurasına burasına serpilmiş yanardağların içinde bulunan birtakım tanrılar yerin altından göklere doğru **”üfürüyorlardı”**.
Ama bu “efsane”ye inanmaktansa meteorologların sözüne kulak vermek daha doğru olur. **Rüzgâr, birbirine komşu iki basınç bölgesi arasındaki basınç farklarından meydana gelir.** Sıcak havanın soğuk havadan daha hafif geldiğini biliyoruz.
Bir hava kütlesi ısınacak olursa hafifleşerek yukarıya doğru yükselir. Onun bıraktığı yere ise yine aynı miktarda soğuk hava kütlesi gelip yerleşir. İşte hava kütlelerinin bu yer değiştirmesine **rüzgâr** diyoruz.
🌀 Siklon ve Antisiklon Bölgeleri
Sıcak hava atmosferin bir bölgesine yerleştiği zaman orada bir **”Alçak Basınç Bölgesi”** oluşur. Çünkü gördüğümüz gibi sıcak hava hafif, yani basıncı azdır. Tersine olarak soğuk hava yerleşirse orada **”Yüksek Basınç Bölgesi”** meydana gelir. Siklon ve antisiklon bölgeleri eş basınç eğrileriyle gösterilebilir.
- **Siklon:** Alçak basınç bölgesi bir yüksek basınç bölgesiyle çevrili olduğu zaman buraya aynı zamanda “Siklon Bölgesi” de denilir. Çünkü bu iki basınç bölgesinin hava kütleleri birbirleriyle ortada karşılaşıp bir sütun biçiminde yükselirler. Birkaç yüz metre yükselince ısı derecesi de azalır, havanın içindeki nem yoğunlaşarak yağmur durumuna düşer. **Siklon, yağmurlu havayı gösterir.**
- **Antisiklon:** Yüksek basınç bölgesi alçak basınçla çevrili olunca “Antisiklon” meydana gelir. Hava bir sütun biçiminde alçalır. **Bu hava kuru ve durgundur.**
⛰️ Rüzgârın Aşındırıcı Gücü
Akdeniz’e kıyı ülkelerde dolaştığımız zaman sık sık **”boynu bükük”** çam ve zeytin ağaçlarıyla karşılaşırız. Bu ağaçlar topraktan yukarıya doğru dikine yükselecekleri yerde dalları yere doğru eğilmekte, gövdeleri bükülmektedir. Çünkü bu ağaçlar bütün ömürleri boyunca rüzgârların sürekli etkisine uğramışlardır.
Evet, havaların rüzgâr denilen bu **”zorba efendi”**si hatta kayalara bile hükmünü geçirmekte, onlara acayip biçimler vermektedir. Rüzgârlar dağ yamaçlarındaki koca taş kütlelerini oyarak **”patates çuvalı”**na benzeyen garip biçimler meydana getirmekte, ara sıra bu kayaları ortasından delerek bilinmeyen bir tanrının esrarengiz tapınaklarını yaratmaktadır.
İnsanın aklına bir soru geliyor: Rüzgâr ne kadar kuvvetli olursa olsun, bu kadar sert kütleleri aşındırmasına imkân var mıdır? Evet. Çünkü rüzgâr sabretmesini bilir. Yüzlerce, binlerce yıl boyunca her gün topraktan kaldırdığı toz taneciklerini büyük bir hızla bu kayalara çarpar durur. Bu tanecikler en sert yüzeyleri bile zamanla **”delik deşik”** ederler.
Sonra rüzgârın bir yardımcısı da vardır: Yağmur. Rüzgârın kayanın yüzeyinden koparmakta olduğu parçaları silip süpürür. Buna rağmen rüzgârın yağmursuz bölgelerde meydana getirdiği acayiplikler az değildir.
