👤 Üç Etnik Grup
Beyazlar giyinmiş, pantolonunun üzerine düşen bol gömleği ve başında kocaman şapkasıyla beyaz bir evin duvarına dayanmış, uyuklayan ve etrafında olan bitenlerden habersiz bir adam. Meksika’da sık rastlanan bir sahnedir. Bu görünüş karşısında Meksikalıların bütün günlerini böyle geçirdiklerine inanılabilir…
Gerçekte nasıldırlar?
Tropikal bir bölgede yer alan Meksika’nın iklimi çok sıcak ve nemlidir. Kıyı kesimlerde (tierras calientes adı verilir) iklim daha belirgindir. Hepimizin bildiği gibi sıcak, insanın çalışma isteğini körletmektedir. İşte Meksika halkının tembelliği bu sebepten ileri gelmektedir. Bu nedenle ülkenin en önemli ve en kalabalık şehirleri, 1500 metreden yüksek dağların üzerinde (tierras templadas) yer alır. Burada iklim daha yumuşak ve daha ılıktır.
Nüfus 50 milyon olup, değişik asıllı üç gruptan meydana gelmiştir:
- Beyazlar (%10–15): Bunlar, XVI. yüzyıl başlarında Meksika’ya gelmiş İspanyollar ve daha sonraki yüzyıllarda gelen diğer beyaz göçmenlerdir.
- Índios’lar (%30): Kristof Kolomb bunlara “yerliler” adını vermiştir. Köylerde yaşarlar ve şehre sadece mallarını satmak için gelirler.
- Melezler (%55): İspanyol ve yerli karışımından doğmuşlardır.
Zeytin rengi bir ten, siyah saç ve göz, son iki grup insanlarının özellikleridir. Yerliler genellikle uzun boyludurlar. Melezler ise daha çok şişmanlamaya elverişlidirler ve şişmanlıklarını saklamak için karakteristik geniş gömleklerini giyerler.
Meksika Cumhuriyeti, İspanyol yönetiminin birçok özelliğine sahiptir. Dini Katoliktir, konuşulan dil İspanyolcadır. Yerliler ise hâlâ yerli diller konuşmaktadırlar. 137 eski Aztek dilinden başka elli yerli dili daha bilinmektedir.
Büyük şehirlerin gelenek ve töreleri bizimkilere benzemektedir. Yerliler ve melezlerin oturdukları köylerde bazı değişik geleneklere rastlanmaktadır.
🏠 Evler
Şehirler, biri yeni diğeri eski olmak üzere iki ayrı kısımdan meydana gelmiştir. Bunlardan birincisinde son derece modern evler, bahçeler, geniş yollar bulunur. Diğer kısımda ise İspanyol kolonileri zamanında yapılmış barok stilinde binalar göze çarpar.
Meksika’nın engebeli bir arazide bulunması ve devamlı depremler büyük, modern binaların yapılmasını engellemektedir. Deprem bu ülkede sık rastlanan olaylardan biridir. Meksikalılar alışkın olduklarından depremden korkmamaktadırlar.
Pazar kurulması için, yerli köylerde daima bir alan bulunur. Bu alanda müzik için ayrılmış bir bölüm, belediye binası ve kilise yer alır. Alanın etrafında yüksek kapı saçakları vardır. Pazar günleri, erkekler bir yönde, kadınlar aksi doğrultuda olmak üzere halk bu saçakların altında gezinir.
Evleri beyaz renkte olup, toprak tuğlalardan ve güneşte kurutulmuş samandan yapılmıştır. Tropik bölgelerde ise evler daha çok ağaç gövdelerinden inşa edilir. Damlar çoğunlukla palmiye ağacı yapraklarından, mantar veya huni şeklinde yapılmıştır. Evin yanında buhar banyosu için kubbe şeklinde bir kulübe bulunur. Yüksek bir duvar avluyu çevreler.
Evlerin iç mobilyaları son derece sadedir. Ev eşyası, samandan haşırlar ve pişmiş topraktan yapılmış yemek pişirmeye yarar kaplardan oluşmuştur. Sıcak bölgelerde hamaklar yatak görevini görür.
Bir yerli köyünde pazar meydanı: Satıcılar mallarını basit tezgâhlar üzerine yaymışlar. Çarşıda gezen, gevezelik eden ve bazen mal satın alan her yaşta insana rastlanmaktadır.
🌞 Meksika Hayatı
Kuru fasulye, et, haşlanmış patates en çok yenen yiyeceklerdir. Bütün yemeklerin içine suiça ve evde hazırlanmış fasulye “tortillas” (bir tür terbiye) koyarlar. “Pulque” adı verilen alkollü ulusal içkileri tanınmıştır. Meksikalılar sigara ve tütün içmeye çok düşkündürler. Pişmiş topraktan yapılmış pipoları ile tütün içmeyi çok severler.
Yollarda seyyar satıcılar yiyecek, tatlı ve şeker karışımı satırlar. Bu satıcıların işleri bayram günleri daha çoğalır. Dinsel, ulusal, yerel bayramlar ve karnavallar olmak üzere bir yılda tam 120 tane bayramları vardır. Bu gibi zamanlarda yollar süslenir. Gitarlar eski İspanyol müziklerini çalarak, dansçılar, balerinler ve şarkıcılar işlemeli ceket giymişler, altın gümüş kolyeleri ile bayramları şenleştirirler.
Açık havada yaşam gayet pratiktir. En yaygın sporları basketbol, vahşi atlarla yapılan yarışma ve koşulardır (300 km’ye kadar). Bu yarışlarda yerliler çok dayanıklıdırlar.
