Her güçlü canlı, diğer güçsüz bir varlığı yok etmek, en azından sömürmek eğilimindedir. Bu kural yüzyıllar boyunca insanlar için de geçerli olmuştur. İnsanlar arasındaki geçimsizliklerin, toplumlar arasındaki kavgaların, uluslar arasındaki savaşların nedenleri araştırıldığında bu eğilimin izlerine rastlamak her zaman mümkündür.
Birinci Dünya Savaşı emperyalist emellerin gerçekleştirilmesi, İkinci Dünya Savaşı ise saplantı hâlini alan ihtirasların doyurulması için çıkarılmadı mı? Ama sonuç insanlık için acı ve utanç verici oldu. Yüzyıllar boyunca bu kötü sonuçları gören insanlar, çarelerini aramak zorunluluğunu duydular.
İşte İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda kurulan “Birleşmiş Milletler Örgütü” bu zorunluluktan doğdu. 1945 yılının 24 Ekim’inde kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün ilk amacı, dünyada barışı ve güvenliği sağlamaktı. Birbirlerinin haklarına saygı gösteren bireylerden oluşan ulusların, diğer ulusların haklarına saygılı olacağı görüşünü benimseyen Birleşmiş Milletler Örgütü, 10 Aralık 1948 tarihinde “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”ni kabul ve ilan etti.
Beyannamenin Temel İlkeleri
Bu beyannamenin önsözünde:
- Eşitlik ve egemenliğin dünya barışının temeli olduğu
- İnsanların söz ve inanç hürriyetine sahip olduğu bir dünyanın kurulması gerektiği
- İnsan haklarının bir hukuk rejimiyle korunmasının zorunlu olduğu
- İnsanların daha geniş bir hürriyet içinde daha iyi yaşama koşullarına kavuşturulması gerektiği
- İnsan haklarına ve ana hürriyetlerine gerçekten saygı gösterilmesinin gerekliliği
belirtilerek, eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve hürriyetlere saygının geliştirilmesi önerilmiştir.
Beyannameden Seçmeler
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde:
“Bütün insanlar hür ve eşit haklarla doğarlar. Kimse bir başkasını boyunduruğu altına alamaz ve ona esir gibi davranamaz. Kanun önünde her insan eşittir. Eğitim ve öğretim herkesin hakkıdır. Sosyal güvenlik bireylerin hakkıdır. Evlilik çağına gelen her erkek ve kadın, ırk, din, vatandaşlık bakımlarından ayrılık gözetmeden serbestçe evlenmek ve yuva kurmak hakkına sahiptir. Aile, toplumun temelidir ve devlet tarafından korunur. Her şahıs seçmek ve seçilmek hakkına; analık ve çocukluk özel bakım ve yardım görme hakkına sahiptir.”
Bu beyanname 30 maddeden oluşmuştur.
Türkiye ve İnsan Hakları Haftası
Birleşmiş Milletler’in güvenilir bir üyesi olan Türkiye, gerektiğinde barışı sağlamak ve insan haklarını korumak için savaşı bile göze alarak kendisine düşen görevleri titizlikle yerine getirmektedir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler Örgütü’nce ilan edildiği 10 Aralık tarihinden önceki hafta, diğer bir deyişle 3–10 Aralık tarihlerini içine alan hafta, yurdumuzda ve üye memleketlerde “İnsan Hakları Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Artık insanların bir mal gibi parayla alınıp satıldığı kölelik devri çok gerilerde kaldı. Güçlülerin güçsüzleri sömürdüğü düzenin ise her geçen gün itibarını yitirdiğini görüyor ve geleceğimize ümitle bakıyoruz.
Michelangelo’nun Paris’teki Louvre Müzesi’nde bulunan “Kahraman Esir” heykeli, insan hakları için o zaman da mücadele edildiğini belgelemektedir.
