ESKİŞEHİR

YÜZEY ŞEKİLLERİ

İlin yüzey şekillerini, Sakarya ve Porsuk havzalarında bulunan düzlüklerle, bunları kuşatan dağlar meydana getirir. Havzaları batıda ve güneyde Türkmen Dağı ve Yazılıkaya Yaylası ile Emirdağ; kuzeyde Bozdağ-Sündiken sıradağları çevreler.

Eskişehir topraklarının yaklaşık % 22’sini dağlar kaplar. Dağlarda meydana gelen farklı zamanlardaki aşınma sonucu, çeşitli yüksekliklerde ovalardan dağlara doğru platolar uzanır.

Eskişehir’in kuzeyini, batı-doğu yönünde bir uzantıyla Bozdağ ve Sündiken Dağları kaplamıştır. Dağ sırasının batı kesimine Bozdağ, doğu kesimine Sündiken Dağları denir. Türkmenbaba Tepesi, Tilkilik Tepe, Avlanmış Tepe, Göztepe, Türkmentepe, Çalcabaşı Tepesi gibi önemli yüksekliklere sahip olan Bozdağ’ın en yüksek noktası Türkmenbaba Tepesi’dir (1.534 m). Batıdan doğuya doğru uzanan dağ sırasının Sündiken bölümü ise, Kızıldağ, Taştepe, Kaletepe ve Yağararslan Dağı gibi dağlardan meydana gelir. En yüksek noktası Kızıldağ’dır (1.818 m).

Sakarya Nehri’nin kuzeyinde kalan dağlar, Köroğlu Dağları’nın uzantılarıdır. İlin güneydoğusunda, Sakarya Nehri’nin çizdiği yayın içinden başlayan Sivrihisar Dağları güneydoğu-kuzeybatı yönünde uzanır. Bu dağlarda Boztepe, Akkuş Tepesi, Üçtepe, Yumrukçalı Tepe gibi tepeler ile Çal Dağı (1.690 m) vardır. Türkmen Dağı (1.825 m) Porsuk Barajı’nın güneyinden başlayarak uzantıları ile birlikte Sakarya Ovası’na kadar uzanır.

Eskişehir’de ovalar, bütün alanın % 26’sını kaplar. En önemlileri Porsuk, Sarısu ve Yukarı Sakarya Ovaları’dır.

Eskişehir ilinde bulunan yaylalar Türkmen Dağları’nın doğu uzantıları ile, Bozdağ ve Sündiken Dağları’nın üzerindedir. İlde bulunan başlıca vadiler Sakarya Vadisi ve Porsuk Vadisi’dir.

AKARSULAR VE GÖLLER

Yurdumuzun en büyük akarsularından biri olan Sakarya Nehri, Eskişehir’in en önemli akarsuyudur. Çifteler ilçesinin güneydoğusundaki “Sakarya’nın başı” ya da “Sakaryabaşı” denen yerdeki beş kaynaktan çıkan akarsu, Bardakçı, Seydisu ve Sarısu ile birleşip, kabaca, ilin Ankara ile olan sınırını çizdikten sonra Bilecik’e geçer.

En önemli kolu Porsuk Çayı’dır. Porsuk Çayı Kütahya’da doğar; doğu yönünde akarak merkez ilçesinin içinden geçer ve akışına devam ederek Ankara ilinde Sakarya’ya karışır.

Eskişehir’de önemli bir doğal göl yoktur. Sakarya ve Porsuk nehirlerinin eğimlerinin iyice azaldığı kesimlerde geniş su birikintileri, bataklıkların oluşmasına yol açmıştır. Başlıca baraj gölleri Porsuk, Gökçekaya, Musaözü, Dodurga Barajları’dır. Bu arada Yukarı Kartal, Karacaören göletlerini de sayabiliriz.

İKLİM

İlde, sert bir kara iklimi egemendir. Eskişehir kuzey ve güneyinde dağlarla, batısında ise yüksek platolarla çevrilidir. Bu nedenle, Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri iklimlerinin etkileri görülmez. İlde yıllık sıcaklık ortalaması 10,9 °C’dir. En yüksek sıcaklık 1932 yılının 18 Temmuz’unda 39,1 °C olarak ölçülmüştür. En çok yağışı Sakarya Vadisi’ndekiyörelerle, Mihalıççık yöresi alır.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

Batı Anadolu ormanları ile İç Anadolu stepleri arasında bulunan ilin Batı Anadolu bölümünde zengin karaçam ormanları; güneyini kaplayan Yukarı Sakarya Havzası’nda ise step bitkileri görülür. Batı Anadolu iklim bölgesindeki bölümlerde yağışların gerek bol, gerekse daha düzenli oluşu, buralarda bitki örtüsünün sık ormanlardan oluşmasını sağlamıştır. Bozdağ, Sündiken ve Türkmen Dağları’nın uzantılarında bulunan ormanlarda egemen ağaç türü kızılçam, karaçam, sarıçam gibi ağaçlardır.

