İlkbaharda bahçemizin bir köşesindeki taşlardan birini kaldırıp bakacak olursak yerde midemizi bulandıracak cinsten bir sürü hayvancık görürüz. Bunların kimi kaçmaya, kimi de yusyuvarlak bükülüp kendini savunmaya çalışır. Bunlar çokbacaklılar adı verilen küçük bir sınıfın üyeleridir.
Çokbacaklılara bilim dilinde “Myriapoda” adı verilir (myria = onbin, pous = ayak). Bu sözcük “Onbinayaklı” anlamına gelmekle birlikte bu hayvancıkların onbin ayağa sahip olduklarını düşünmek gerçeğe aykırı düşer. Genellikle bu hayvanlarda ayak sayısı otuz veya kırkı geçmez. Ama içlerinde dörtyüze yakın ayağı olanlar da vardır. Bu kadar ayakları olmasına rağmen çokbacaklılar âdeta sürünerek yürürler. Gerçekten de bu kadar çok ayağı birbirine karıştırmadan hızlı hızlı yürümek hiç de kolay bir iş değildir. Onun için hayvan yürürken ayrı ayrı ayak gruplarının hareket ettiğini görürüz. Bu grupların hareketi birinden diğerine sürekli olarak geçer ve böylece yürüme olayı hayvanın bir ucundan öbür ucuna doğru dalgalana dalgalana yayılır.
Yürüme organlarının çokluğu çokbacaklılara hiçbir hareket üstünlüğü sağlamaz, hattâ en yavaş hareketli hayvanlardan saydığımız sümüklüböcek bile çokbacaklılarla rahatça yarış edebilir.
🌑 KARANLIK, KUYTU KÖŞELERİ SEVERLER
Çokbacaklılar, karanlık, nemli yerlerde yaşamaktan hoşlanırlar. Gündüzleri hava güneşliyken onlara açıkta rastlamak imkânsızdır. Yaşlı ağaçların dökülmüş kabukları ve yapraklarının nemli gölgeleri arasında dolaşıp gündüzü tükettikten sonra gece avlanmaya çıkarlar.
Işıksız bir yerde üstü yosun tutmuş irice bir taşı kaldırıp altına baktığımız zaman yüzlerce hayvancığın kaynaştığını görürüz. Bunların çoğunun boyu bir milimetreyi geçmez. Aydınlık vurur vurmaz korkudan ne yapacaklarını şaşırırlar. Çoğu “ağır ağır” öteye beriye kaçmaya başlar. Bazıları da birdenbire büzülüp kıvrılarak yusyuvarlak olur. İçlerinde cesaretli olanları bir süre kımıldamadan dururlar. Ama çok geçmeden onlar da kendi içlerine büzülüp top gibi yuvarlana yuvarlana ortadan kaybolmanın çaresini ararlar.
Çokbacaklıların tehlike karşısında gösterdikleri bu yavaşlık, hattâ umursamazlık şüphesiz ki bu hayvanların soğukkanlılığından ileri gelmez. Bu, onların hareket kabiliyetsizliğinden başka bir şey değildir. Evet çokbacaklılar yavaş ve tembel hayvanlardır.
🧬 SINIFLANDIRMA
Çokbacaklıların Hayvanlar Âlemi’ndeki yerini şöylece belirleyebiliriz: Çokhücreli (Metazoa) hayvanların Solomlular (Coelomata) bölümünün Birincil–ağızlılar (Protostomia) denilen bir filumu vardır. Bu filumun en önemli dallarından biri Eklembacaklılar (Arthropoda)’dır. Eklembacaklılar içinde en önemli grup Gerçek–eklembacaklılar (Euarthropoda) alt–daldır. İşte bu alt–dal Kabuklular (Crustacea), Çokbacaklılar (Myriapoda), Böcekler (Insecta) ve Örümceğimsiler (Arachnida) olmak üzere dört sınıfa ayrılır.
