“Doğu Anadolu Bölgesi, Rusya, İran ve Irak ile olan sınırımızı meydana getirir”
Doğu Anadolu Bölgesi, yurdumuzun en büyük, en yüksek ve en dağlık bölgesidir. Yaklaşık olarak Türkiye yüzölçümünün % 21’ini kaplar. Doğu sınırımızdan batıya doğru daralarak uzanan bölgede ortalama yükseklik ’yigeçer.
Bölge kuzeyde Karadeniz Bölgesi; doğuda Sovyetler Birliği ve İran; güneyde Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Irak; güneybatıda Akdeniz Bölgesi; kuzeybatıda İç Anadolu Bölgesi ile sınırlıdır.
Marmara ve Ege Bölgeleri’nin toplam alanından daha büyük olan bölgenin yüzölçümü Yunanistan ve Bulgaristan’dan daha fazladır. Hemen hemen Suriye’nin kapladığı alan kadar bir alan kaplar. Buna karşılık Doğu Anadolu Bölgesi, nüfus yoğunluğunun en az olduğu yöremizdir. Ülke nüfusunun ancak % 12’si burada yaşar. Ekonomi açısından da en az gelişmiş bölgemizdir.
Seyrek nüfuslu oluşu, ekonomik açıdan geri kalışı bazı nedenlere bağlanabilir. Bunların başında bölgenin çetin doğal koşulları gelmektedir. Burası, en yüksek, en dağlık, en soğuk bölgemizdir. Bölgenin kadarı yüksekliktedir. Bu bölgede bazı ovaların yüksekliği de aynıdır. Erzurum Ovası , Başkale Ovası yükseklikte bulunmaktadır.
YÜZEY ŞEKİLLERİ
Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüzey şekilleri yüksek dağlardan, geniş platolardan, dağlarla platolar arasına sokulmuş ovalardan ve çukur alanlardan meydana gelmiştir. Bu ovalar genç kırıklarla (fay) sınırlanmıştır. Bu yüzden sık sık depremler olur (Erzincan, Bingöl, Erzurum depremleri).
Doğu-batı doğrultusunda üç dağ sırası bölgede bir baştan ötekine uzanır:
- En kuzeyde bölgenin kuzey kenarı boyunca Köse, Kop ve Allahuekber Dağları yer alır.
- Bölgenin ortasında yer alan ve Orta Toroslar’ın uzantısı olan Munzur, Karasu-Aras Sıradağları bir yay çizerek uzanır.
- Üçüncü sırayı da, bölgenin güneyindeki Güneydoğu Toroslar meydana getirir.
Bütün bu dağların yüksekliği yer yer ’yi aşar. Güneydoğu Toroslar’ın uzantısı olan Uludoruk (Cilo) Dağları’ndayükseklik ’nin üstündedir (Uludoruk Tepesi ). Bu yükseklik aynı zamanda ülkemizin ikinci yüksek noktasıdır. Bu kesimde sönmüş volkanlar da yer alır. En ünlüleri Nemrut, Süphan, Tendürek ve Ağrı’dır. Bunlardan Ağrı, yurdumuzun en yüksek dağıdır. Büyük Ağrı’da yükselti ’ye ulaşır.
Doğu-batı doğrultusunda uzanan dağlar arasında, ovalar ve platolar yer almıştır. En önemlileri Erzurum, Başkale, Erzincan, Muş, Malazgirt, Elazığ, Malatya ve Iğdır Ovaları’dır. Kars, Ardahan Platolarının konumu kuzeydoğu yönündedir.
AKARSULAR VE GÖLLER
Basra Körfezi’ne dökülen Fırat Nehri kuzeydoğudan gelen Karasu ve güneydoğudan gelen Murat Suyu’nu alır. Bu kollar Keban’da birleşerek, Fırat’ı oluşturur. Dicle Nehri de bu bölgede doğarak, Güneydoğu Anadolu’ya geçer. Hazar Denizi’ne dökülen akarsular Aras ve Kura’dır. Aras Nehri’nin kolu olan Arpaçay, Türkiye-Sovyetler Birliği sınırınınbir bölümünü belirler.
Bu nehirler yurdumuzun en çok su taşıyan akarsularıdır. Bol suları, kuvvetli eğimleri, hızlı akışları ile hidroelektrikbakımından mevcut imkânların ’ünü sağlarlar. Elazığ’ın güneyinde Keban Hidroelektrik Santrali yurdumuzun elektrik ihtiyacının önemli bölümünü karşılayan çok değerli bir enerji merkezidir. Barajın ardındaki baraj gölününyüzölçümü üçüncü büyük gölümüz olan Beyşehir Gölü’nden daha fazladır (). Derinliği de ’yi bulur. Yine Fırat Nehri üzerinde yapılmakta olan Atatürk Barajı Türkiye’nin en büyük baraj gölünü oluşturacaktır.