EKONOMİ

TARIM VE HAYVANCILIK

Eskişehir topraklarının yaklaşık % 94’ü tarıma elverişlidir. Bunun sonucu olarak ilde tarım oldukça gelişmiştir. Tarımda en önemli yeri tahıl üretimi alır. En çok buğday ve arpa yetiştirilir. Sanayi bitkilerinden şeker pancarı, patates ve ayçiçeği üretimi yapılır.

1980 yılında ilde ekilen başlıca ürünler ve üretim miktarları şöyledir (ton olarak): Buğday (438.885), arpa (274.180), çavdar (3.665), yulaf (8.537), mısır (450), pirinç (455), nohut (860), şeker pancarı (754.088), pamuk (saf, 45), çiğit (72), ayçiçeği (8.575), susam (10), aspir (25), fasulye (1.115), mercimek (385), fiğ (580), burçak (150), soğan (3.680), sarımsak (705), patates (39.695), hayvan pancarı (2.360). İlde bunların dışında yem bitkilerinden 4.074 ton yeşil ot, 39.411 ton kuru ot üretimi yapılmıştır.

Sebzecilik fazla gelişmemiştir. İlde yetiştirilen başlıca sebzeler ıspanak, marul, kavun, hıyar, domates, patlıcan, biberve taze soğandır. 1980 yılında 150.569 ton sebze ürünü alınmıştır.

Bitki üretiminde meyvecilik önemli bir yere sahip değildir. İlde meyveciliğe en elverişli yer, Orta Sakarya Vadisi’dir.

1980 yılında Eskişehir’de üretilen başlıca meyveler şunlardır (ton olarak): Armut (3.500), ayva (720), elma (9.350), erik (760), iğde (295), kayısı (1.185), kiraz (345), şeftali (60), vişne (1.025), zerdali (945), zeytin (200), antepfıstığı (14), badem (1.225), ceviz (480), çilek (95), dut (1.295), incir (175), nar (345), üzüm (14.710).

İl ekonomisinde hayvancılık tarım kadar ağırlıklı değildir. Tarımsal gelirin yaklaşık % 30’u hayvancılıktan sağlanır. Buna rağmen diğer illerle kıyaslandığı zaman hayvancılık açısından da gelişmiş bir ildir. Özellikle besi hayvancılığıgelişmiştir. İlde 200 dolayında modern besicilik yapan mandıra bulunmaktadır.

Eskişehir’de daha çok koyun, tiftik keçisi gibi küçükbaş hayvanlar beslenmektedir. Koyun sayısı 1950’den 1980’e kadar % 100’e yaklaşan bir gelişme göstermiş, 470.000 dolayında olan koyun sayısı 1980 yılında 892.000’e ulaşmıştır. Koyun türleri arasında 270.000 dolayında yarım kan ve saf kan merinos koyunu bulunmaktadır. Tiftik keçisi üretimi özellikle Sivrihisar ilçesinde çok gelişmiştir. Ayrıca tavukçuluk çok hızlı bir gelişme içindedir. Leghorn ve New Hampshire türü tavuk besiciliği büyük ağırlık kazanmıştır. Mihalıççık ve Sarıcakaya yöresinde ipekböcekçiliği de yapılmaktadır.

1980 yılında Eskişehir ilinde saptanan hayvan varlığı şöyledir (baş olarak): At (15.280), katır (1.100), eşek (14.940), sığır (167.955), manda (1.687), koyun (892.030), kıl keçisi (16.250), tiftik keçisi (386.380). Ayrıca 663.475 tavuk-horoz ve 16.050 arı kovanı tespit edilmiştir.

Aynı yıl ilde hayvansal ürünlerin üretimi de şöyleydi (ton olarak): Süt (67.515), bal (134), et (2.050), tiftik (130). Ayrıca 71.230.000 yumurta ve 480.000’in üzerinde deri elde edilmiştir.

İl, av hayvancılığı açısından da ileri düzeydedir. Tavşan, çulluk, yaban ördeği, yaban domuzu ve ayı gibi av hayvanları bulunmaktadır. Baraj göllerinde sazan ve yayın balıkları vardır.

