KIRKLARELİ

⛰️ YÜZEY ŞEKİLLERİ

İlin topraklarının kuzey ve kuzeydoğu kesimleri dağlıktır. Istranca Dağları ilin en önemli dağlarıdır (Mahya Tepesi 1.031 m).

İlin güney kesimleri hafif dalgalı düzlükler halindedir. Istranca Dağları’nın birçok kesimi sık ormanlıktır. Istranca Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçları diktir. Ergene Irmağı’na doğru bir yayla özelliği gösterir. Mahya Tepesi dışındaki başlıca yükseltiler şunlardır: Kocatepe (209 m), Sarımsaklı Tepe (238 m), Uludağ (313 m), Topkoru (592 m), Kamelya Tepe (776 m), Sivri Tepe (851 m), Fatmakaya Tepesi (851 m).

💧 AKARSULAR VE GÖLLER

Istranca Dağları’ndan çıkan Ergene, ilin başlıca akarsuyudur. Meriç’in kollarından olan bu ırmağa İnece, Babaeski ve Lüleburgaz çayları karışır. Türk-Bulgar sınırını çizen Rezve Deresi ise ilin kuzey kesimini izleyerek Karadeniz’e dökülür. İlde anılmaya değer bir göl yoktur.

🌥️ İKLİM

Kırklareli ilinde karasal iklim hüküm sürer. Bazı yıllar kış ayları Doğu Anadolu’dan daha sert geçer. Yazlar da çok sıcak ve kurak olur. İlin yıllık ortalama sıcaklığı C, en sıcak ay ortalaması C’dir. Yıllık yağış tutarı Karadeniz kıyılarında 800 mm’ye yükseldiği halde Istranca Dağları’nın batı ve güneyinde 600 mm’nin altına düşer.

🌳 BİTKİ ÖRTÜSÜ

Istranca Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçları sık ormanlıktır. İlin yüzölçümünün % 35’i ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlarda meşe ve kayın ağaçları geniş yer kaplar. Istranca Dağları’nın güney ve batı kesimlerinde orman seyrektir. Ergene Havzası bozkırlarla kaplıdır.

💰 EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

Ormanlık alanlar geniş yer tuttuğu için topraklarının ancak % 25 kadarı tarıma elverişlidir. En çok buğday, arpa, çavdar, yulaf ve mısır, baklagiller, kolza yetiştirilir. Sulak yerlerde az miktarda pirinç ekimi yapılır. Endüstri bitkilerinden en çok ayçiçeği ve şeker pancarı ekilir. Üretilen pancarlar Alpullu Şeker Fabrikası’nda işlenir. Çeşitli sebzeler, patates, kavun, karpuz, her çeşit meyveler yetiştirilir.

İl yaban hayvanları bakımından çok zengindir. Ormanlık bölgelerde geyik ve karacaya, vadi yamaçlarında tilki ve tavşanlara rastlanır.

Kırklareli canlı hayvan ve mamulleri üretimine önem verilen bir ilimizdir. En çok küçükbaş hayvancılığı yapılır. Kıvırcık cinsi koyunlar, kıl keçisi, ayrıca sığır, manda, at, eşek beslenir. 1980 yılında 205 ton koyun, 850 ton sığır eti üretilmiştir. Kırklareli’nin peynircilikte eskiden beri önemli yeri vardır.

1980 sayımına göre Kırklareli’deki hayvan sayısı şöyledir (baş olarak): Koyun (338.460), tavuk-horoz (297.905), sığır (101.048), kıl keçisi (82.300), arı kovanı (24.928), manda (7.218), at (4.570), eşek (3.970).

SANAYİ VE MADENCİLİK

Sanayi pek gelişmemiştir. Halk daha çok tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlar. Başlıca endüstri kuruluşları, Alpullu Şeker Fabrikası, Pınarhisar Çimento Fabrikası’dır. Orman ürünleri de endüstride önemli bir yer tutar. Istranca ormanlarının ürünleri İğneada ve Midye iskelelerinden sevk edilir. Orman Ürünleri Sanayii Genel Müdürlüğü’nün Demirköy Marif Parke-Lif Levha Fabrikası vardır. Bunlardan başka çeşitli yerlerde bitkisel yağ fabrikası, Kaynarca’da çeltik fabrikası, un fabrikaları, yoğurt ve peynir yapımevleri, kereste atölyeleri vardır.

İlde manganez yatakları vardır. Bu madenler işletilir; az miktarda linyit de çıkarılır. Hamitabat-Kumrular yöresinden çıkarılan doğal gaz Pınarhisar Çimento Fabrikası’nda kullanılır. 1981’de 250.000 gaz üretilmiştir.

📜 TARİH

Kırklareli şehriyle Aslıbey yolu’nun doğusuna düşen kesimde ve Aşağıpınar ile Eriklice köyleri arasında bulunan höyüklerden anlaşıldığına göre buranın eski halkı Traklar olmuştur. Daha sonra Frigler’in (M.Ö. 1200) buradan geçerek Anadolu’ya yayıldıkları söylenir. Zamanla Yunan kültür ve egemenliğinin etkisi altında kalan Trakya yöresi Pers İmparatoru Darius tarafından ele geçirildi (M.Ö. 5. yüzyıl). Büyük İskender’in, Persler’i ortadan kaldırması (M.Ö. 4. yüzyıl sonları) üzerine bir süre Makedonya Krallığı’nın elinde kalan bu yöre, birçok el değiştirmeden sonra Romalılar’ın egemenliği altına girdi (M.S. 46).

Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldığı zaman bütün Anadolu, Trakya ile birlikte Kırklareli toprakları da Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) sınırları içinde kaldı. Bizans’ın ayakta kaldığı 1.000 yıllık süre içinde bu imparatorluğun sınırları içinde kalan Kırklareli, daha sonra Hunlar’ın, Avarlar’ın, Bulgarlar’ın ve Peçenekler’in saldırılarına uğradı. Osmanlılar’ın Rumeli’ye geçişlerinden sonra I. Murat tarafından alınarak Osmanlı ülkesine katıldı. 1402 Ankara Savaşı yenilgisinden sonra Musa Çelebi’nin eline geçen şehir (1411) sonradan Türk birliğini yeniden kuran Çelebi Mehmet tarafından geri alındı.

İmparatorluğun genişlediği dönemde merkezi Sofya olan büyük eyaletin 26 sancağından biri de Kırklareli’ydi. Tanzimat’tan sonra Batı Trakya’nın elden çıkmasından sonra, merkezi Edirne olan eyaletin 6 sancağından biri durumuna getirildi. 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rus işgalinde kaldı. Daha sonra toplanan Berlin Kongresi (13 Temmuz 1878) ile tekrar Türklere verildi. Balkan Savaşı sırasında Bulgar işgalinde kaldı. Bu işgal 9 ay 10 gün sürdü. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunan işgaline uğradı. Bu işgal iki yıl sürdü. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan (11 Ekim 1922) sonra 10 Kasım 1922’de Yunanlılar şehri boşalttılar. Lozan Antlaşması gereğince buradaki Rumlar, Yunanistan’daki Türklerle değiştirildiler.

🏛️ GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

Osmanlılar döneminden kalan camiler çok ünlüdür. Bunların en ünlüsü Büyükcami’dir. Fetret Devri’nde Hızır Bey yaptırmıştır (1407). Kadı Camisi (1598), Gülâbî Ahmet Paşa’nın yaptırdığı Paşa Camisi (1622), Kara İbrahim Bey’in yaptırdığı Kapan Camisi, IV. Murat zamanında Hüseyin Ağa’nın yaptırdığı ünlü hamam, anılmaya değer eserlerdir. Cedit Ali Paşa Camisi ise Mimar Sinan tarafından yaptırılmıştır. Fatih zamanında yapılan bir mescitle çeşme ve IV. Murat zamanında mimar Kasım tarafından yapılan 50 m genişliğinde ve 7 km boyundaki taş köprü tarihî değer taşır. Lüleburgaz ilçesinde ise yine Mimar Sinan’ın eserlerinden olan Sokullu Mehmet Paşa Camisi, su kemerleri ve Ergene Suyu üzerindeki taş köprü mimarlık değerleri yüksek, tarihî yapılardır.

Vize ilçesinde, Demirköy ve Pınarhisar’da Bizanslılar’dan kalma kaleler bugün yıkıntı durumundadır.

Kırklareli’nin 3 km güneyinde üç küçük tepe vardır. Bunlara tümülüs (üzeri toprakla örtülmüş höyük şeklinde mezar) adı verilir. Bu tümülüslerde ilk resmî kazılar 1828’de yapıldı. 1938-39’da Arif Müfit Mansel başkanlığında bu üç tümülüs kazıldı. Bu kazı sonunda bir anıt-mezar olan tümülüslerin, Mısır piramitleri gibi hükümdar mezarları olduğu, ölenin ev eşyalarıyla gömüldüğü görüldü. Bu tümülüslerde birer mermer lahit, seramik ve altın aletler, ev eşyası bulundu. Anıt-mezarların M.Ö. 5. veya 4. yüzyıllara ait olduğu anlaşılmıştır. Trakya’nın diğer bölgelerinde de bunlara benzer tümülüslere rastlanmıştır.

🎶 YÖREDEN BİR TÜRKÜ

Uzun Kavak

Uzun kavak ne gidersin engine Yaprakların benzemiyor rengine Anne beni verecek misin dengime Ah dola dola dola da yâr dolanıyor boynuma Akşamdan gel sağ yanıma yanıma

Uzun kavak gıcır gıcır gıcırdar Anne benim sağ yanımda sancım var Ben ölürsem benden nice nice genci var Ah dola dola dola da yâr dolanıyor boynuma Akşamdan gel sağ yanıma yanıma

Uzun kavak dalın malın kurusun Yaprakların suda muda çürüsün Herkes sevdiğini alsın yürüsün Ah dola dola dola da yâr dolanıyor boynuma Akşamdan gel sağ yanıma yanıma

💃 FOLKLOR

Trakya topraklarında yer alan Kırklareli’nin folkloru, bulunduğu yer sebebiyle Anadolu’dan farklı bir şekilde gelişmiştir. Balkanlar’dan göç eden aileler, bir süre, geldikleri yerlerin geleneksel kıyafetini giymeye devam etmiştir. Bu giysilerin kumaşları ev tezgâhlarında dokunurdu. Geleneksel kadın kıyafetinin başlıca parçaları bindallı, çatkı, ferace, çarşaf ve çatal dondur. Geleneksel erkek giyiminin başlıca parçalarını ise cebeden, cepken, potur, şayak ve keten pantolon oluşturur.

İlde oynanan halk oyunlarının bölgeye has özellikleri vardır. Hora, sirto ve karşılama türünde oyunlar yaygındır. Oyunlar ağır ağır başlayıp, hızlanarak sona erer. İlin halk müziği de Anadolu’dan farklı özelliklere sahiptir. «Dere Geliyor Dere» türküsü ünlüdür.

İlde, her yıl 22 Mart’ta Nevruz, 6 Mayıs’ta Hıdrellez şenlikleri düzenlenir.