Yurdumuzun en büyük gölü olan Van Gölü de bu bölgededir. Van Gölü Nemrut Volkanı’nın çıkardığı lavlarla önü tıkanarak meydana gelmiş bir set gölüdür. Küçük bir deniz kadar genişliğe sahiptir. Yüzölçümü , derinliği dolayındadır. Sularını dışarıya boşaltamadığı için tuzludur. Bir litre suda kadar tuz bulunmaktadır. Bu tuzların önemli bir kısmını soda meydana getirir. Bu yüzden suyu acıdır. Akarsuların göle döküldüğü ağızlar dışında, gölde balık yaşamaz. Gölde, kıyılar arası ulaşım ve taşımacılık deniz araçlarıyla yapılmaktadır. Türkiye ile İran arasındaki demiryolu ulaşımı yine Van Gölü’nde işleyen feribotlarla yapılır. Derin ve geniş bir su kütlesi olan Van Gölü, çevrenin iklimi üzerinde de bir dereceye kadar ılıklatıcı etki yapar.
Nemrut Dağı üzerinde de Nemrut Krater Gölü vardır. Bu gölün suları tatlıdır. Bu göllerden başka Hazar, Erçek, Nazik, Çıldır, Haçlı, Balık Gölleri bulunmaktadır.
İKLİM
Doğu Anadolu Bölgesi’nde kara iklimi görülür. Kışlar çok uzun, karlı ve soğuktur. Buna karşılık yazlar kısa, deniz etkisinden uzak ve oldukça sıcaktır. Ocak ayının ortalaması bütün bölgede ’nin altındadır (Kars’ta , Erzurum’da , Malatya’da bile ). Kışlar bölgenin güney kesiminde nispeten daha ılık geçer. Bunun nedeni, az da olsa Akdeniz İklimi’nin etkisinde kalmasıdır. Yurdumuzun en düşük sıcaklıkları bu bölgede ölçülmüştür (Karaköse’de , Kars’ta ).
Uzayan kış mevsimi boyunca toprağın karlarla örtülü bulunuşu, yaz mevsiminin kısa oluşu, bölgede tarım yapılacak zamanı kısaltır. Bu iklim koşulları özellikle ulaşım ve ısınma konularında çeşitli sorunlara yol açar. Hayvanların beslenmesi bile oldukça güçtür. Nüfus yoğunluğu kışların nispeten daha ılık geçtiği güney kesimlerde artar.
Doğu Anadolu Bölgesi yüksek olduğu için, İç Anadolu Bölgesi’ne oranla daha fazla yağış alır. Yıllık yağış genellikle ’nin üstündedir. Dağlık kesimlerde yağış miktarı bunun iki katına kadar çıkar. Buna karşılık bölgenin çukur ovaları daha az yağış alır. Iğdır Ovası, yurdumuzun en az yağış alan ovasıdır. Yağışların mevsimlere dağılışı açısından, bölgenin kuzeyi ile güneyi arasında fark vardır. Kuzey yarısında en yağışlı mevsim yaz başları ile yazdır(tipik karasal yağış rejimi). Güney yarısında ise Akdeniz İklimi’nin etkisi nedeniyle yazlar kurak, kışlar yağışlıdır.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Bölgenin yarı kurak çukurları ve ovaları steplerle kaplıdır. Orman alanları genellikle yükseklikten sonra başlar. Doğu Anadolu ormanları bölgenin güneyinde daha çok meşelerden, kuzeyinde ise şiddetli kışlara dayanıklı çam ormanlarından meydana gelmiştir. Bölgenin ormanları, halkın özellikle yakacak ihtiyacını karşılamak için çok tahrip edilmiştir. Bu nedenle Doğu Anadolu yurdumuzun orman oranı en düşük bölgesidir (% 8 kadar). Meselâ Van ve Ağrı illerimizde orman alanları il yüzölçümünün ancak % 1’i kadardır. Buna karşılık bölgenin kuzeydoğusundadaha nemli platolarda, Sarıkamış dolaylarında, Bingöl ve Tunceli’de hâlâ geniş ormanlara rastlanmaktadır.
BÖLGENİN BÖLÜMLERİ
Bölge, 1 — Yukarı Fırat, 2 — Erzurum-Kars, 3 — Yukarı Murat-Van, 4 — Hakkâri Bölümü olmak üzere dört bölümde incelenir.