SANAYİ VE MADENCİLİK

İlde ilk önemli sanayi kuruluşu 1894 yılında gerçekleşmiştir. O yıl kurulan Eskişehir Lokomotif ve Motor Fabrikasıgünümüzde gelişmiş bir üretim, bakım ve onarım kuruluşudur.

1933 yılında Şeker Fabrikası kuruldu. 1956 yılında Basma Fabrikası hizmete girdi.

Bunların dışında Çimento Fabrikası, Eti Gıda Sanayii, Arçelik Buzdolabı Fabrikası, Beton Direk Fabrikası, Kiremit Fabrikası, Un Fabrikası, ısı cihazları üretimi, Şekerleme Fabrikaları gibi önemli sanayi kuruluşları bulunmaktadır. Ayrıca jet bakım ve revizyon atölyeleri vardır. Günümüzde ilde hemen bütün sanayi dallarında üretim yapılmaktadır.

“Eskişehir taşı”, “Lületaşı”, “Köpüktaşı” diye anılan beyaz taş, magnezyum silikat mineralidir. 90-100 metrederinlikteki maden ocaklarından çıkarılır. Üzeri temizlenir ve süs eşyası yapımında kullanılır. Eskişehir’de bu taşı işleyen değerli sanatçılar vardır. “Deniz köpüğü” adı da verilen bu taş yumuşaktır. Çelik kalemle işlenir. Eskişehir taşı, sadece ülkemizde değil Avrupa ve Amerika’da da çok tanınmıştır. Geçen yüzyıllardan beri ihraç edilir. İri lületaşları çok pahalıdır. Çünkü lületaşları küçük parçalar hâlinde çıkar. Pipo, ağızlık, baston sapı, bilezik, mektup açacağı, gerdanlık, yüzük, küpe, sigara tablası, biblo, vazo ve daha birçok eşya yapılır. Eskişehir taşı, hem güzel bir sanat kolu, hem de ticaret ham maddesi olarak Eskişehir’in ekonomisinde önemli yer tutar.

Eskişehir’de birçok yerde krom vardır ve bu madenler işletilmektedir. Demir, amyant, mika, magnezit, kömür, antimon, bakır, kalay, manganez ve volfram kurşun cevherleri bulunmuştur. Fakat henüz işletmeye açılmamıştır. Yılda ortalama 65.000 ton krom, 42.000 ton manyezit, 2.000 ton amyant, 3.000 ton demir, 1.000 ton linyit, 150 ton bor tuzu, 10 ton mika çıkarılmaktadır.

GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ

Yunus Emre Mezarı: Türk Halk Edebiyatı’nın en eski şairi ve mutasavvıfı Sarıgöl’de yatmaktadır. Burada her sene Yunus Emre’yi anmak için törenler tertiplenir.

Battal Gazi Türbesi’nin bulunduğu Seyitgazi, Yazılıkaya, Ballıhisar, Karacahisar’da antik çağdan kalma amfiteatrlar, stadyumlar, agoralar, şehir kalıntıları vardır.

Eskişehir ili içinde Eskişehir Müzesi, Şeyh Edebâli Türbesi, Kurşunlu Cami (1525), Alâaddin Keykubat Camisi (1262) Osmanlı ve Selçuklu çağlarından kalmış mimarlık eserleridir.

Eskişehir-Kütahya illeri sınırındaki Porsuk Barajı, balık tutma meraklılarının sık sık uğradıkları bir yer olarak bilinir.

60 km uzaklıktaki Kalabak Suyu, Türkmen Dağları’nın eteklerinden çıkar. Yazın piknik, kışın av turizmi bakımından önemlidir. Birçok içme ve kaplıca, Eskişehir’in gezilip görülmeye değer yerlerindendir.

FOLKLOR

Eskişehir ve çevresi, Anadolu’ya doğudan akın eden Türk boylarının önemli konaklama yerlerinin başında gelir. Bölge, kavşak noktasında bulunduğu için, çeşitli çağlarda çeşitli ulusların etkisi altında kalmıştır. Eskişehir’in folklorunda daha çok Batı Anadolu gelenekleri görülür. Halk müziği de aynı özellikleri taşır. Ege ve Batı Anadolu’nun zeybek oyunlarının her türlüsü burada biraz değişik olarak oynanır. “Öte yakaya geçelim – Atlarımıza yonca biçelim” ve “Oturmuş kurna başına” türküleri ülkemizde ün yapmıştır.