🧬 HAYVANSAL HÜCRE
Bitki olsun, hayvan olsun bütün canlı varlıklar bir “İlk Oluşum”dan meydana gelirler. Bu “İlk Oluşum”, Protoplazma’dır (eski Yunanca Protos = ilk, Plasma = oluşum). Protoplazma adı verilen ilk yani temel canlı oluşum çok sayıda moleküllerden meydana gelmiştir. Bunlar sanki aralarında “organlaşarak” bir bütün durumunu almışlardır. Bu organlaşmış bütün, birtakım temel hayati eylemlerde bulunabilme yeteneğine sahiptir: beslenir, solur, dışkı çıkarır ve ürer.
Şimdi bu dört temel işlemi başarmakla canlı varlıklara hayat sağlayan Protoplazma’nın hangi bölümlerden meydana geldiğini, boyutlarını ve tiplerini birlikte görelim.
Protoplazma bir tek çeşit yapıdan meydana gelmemiştir. Çeşitli bölümleri vardır ve bu bölümler kendilerini çevreleyen ortamla sürekli alışveriş durumunda bulunurlar: etraftan besin ve oksijen alırlar, kendi içlerindeki zehir ve yararsız maddeleri dışarı atarlar. İşte bu ve buna benzer sayısız görevleri yapan bölümlerin tümüne birden HÜCRE (GÖZE) adı verilir.
Bazı organizmalar bir tek hücreden meydana gelirler (bakteriler, yosunlar). Bunlar “Birgözeliler”dir (Protozoa). Ama canlılar âlemindeki organizmaların büyük çoğunluğu sayısız hücrelerden oluşmuşlardır. Bunlara “Çokgözeliler” (Metazoa) denilir.
🔬 Hücrenin Yapısı
Bazı ayrıntılara rağmen hayvan ve bitki hücreleri aynı elemanlara sahiptir. Bir bitki hücresini pişmemiş yumurtaya, hayvan hücresini de pişmiş yumurtaya benzetecek olursak bu iki tip hücreyi daha iyi karşılaştırmak imkânını buluruz. Bitki hücresinin dışında sert bir koruyucu zar vardır. İçi hemen hemen sıvı bir maddeden meydana gelmiştir. Hayvan hücresi ise kabuğu soyulmuş pişmiş bir yumurtaya benzer. Gerçekten de bu hücrenin dışında sert bir koruyucu zar bulunmaz, “göze plazması”nın zarı vardır. Hücre plastik bir kütle gibidir. Öyleyse hayvan hücresi, “göze plazması” ve “çekirdek” diye iki ana bölüme ayrılan bir Protoplazma’dan meydana gelmektedir.
Göze plazması hücrenin en büyük bölümünü kaplar, yukarıda da söylediğimiz gibi dış tarafa doğru hücreyi çevreleyen bir zar meydana getirir (göze zarı). Göze plazması içinde çeşitli kimyasal bileşikler yer alır. Bunların her birinin belirli bir görevi vardır: besin depolamak, sindirmek (besinleri başka bir duruma dönüştürmek), oksijen molekülleriyle bileşikler yapmak bu görevlerden birkaçıdır. Bu bakımdan göze plazması, mikroskobik bir “laboratuvar”dır.
Çekirdeğe gelince bu, hücre içinde merkezi bir durumdadır. Her hücrede bir çekirdek vardır, ama iki ve daha çok çekirdekli hücrelere de rastlanır.
Hücre, göze plazmasının büyük bir bölümünü kaybetmiş olsa bile bir süre sonra bu eksik bölümleri yeniden tamamlayabilir ve yaşamaya devam eder. Ama çekirdeksiz bir hücre hiçbir zaman yaşayamaz. Bundan ötürü çekirdeğin hücredeki önemi hayatidir. Bugün çekirdeğin ve hücredeki Golji yumağı gibi bazı elemanların, Santrozom’un hayati görevlerinin ne oldukları kesinlikle bilinmemektedir. Ama enzimler, hormonlar gibi hücrenin çalışmasına temel olan elemanların hep çekirdeğin kontrolünden geçtiği bilinmektedir. Çekirdeğin içindeki çekirdekçiğin zarından sızıp geçen bu elemanlar, hücrenin hayatını düzenleyici çok önemli görevler yaparlar. Çekirdeğin görevleri arasında en önemlilerinden biri şüphesiz hücrenin üreme eylemidir. Çekirdek içinde “Kromozom” denilen bir çeşit iplikler vardır. Bunların soyaçekim özelliklerine sahip oldukları da bilinmektedir. Her hayvan türünün hücre çekirdeğinde bu kromozomlardan belirli miktarda vardır. İnsan türünde bu kromozomların sayısı 46’dır. Kromatin denilen elemanlar kromozomlardan meydana gelir.
Hayvansal hücrenin ağırlığının %30’unu organik cevherler (karbonhidratlar, yağlı maddeler, proteinler vb.), %2–3 kadarını da inorganik maddeler meydana getirir. Geri kalanın %67–70’i ise sudur.
📏 Hücrenin Boyutları
Parmağımızın ucunu iğneyle deldiğimiz zaman çıkan kanın bir damlasında en az 3 milyon hücre vardır. İnsan vücudundaki hücrelerin sayısı milyar kere milyar kere milyar kadardır. Hücrelerin meydana getirdiği organizmalar çok büyük boyutlara sahip olabildiği halde hücrenin kendisi çok küçüktür. Hücrenin boyutları ancak mikron yani milimetrenin binde biri cinsinden ölçülebilir.
Kandaki alyuvarlar gibi bazı hücreler 7–8 mikron büyüklüğünde olur. Sinir hücrelerinden bazıları da 100–150 mikron kadardır. Ama genellikle bir hücrenin ortalama büyüklüğü 10–30 mikron arasında değişir.
⏳ Hayvansal Hücrenin Ömrü
Hayvansal hücreler yaşadıkları süreye göre üç tipe ayrılır:
- 🩸 Kararsız Hücreler
Bu tip hücreler organizmanın tüm ömrü boyunca kendilerini yenilerler. Ömürleri çok kısadır. Örnek: kanın alyuvarları bu tip hücrelerdir ve ömürleri 30 günü aşmaz. Sürekli olarak ölmekte olan kararsız hücrelerin yerlerini yeni kararsız hücreler alır. Kan ve deri hücreleri böyle sürekli yenilenme durumunda olan hücrelerdir. - 🧠 Kararlı Hücreler
Bunlar organizmanın belirli bir gelişim dönemine erişmesinden hemen sonra üremekten vazgeçerler. Ama herhangi bir sebeple belirli bir bölümlerini kaybedecek olurlarsa yeniden üremeye başlarlar. Karaciğer, böbrek, pankreas gibi salgılama bezleri olan organların hücreleri, kıkırdak ve kemik dokusu hücreleri, karın kasları ve düz kasların hücreleri yeniden çoğalabilen kararlı hücrelerdir. - 🧠 Sürekli Hücreler
Bunlar organizmanın tüm ömrü boyunca süregelen ve çoğalmayan hücrelerdir. Eğer bu hücreler tahribata uğrayacak olursa yerine yenilerini koyabilme özellikleri yoktur. Sinir dokusu hücreleri, çizgili kasların hücreleri çoğalma yeteneği olmayan böyle sürekli hücrelerdir.