- Yukarı Fırat Bölümü: Doğu Anadolu Bölgesi’nin batısında yer alır. Çok engebeli olan bölümün güneyini Güneydoğu Toroslar, orta kesimini Munzur Dağları kaplar. Kuzeyini Erzincan ve Tercan Ovaları ile güneyini Malatya, Elazığ ve Muş Ovaları kaplar. Fırat, Karasu ve Murat, bölümün en büyük akarsularıdır. Bu bölüm Doğu Anadolu Bölgesi’nin ısısı en yüksek bölümüdür. Ekonomi açısından bölgenin en gelişmiş kesimidir. Buğdayve arpanın yanısıra çeşitli meyveler de yetiştirilir. Sanayi açısından da bölgenin en gelişmiş kesimidir. Yer altı zenginlikleri ülke çapında yüksektir. Başta linyit olmak üzere demir, kurşun, çinko, krom, kaya tuzu gibi madenleri oldukça zengindir. Ayrıca bu madenlerin işletilmesi de bölgede yapılmaktadır.
- Erzurum-Kars Bölümü: Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusudur. Yüksek platolardan, bunların üzerinde bulunan dağlardan ve Iğdır Ovası gibi çukur alanlardan meydana gelmiştir. Ormanların geniş yer kapladığı bu kesim bölgenin en çok nüfusu barındıran kesimidir. Bazı yerleşim merkezlerinde nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasını geçer. En önemli yerleşim merkezleri Erzurum ve Kars gibi illerle, Sarıkamış, Ardahan, Hasankale ve Iğdır gibi ilçelerdir. Bu bölümün ekonomisinde daha çok tarım ve hayvancılık etkilidir. Bölümün en kalkınmış ili Erzurum’dur. Şeker, besin, deri gibi hayvansal ürünleri değerlendiren sanayi kuruluşlarının yanısıra üniversitesi ile bölgenin kültür ve eğitim merkezi durumundadır.
- Yukarı Murat-Van Bölümü: Van Gölü’nün doğusu ve batısını kaplayan bölüm, Karasu-Aras Dağları’ndan Güneydoğu Toros Dağları’nın dış eteklerine kadar olan alanı kaplar. Bölümün yüzey şekillerini Süphan, Ağrı, Tendürek, Nemrut gibi dağlarla, bu volkanik dağların arasında bulunan havzalar biçimlendirir. Nüfus yoğunluğu çok azdır. Ekonomisi küçükbaş hayvancılığa ve tarıma dayalıdır. Başlıca yer altı zenginliği linyittir. Bölümün ekonomik hayatına bir de Van Gölü’ndeki ulaştırmacılık etki eder.
- Hakkâri Bölümü: Bölgenin güneydoğu kesimidir. Ülkemizin en engebeli yöresidir. Güneydoğu Toroslar’lakaplıdır. Dağlar arasında bazı küçük ovalar bulunmaktadır. Bu bölümde kışlar çok uzun geçer. Aşırı engebeler ve iklim koşulları nedeniyle, bu bölüm ancak yakın zamanlarda çevre illerle ulaşım imkânlarına kavuşmuştur. Bölümün en büyük kenti Hakkâri’dir.
BÖLGENİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ
Çok eski bir yerleşim alanı olmasına rağmen ülkemizin geri kalmış kesimidir. Yurt ekonomisine en büyük katkısı iç ve dış pazarlara sunduğu canlı hayvanla, hayvansal ürünlerdir. Ülkemizde beslenen küçükbaş hayvanların yaklaşık ’i, büyükbaş hayvanların da ’ü bu bölgemizde yetiştirilmektedir.
Bölgenin madencilik açısından Türkiye ekonomisine katkısı büyüktür:
- Yurdumuzda üretilen bakırın yarısına yakın kısmı
- Kromun ’ü
- Kurşun ve çinkonun tamamına yakın kısmı
- Demirin ’ü
- Manganezin ’ü
- Baritin ’ten çoğu
- Linyitin ’u bu bölge üretmektedir.
Bölge, Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Türkiye ekonomisine elektrik açısından da büyük katkılarda bulunmaktadır. Tek başına bu santral tam kapasite ile çalışması durumunda yurdumuzda üretilen elektriğin ’ünüüretebilmektedir. Ayrıca Afşin-Elbistan Santrali’nin de hizmete girmesiyle yurdumuzun elektrik ihtiyacı büyük ölçüde karşılanmış olacaktır. Bunların dışında Doğu Anadolu’da yapımı süren ve tasarlanan baraj ve santralların tamamlanması ile yurdumuzun en büyük sorunu olan enerji sorununu bu bölgenin yardımıyla çözmüş olacaktır.
