1959 YILININ EKİM AYINDA, Liechtenstein Devleti’nin başkenti Vanduz şehrinde, Avrupa’nın «Dört Küçükler» konferansı toplandı. Liechtenstein’dan başka Andorra, Monaco ve San Marino gibi minimini devletlerin de katıldığı bu konferansta ele alınan konu, turizmden başka bir şey değildi. Gerçekten de bu küçük devletlerin ekonomik hayatında turizm dışında önem taşıyabilecek ne bir endüstri, ne de tarım vardı.
Bu devletler, yüzyıllardan beri birer hazine gibi koruyabildikleri bağımsızlıklarını yalnız turizm endüstrisiyle ayakta tutabiliyorlardı.
📍 KONUM VE YAPI
Monaco Prensliği, Güneydoğu Fransa’nın Akdeniz kıyılarında ve İtalya sınırından 20 km. kadar batıda yer alır. Vatican’dan sonra Avrupa’nın en küçük devleti Monaco’dur. 3 km. uzunluk ve 100–1000 metre genişliğinde bir şerit biçiminde olan topraklarının yüzölçümü yalnız 1,49 km²’dir. 23.500 kişiden meydana gelen nüfusun hemen hepsi Hıristiyanlığın Katolik mezhebinde, Fransızca konuşan halk topluluğudur.
Üç bölümden meydana gelen bu küçük ülkenin merkezi, güney kesimindeki kayalık bir yamaçta yer alan 2.200 nüfuslu Monaco’dur. Devleti yöneten prensin sarayı, katedral ve Deniz Müzesi gibi yapıların hepsi bu kesimdedir. Prensliğin bir ticaret pazarı niteliğinde olan ve Condamine adıyla anılan 11.700 nüfuslu bölümü ise bütün kuzeybatı kesimini kaplar. Monaco adını bütün Dünya’ya tanıtan ünlü Monte Carlo Gazinosu (Kuruluşu: 1863) gibi kumar evleriyle büyük turistik otellerin toplandığı 9.950 nüfuslu bölüm, ülkenin kuzeydoğu kesimindedir.
🗺️ GÖRÜLMEYE DEĞER YERLER
Tatlı bir Akdeniz iklimi, dalgalarla kucaklaşan doğal güzellikler, bakımlı yollar, parklar ve sayısız tarihi anıtlar, bu küçük prensliğe her yıl on binlerce turistin akınını sağlar. Dünya’nın en zengin adamlarının kumar masaları başında toplandığı Monte Carlo Gazinosu ise bu küçük devletin en önemli gelir kaynağıdır.
Prens Alberto I tarafından kurulan (1910) Deniz Müzesi, çeşit çeşit balıkların kaynaştığı kocaman akvaryumlar topluluğudur. Bu akvaryumlardan bazılarında denizin 5–6000 m. derinliğinden çıkarılmış ve ender bulunan balıklar vardır. Şehrin kıyılarında Akdeniz güneşiyle yıkanan ve sert rüzgârlara karşı kapalı «Bitkiler Bahçesi» ise sıcak ülkelerden getirilen renk renk çiçek ve kaktüsleriyle turistlerin hayranlıklarını çeken bir güzelliktedir.
📜 MONACO’NUN KISA TARİHİ
Eski çağlarda Fenikelilerin bir sömürge şehri durumunda olan Monaco, 1’inci yüzyılda Hıristiyanlığın ilk geliştiği yerler arasındadır. Bugünkü Monaco Devleti ise İtalyan soyundan Grimaldi ailesi tarafından kurulmuştur (968). Çevre, Roma–Germen İmparatorları’ndan Frederik Barbaros zamanında Genovalılara terk edildi (1162) ise de Fransa, İspanya ve Genova birçok kere el değiştirmekten kurtulamadı.
