Bugün insanların dünyanın büyük bir bölümünü kapladığını biliyorsunuz. Ama belki de milyonlarca yıl önce yeryüzünde bir tek insanın olmadığını hiç düşünmemişsinizdir.
Dünya çok yaşlıdır: milyonlarca yıl önce meydana geldi. Başlangıçta çok büyük, ateşten bir küre idi. Zamanla kabuğu yavaş yavaş soğudu. Dağlık, engebeli büyük kara parçaları meydana geldi. Şimdi biz bunlara “kıta” adını veriyoruz.
Bu devrede çok kızgın olan kayalardan devamlı olarak su buharı çıkıyordu. Bu su buharları bulut haline gelip dünyanın etrafını kapladılar. Bütün gökyüzü karardı.
Görünüşün ne kadar korkunç olduğunu düşünebilirsiniz: yüzyıllarca süren karanlık bir devre. Bu karanlığı volkanlardan çıkan lavların ışığı arada sırada aydınlatıyor ve etrafın korkunçluğunu büsbütün arttırıyordu.
Sonra bu kalın bulutlardan dünyaya yıllarca sürekli yağmurlar yağdı. Böylece denizler ve okyanuslar meydana geldi. Denizlerde ilk olarak çok küçük yaratıklar doğdu. Yavaş yavaş bütün dünyaya hayat yayıldı. Hayvan ve bitkiler zaman geçtikçe çoğaldılar, büyüdüler ve her tarafa yayıldılar. Son olarak da dünyada insanların belirdiği görüldü.
Tarih Öncesi Hayvanlar
Milyonlarca yıl önce yeryüzü çok farklıydı. Üzerinde yaşadıkları kırlar şimdikilerden çok değişikti. Bataklıklarla kaplıydı. Buralarda korkunç hayvanlar yaşardı. Binlerce volkan ara vermeden lav çıkarırdı.
- Brontozor: En büyük ot yiyicilerden biridir. Otuz bin kilo ağırlığındaydı. On beş metre uzunluğunda, on metre yüksekliğindeydi. Bin kilo otu bir günde yerdi.
- Stegozor: Ot yiyicilerdendir. On yedi metre uzunluğunda, altı metre yüksekliğindeydi. Beyni çok küçüktü, bir fare büyüklüğünü geçmezdi.
- Tiranozor: En büyük ve en korkunç et yiyicilerindendi. Yirmi metre uzunluğunda, on bin kilo ağırlığındaydı. Ağzı on beş santim uzunluğunda sivri dişlerle doluydu.
Tarihten önce yaşayan hayvanlarla modern taşıt araçları arasındaki büyüklük farkına bakınız. İşte bir Tiranozor dişinin gerçek boyu ve bir Stegozor beyninin aslındaki büyüklüğü bu kadardı.
Bir çocuk, Brontozor hayvanlardan kalan ayak izine rahatça oturabilir. Eğer hakikatleri olduğundan başka türlü gösterdiğimizi sanıyorsanız işte örneği: Milyonlarca yıl önce bir Dinozor bataklık bir yerden geçiyordu. Çamurda kocaman ayaklarının izi kaldı. Zamanla çamur sertleşti, kayalaştı. Böylece bu iz bugüne kadar kalabildi. Bu hayvanların inanılmaz büyüklüğünü ispat edecek bir delil elde edilmiş oldu.
Diğer Tarih Öncesi Canlılar
- Pteranodon: Sekiz metreye varan kanatlarıyla bu hayvanı şimdiki uçaklara benzetebiliriz.
- Ankilozor: Vücudu çok kalın kabuklarla kaplı olduğu için zırhlı arabalara benzetilebilir. Kuyruğu tokmak biçiminde sert bir kemikle son bulurdu.
- Esperornis: İki metre uzunluğundaki bu su kuşu uçamazdı ama çok iyi yüzerdi. Ağzında çok uzun dişleri vardı.
- Arşelon: Sekiz metre uzunluğunda kocaman bir deniz hayvanıydı. Şimdiki su kaplumbağalarına benzerdi.
Dinozorlar: Korkunç Kertenkeleler
“Dinozor” kelimesi eski Yunanca “deinosauria” sözünden gelir; “Korkunç Kertenkele” anlamındadır. Dinozorlar başlıca ikiye ayrılırlar. Bu ayrım kalça kemiklerinin biçimine göre yapılmıştır.
Kalça kemiklerinin yapısı kuş yapısına benzeyenler bitkiyle beslenirdi. Bunların dişleri çok zayıftı; hatta ağızlarının ön tarafında hiç diş bulunmazdı. Buna karşılık ağız sert bir gaga biçimini almıştı. Pek azı iki ayak, çoğu dört ayak üzerinde yürürdü. Bu bölüme giren başlıca Dinozorlar: Trakadon, Triseratops, Stegozor, İguanodon, Ankilozor, Protoseratops idi.
Dinozorların bir başka çeşidinin kalça kemiklerinin yapısı kertenkeleye benzer. Bunların başlıcaları: Tiranozor, Brontozor, Brakiyozor, Âlozor ve Diplodoküs idi. Bunların büyük çoğunluğu arka ayakları üzerinde yürür, et yiyerek beslenirdi.
