Moskova’nın 180 kilometre güneyinde bulunan küçük Tula şehrine ondört versta (versta = 1,0667 km) uzaklıkta Poliana köyü vardır. Büyük Rusya Ovası’nın bu ufak köyünde çok önceleri etrafı ıhlamur ağaçları ve geniş bir bahçeyle çevrilmiş, kırk odalı büyük bir ev bulunmaktaydı. Bu köy evinde çağımızın en büyük yazarlarından biri doğdu ve acı dolu hayatının büyük bir kısmını burada geçirdi. Bu ünlü yazar Lev Tolstoy’du.
🧒 GENÇLİK YILLARI
Lev Nikolayeviç Tolstoy 28 Ağustos 1828’de doğdu: prenses olan annesini iki yaşındayken, emekli yüzbaşı olan babasını da dokuz yaşındayken kaybetti.
Bundan sonra eğitilip üniversiteye hazırlanması için üç erkek ve bir kız kardeşiyle birlikte Moskova’da oturan babaannesinin yanına gönderildi. Babaannesi de ölünce genç Lev, kardeşleriyle beraber Volga üzerinde, Kazan şehrinde bulunan teyzesinin yanına taşındı.
Orta öğrenimini 1842’den 1847’ye kadar Kazan’da tamamladı ve bir yıl süreyle üniversiteye devam etti. Fakat bu tür bir tahsil hayatının kendisine uygun olmadığını anlayınca Jasnaia Poliana’ya döndü. Henüz yirmi yaşına basmamıştı.
Çelişkiler dolu o değişik karakteri yeni yeni kendini göstermeye başlıyordu. Yaşındaki en doğru yolu bulup onu cahillere öğretmek için çalışırken o azap dolu, sanatçı kişiliğinin doğuşuna tanık oluyordu.
1848’de Moskova’ya sonra da Petersburg’a gitti. Burada Hukuk Fakültesi’ne devam etti, fakat bitiremedi. Yeniden Jasnaia Poliana’ya döndü. 1850’de evini terk edip, Kafkasya’yı işgal eden Rus Ordusu’na gönüllü olarak yazıldı.
1852’de assubaylığa yükseldi ve askerlik hizmetine 1855’e kadar devam etti. 1855’te Kırım Savaşı’na katıldı ve Sivastopol’un düşmesinden sonra ordudan kesinlikle ayrılarak Petersburg’a gitti ve orada yerleşti.
✍️ İLK ESERLERİ
Tolstoy, zamanının edebiyatçıları ve kültürlü kişileri tarafından tanınmaktaydı. Orduda bulunduğu sıralarda yazdığı «Çocukluk», «Olgunluk Çağı», «Sivastopol Hikâyeleri» ve «Kafkas Hikâyeleri» birçok Rus ve Avrupa dergilerinde yayınlanmıştı. Bu eserler bütün Avrupa’da çok beğenildi.
🧠 DÜŞÜNCE VE EĞİTİM
1856’da ünlü yazar, tekrar Jasnaia Poliana’ya döndüğünde gelişmiş kafa yapısında sert ve olgun tatlı bir çehresi vardı. Çökük avurtları diğer bir özelliğiydi.
Tolstoy, bütün çabasıyla yaşamın gerçek yüzünü acılardan, üzüntülerden çekip çıkarmaya çalışıyor, insan bilincini keşfedip, bütün insanlığı sevmeye, onun suçlarını, kötülüklerini hoşgörüyle karşılamaya uğraşıyordu. Günlüğüne «Ruhun doğal hali insanlığa olan sevgidir» diye yazmıştı.
1857 ve 1860–61’de Avrupa’ya iki yolculuk yaptı. Hayatının bu devresinde okullar açtı ve ömrünün bundan sonraki kısmını büyük bir çaba ve istekle halkın eğitimine adadı. Çiftçilerin arasına karıştı, onlara daha iyi çalışma koşullarını ve olanaklarını öğretti ve onları açgözlü patronlarından korudu. Jasnaia Poliana’dan hiç ayrılmadı. 1862’de Kontes Sofiya Andrejevna Bers ile evlendi. Karısı çok iyi, akıllı bir kadındı.
📖 ŞAHESERLERİN DOĞMASI
Kurmuş olduğu aile hayatından dolayı Tolstoy uzun yıllar önceleri tanımadığı barış ve huzur içinde yaşadı. Böylece uzun bir çalışma süresi boyunca zamanının ve bütün edebiyat dünyasının en ünlü eserlerini yarattı:
- 1864–1869: «Savaş ve Barış»
- 1873–1876: «Anna Karenina»
«Savaş ve Barış» (Vojna i mir) zamanımızın en büyük destanıdır ve «modern İlyada» diye tanımlanmaktadır. Bu eser iki ayrı yaşantıyı, eski feodal Rusya’nın çöküşüyle yenisinin doğup gelişmesinden meydana gelen büyük değişikliği anlatmakta ve yeni sosyal akımı yansıtmaktadır. Çünkü güçlü bir anlatımla tiplendirilmiş olan bireyler hatalarından ve suçlarından dolayı barışı bulmaktadırlar.
Önemli diğer iki eseri ise:
- «Kreutzer Sonat» (1889)
- «Diriliş» (1899)
Bu eserler insanlığın düştüğü çıkmazdan din aracılığı ile birlik olup kurtarılması gibi Tolstoy’un başlıca amacını yansıtıyordu.
🧓 SON YILLAR VE ÖLÜMÜ
Hayatının son otuz yılında, Tolstoy’un araştırma arzusu, halka yardım etme isteği, savaşa ve şiddete karşı olan tepkisi, çevresini saran iki yüzlü kişilere karşı koyma isteğini arttırdı. Fakat bu tarz düşünceleri onun çocuklarından (on iki çocuğu vardı) ve kırk sekiz yıl kendisine eşlik etmiş karısından ayrılmasına yol açtı. Uzun münakaşalar sonucunda beyaz sakallı, çukurlaşmış yüzlü bu yaşlı adam evini terk etmeye karar verdi.
Jasnaia Poliana’dan 28 Ekim 1910 sabahı özel doktoruyla birlikte aniden ayrıldı. Daha sonra akrabalarının kendisini aradığını bildirmeye gelen kızı Aleksandra ona iltihak etti. Böylece üçlü Rostov’a doğru Don üzerinden yola çıktılar. Ancak Astapava köyüne geldiklerinde, uzun zamandan beri hasta bulunan Tolstoy’un durumu kötüleşti. Böylece Tolstoy, istasyon binasının ufak odalarından birine yatırıldı ve burada hayatının son anlarını geçirdi. Daha sonra karısı ve çocukları onu buldular. Tolstoy’un yanında ağlaşırlarken onlara: «Şu anda dünyada acı çeken milyonlarca insan varken niye siz sadece Lev Tolstoy’la ilgileniyorsunuz?» demişti.
Bir müddet sonra, 7 Kasım 1910 sabahı saat 6’da öldü.
Mezarı Üniversite’nin tayin ettiği yerde Jasnaia Poliana’da bir ormanın içinde bulunmaktadır.