Buralarda kuraklık rüzgârın en büyük yardımcısıdır. Gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkları yüzünden kayalar çatlamaya başlar. Bu çatlamalardan yararlanan rüzgâr, kayayı kemirip durur, sonunda toz durumuna getirir. İnsanlar rüzgârın bu korkunç aşındırıcı etkisiyle hiçbir zaman başa çıkamamışlardır. Mısır’da Gize yakınlarındaki büyük Sfenks bunun en güzel örneğidir. Yüzyıllardan beri çölün ortasında hareketsiz duran bu dev yapıt, birkaç metre uzunluğundaki o muhteşem burnunu rüzgârların elinden kurtaramamıştır. Bugün burnunun yerinde **”yeller esmektedir.”**
💨 Düzenli Rüzgâr Çeşitleri
Bazı rüzgârlar sürekli olarak eserler. Çünkü onları meydana getiren sebepler hiçbir zaman ortadan kaybolmaz. Hava kütlelerinin hep ısınmakta olduğu Ekvator Bölgesi’nde sürekli bir alçak basınç bölgesi vardır. Kuzey ve güney yarımkürelerinin 30’uncu enlem dairelerinden kutuplara doğru da sürekli yüksek basınç bölgeleri bulunur. Bu yüksek basınç bölgelerinden alçak basınç bölgesi (Ekvator)’ne doğru esen rüzgârlara **sürekli düzenli rüzgârlar** denir.
Bu rüzgârlar iki tiptir:
- **Alize’ler:** Oğlak ve Yengeç Dönenceleri’nden Ekvator’a doğru eserler. Kuzey yarımküresinde kuzeydoğudan, güney yarımküresinde ise güneydoğudan… Alize’ler (ki bunlar nemi az kurakça bölgelerden gelirler) kıtalar üzerinde çölleşmelere yol açarlar. Okyanuslar üzerinden geçerken nemlenir, yağmur da getirebilirler.
- **Batı Rüzgârları:** Oğlak ve Yengeç Dönenceleri’ndeki yüksek basınç bölgelerinden kutuplar yakınındaki alçak basınç bölgelerine doğru eserler. Ama bu rüzgârlar kıtaların azlığı dolayısıyla güney yarımküresinde düzenlidirler. Kuzeydeki kıtalar bu düzenliliği engeller. Bu yüzden Batı Rüzgârları ancak kuzey yarımküresindeki okyanuslar üzerinde düzenli olarak eserler. Batı Rüzgârları ise daha çok okyanuslara hâkim olduğundan, denizlerden karalara doğru eser, yağmur getirirler.
Dönelgen (Periyodik) Düzenli Rüzgârlar
Bunlar genellikle mevsim rüzgârlarıdır. En önemlileri Güneydoğu Asya’da görülen **Muson** (Arapça *mavsim* = mevsim kelimesinden türemiştir) rüzgârlarıdır. Yazın denizden karalara, kışın karadan denizlere doğru eserler.
Düzensiz (Bölgesel) Rüzgârlar
Biraz önce sözünü ettiğimiz rüzgârlar, dünyamızın büyük bir bölümüne hâkim olan, kıtalar ve okyanusları kaplayan rüzgârlardır. Hâlbuki bunların dışında düzensiz olarak esen ve daha küçük bölgelere yayılan bir sürü rüzgâr vardır. Vâdilerde esen meltem rüzgârlarıyla dağ doruklarında esen meltem rüzgârlarının ayrı ayrı olduklarını buna örnek olarak gösterebiliriz.
- Sıcak iklimlerde görülen deniz ve kara meltemleri de buna benzerler. Geceleyin deniz daha sıcak olduğundan meltem denize doğru eser. Gündüzün karalar daha çok ısınır ve denizden karaya doğru eserler.
- Fransa’da Rhone vâdisinde esen **Mistral Rüzgârı**, Alpler’deki yüksek basınçtan ileri gelir ve güneyde Akdeniz’e doğru eser.
- Yazın Akdeniz’de görülen **Lodos Rüzgârı** da bölgesel düzensiz bir rüzgârdır.