Çokbacaklılar kalabalık bir grup meydana getirmezler. Bütün türlerinin sayısı 8000’i geçmez. Hepsi de karada yaşarlar. Göğüs ile karın arasında bir yapı ayrıcalığı yoktur. Hareket organları hep çift yapılıdır. Çokbacaklıları kolaylık sağlaması yönünden Birçift–bacaklılar ve İkiçift–bacaklılar diye ikiye ayırabiliriz.
🦗 BİRÇİFT–BACAKLILAR
Bunlar her vücut halkasında bir çift bacak bulunan çokbacaklılardır ve bu sınıfın “vahşi” hayvanlarını meydana getirirler. İki tane güçlü çeneleri vardır. Bacakların birinci çifti bir “makas” meydana getirecek biçimdedir. Hayvan bu makaslarını düşmanının vücuduna sokarak salgıladığı zehir yardımıyla onları öldürmeye çalışır. Birçift–bacaklılar özellikle sinekleri, örümcekleri, kurt, solucan, sümüklüböcekleri yiyerek geçinirler.
- ÇIYAN (Scolopendra cingulata)
Gündüzleri kuytu köşelerdeki taşlar ve yapraklar arasında saklanır. En sevdiği avlar örümcekler, solucanlar ve çeşitli böceklerdir. Ağız bölümündeki üçüncü çift ayaklarıyla yakalar ve makas denilen kancalarını düşmanının vücuduna geçirir. Zehirlidir. İnsan için bile tehlikelidir. Ülkemizde rastlanan çıyanların boyu 10–12 cm’yi aşmaz. Tropikal ülkelerde 30 cm’lik Dev çıyan (Scolopendra gigantea) ve 12 cm’lik Öldürücü çıyan (Scolopendra morsitans) türleri vardır. - EV ÇIYANI (Scutigera coleoptera)
Eski ahşap evlerin bodrumlarında, güneş görmeyen tavan aralarında rastlanır. En hızlı yürüyen çıyan türüdür. Arka bacaklarında 500 kadar eklem bulunur. Duyargaları çok ince ve kıvrıntılı oyuklara girebilir. Akdeniz ülkelerine özgüdür. - SARI ÇIYAN (Himantarium gabrialis)
Vücutları en uzun ve en ince yapılı olanlardır. Ortalama 20 cm uzunluğundadır. Halka sayısı 130–173 arasında değişir. Heybetli görünüşüne rağmen zararsız ve pasif bir hayvandır. - TAŞ ÇIYANI (Lithobius forficatus)
Taşların ve dökülmüş yaprakların arasında yaşar. Boyu birkaç cm’dir. Vücudunda 19 eklem vardır. Sürekli açlık hisseder. Solucanlara saldırır. Yılan gibi boğarak öldürmeye çalışır ama tam başaramaz. Isırıp zehirleyerek öldürmeye çalışır.
🐛 İKİÇİFT–BACAKLILAR
Bunlar her vücut halkasında tam iki çift bacağı olan çokbacaklılardır. Yalnız ilk dört halkada birer çift bacak vardır. Birçift–bacaklılardaki kuvvetli çene yapısına sahip değildirler. Et yiyemez, hayvanlara saldıramazlar. Bitki yiyerek geçinirler.
- KIRKAYAK (Julus ligufer)
Boyları 2–3 cm’yi aşmaz. Saldırıya uğradıklarında ölü taklidi yaparlar. Bazı türlerinde pis kokulu sıvı salgılayan bezler vardır. Bu yüzden bazı hayvanlar kırkayağı yemez. - POLYDESMUS COLLARIS
Halkalarının yanındaki kaburgamsı çıkıntılardan tanınır. Dökülmüş yaprak ve ağaç kabukları arasında yaşar. Her halkasında iki çift bacak bulunur. - GLOMERIS PULCHRA
Boyu 16 mm’dir. Sırtındaki altın sarısı–siyah karışık renk nedeniyle çok güzel görünüşlüdür. Kıvrılıp büzüldüğünde küreyi andırır. Kuzey Akdeniz ülkelerinin orman ve çayırlarında yaşar.
