Marmara kıyılarındaki küçük Mudanya kasabası, Yunan saldırganlarına karşı üç yıldan beri sürüp giden Ulusal Egemenlik Savaşının Türk Ordularının zaferiyle sona erdiğini bütün dünyaya ilan eden ünlü konferansın toplanma sahnesi olmuştu (4-11 Ekim 1922).
Başkomutan Meydan Savaşı’ndan sonra yıldırım hızıyla İzmir’e giren ordularımızın bir kolunun İzmit’ten İstanbul Boğazı üzerine, bir başka kolunun da Balıkesir’den Çanakkale’ye doğru yürüyüşe geçmesi, Yunanlıları yurdumuza saldırtan «İtilâf Devletleri»ni korku ve telaş içinde bırakmıştı.
İstanbul’daki Fransız Generali Pelle ile Ankara Antlaşması’nı imzalayan Fransız Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Franklin Bouillon, zaman kaybetmeden, henüz İzmir’de bulunan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya (Atatürk) gönderildi. İngiltere, Fransa ve İtalya, yenik Yunan Hükümeti adına aman diliyor, Mudanya’da bir konferans toplanmasını rica ediyorlardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, bu isteği kabul ettiğini bir nota ile İtilâf Devletlerine bildirdi (30 Eylül 1922).
Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın (İnönü) olağanüstü yetkilerle hükümetimizi temsil ettiği bu askerî konferansta, Türk-Yunan Savaşı’nın sona erdiği resmen bütün dünyaya açıklandığı gibi, Trakya Bölgesi ile İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın yönetimi konularında da önemli kararlar alındı.
Konferansın Başlaması
Türkiye temsilcisi ve Batı Cephesi’nin muzaffer Komutanı İsmet Paşa, 4 Ekim 1922’de Mudanya’da konferansa başladı.
- İngiltere adına General Harington,
- Fransa adına General Charpy,
- İtalya adına da General Mombelli’den meydana gelen heyet katıldı.
Yenik Yunanistan adına görevli General Mazarakis ile Albay Sarı Yanis, Mudanya’ya kadar geldikleri halde, içinde bulundukları gemiden çıkmak cesaretini gösteremedikleri için görüşmelere katılmıyorlardı.
Konferansın gündemi şunlardı:
- Çatışmanın durdurulması.
- Yunanlıların Trakya’da çekileceği sınırı belirtmek ve buradaki yönetimin Türk memurlarına bırakılmasını sağlamak.
- Yakın bir gelecekte yapılacak barış antlaşması ile ilgili temel konuları karara bağlamak.
Tartışmalar ve Çıkmaz
İsmet Paşa ile İtilaf Devletleri temsilcileri arasında özellikle ikinci madde üzerinde çok sert tartışmalar yapıldı. İngiliz, Fransız ve İtalyanlar, Yunan Ordusu’nun Meriç Nehri’ne kadar çekilmesini benimsemekle birlikte, bu bölgenin kendi kontrolleri altında kalmasında direniyorlardı. İsmet Paşa, her şeyden önce Trakya’nın hemen Türkiye’ye geri verilmesi gerektiğini kesinlikle savunuyordu.
Bir süre sonra görüşmelere Franklin Bouillon’un da katıldığı Fransız heyeti, Türkiye’nin görüşünü destekleyince konferans beklenmedik bir çıkmaza girdi. İngiliz ve İtalyan temsilcileri, bu konuda yetkileri olmadığını öne sürerek hükümetlerine danışmak gerekçesiyle konferanstan çekildiler. Özellikle İngilizler, savaş alanlarında yenemedikleri Türkleri, barış masasında alt etmek amacını güdüyorlardı. Ancak, İsmet Paşa’nın bu çeşit oyunlarla oyalanacak bir kimse olmadığını çabuk anladılar.
Ordularımız Tekrar Yürüyüşe Geçiyor
Konferansı adım adım izleyen Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), bu durum karşısında geçici olarak (dur) emrini verdiği ordularını İstanbul ve Çanakkale yönlerinde yeniden yürüyüşe geçirdi.
Bu yürüyüş, yeni bir savaşı göze alamayan İngiltere için son derece can sıkıcı bir durum yarattı. İtalya ve Fransa’yı Türkiye’ye karşı yeni bir savaşa sokamayan Lloyd George, kendi dominyonlarından (İngiliz Milletler Topluluğu) bile yardım göremez olmuştu.
Yapacak başka bir şey kalmadığını anlayan General Harington, hemen İstanbul’dan Mudanya’ya döndü. Bir süre önce kesilen görüşmeler, 8 Ekim günü yeniden başladı. İngilizler de yersiz direnişlerden vazgeçip Türkiye Baş temsilcisi İsmet Paşa’nın konferans boyunca ağır basan kişiliği önünde saygıyla eğilmek zorunda kaldılar.
Mudanya Mütarekesi Antlaşması
10 Ekim’e kadar süren görüşmeler, Türk Hükümeti’nin temel görüşüne uygun bir özde olarak sabahın saat 6’sında sona erdi.
Mütareke Anlaşması, Türkiye, İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri tarafından imza edilmişti. Ancak, Mudanya koyunda demirleyen gemiden dışarı çıkmayan Yunan temsilcileri yetkisizliklerini öne sürerek anlaşmayı imzadan kaçındılar. İtilaf Devletleri, savaştan kaçan yenik Yunanlılara bu anlaşmayı kabul ettirmek görevini üzerlerine almak zorunda kaldılar.
Anlaşmanın Temel Hükümleri
- Bütün Doğu Trakya, Edirne de içinde olmak üzere hiçbir çatışma olmadan ve düşmandan ayıklanmış olarak Türkiye’ye geri verildi.
- Doğu Trakya, Meriç Nehri’nin sol kıyısını da içine alan bir sınırla Türkiye’ye geri verilecekti.
- Bu bölgede bulunan Yunanlılar 15 gün içinde çekilip gideceklerdi.
- Yunan memurları da 30 gün içinde görevlerini Türk memurlarına bırakacaklardı.
- Barış Konferansı’nın toplanmasına kadar Türkiye, Batı Trakya’da yalnız sekiz bin jandarma bulunduracaktı.
- Anlaşmanın imzalanmasından hemen sonra İstanbul ve Boğazlar da Türk Hükümetine teslim edilecekti. Yalnız buradaki İtilaf Devletleri’ne bağlı birlikler sayıları artırılmaksızın barış konferansının sonucuna kadar kalabileceklerdi.
- Doğu Trakya’da bulunan Rum azınlığı da Yunan askerleri ile birlikte yurdumuzdan çekilip gittiler.
Mudanya Anlaşması, ordularıyla zafer kazanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin, devletlerarası görüşmeler alanında sağladığı önemli bir başarıdır. Bu anlaşma, daha sonra toplanan Lozan Barış Konferansı yönünden de değerli bir temel olmuştur.
