Bir Kaş Kamping tatili daha

⛺ Kaş Kamping: Üçüncü Yılımız ve Bisikletli Macera

Önceki iki senede olduğu gibi bu sene de ilk tatilimizi Kaş Kamping’de yaptık.

Afyon İkbal tesisleri.
Afyon İkbal tesisleri.

Bu sene geçmiş senelerin verdiği bir tecrübe ile daha hazırlıklıyız. Fazla yük almamaya çalışıyoruz ama Özden, Anam-Babamın büyük valizini tıka basa dolduruyor. En azından derli toplu oluyor ama yine de çok ağır.

Bu sene farklı olarak bisikletlerimizle Kaş’tayız. Gelmeden iki gün önce Yeşil Bisiklet’ten Salcano City Sport 10 model bisiklet aldım. Süspansiyon, hidrolik fren, 27 vites falan… Biraz tuzlu oldu. Sadece bisiklet 950 artı aksesuarlar, araçla taşıma kiti falan derken, 1500’e mal oldu. Ama artık Kaş’ta bisikletle dolaşabileceğiz.

Her zaman olduğu gibi iş çıkışı yola çıkmayı planlıyoruz ama karnımız aç olduğu için bizimkilerde yemek yiyip çıkarız diyoruz. Fakat 9’da anca yola çıkabiliyoruz. Bu gecikme bize çok zaman kaybettiriyor. Hem köprü trafiği hem de uyku sorunu oluyor.

Yol üstünden aldığımız kirazlar
Yol üstünden aldığımız kirazlar

Her zaman olduğu gibi Afyon İkbal tesislerinde mola veriyoruz. Mola dediğime bakmayın, aslında burada uyuyoruz sabaha kadar. İşte bu çok güzel oluyor. Sabah dinlenmiş bir şekilde tekrar yola çıkıyoruz, hem de göre göre gidiyoruz.

Yolda en çok sevdiğimiz, yerel üreticilerin kendi bahçelerinden toplayıp sattıkları. Bu sene tam kiraz zamanı yollarda olduğumuzdan bol bol kiraz var. Birinden kiraz alıyoruz. Çok çok güzel. Çok tatlı değil ama müthiş.

Aracın arkasındaki bisiklet taşıyıcısı beni tedirgin ediyor. Sürekli gözüm dikiz aynasında zira. Yeşil bisiklet’te 90 Km hızı geçmemem konusunda uyarıldığımdan ve ben zaten yavaş giden bir adam olduğumdan endişelenmemeliyim ama olmuyor. Gözüm arkada.

Finike mi Antalya içi mi? Yani Antalya’nın Batı mı Doğu girişinden Kaş’a gidelim? Batı’dan gitmeliyim ama yollar Doğuya göre daha kötü olduğu için bu sefer Doğu girişinden gidiyorum. Yol bitmiyor.

Kaş Kamping. An itibariyle bakış açım
Kaş Kamping. An itibariyle bakış açım

Ancak akşama doğru 🙂 saat 5 gibi Kaş Kamping’e varıyoruz. Hava esintili. Deniz dalgalı.

Ertesi gün sahile geçiyoruz ama hava yine esiyor. Denize girdik ama çok üşüdük. Gribin çıkması bir oldu.

🥩 Maça, Akrep ve Deniz Kaplumbağası

Özden akşam yemeğinde et yiyelim deyince soluğu kasapta alıyoruz. Üç dilim et alıp kampa dönüyoruz. Üç yıl önce Migros’dan aldığımız ve her işimizi gören ocağımızda etleri pişirmeye başlıyorum.

üçüncü dilim misafirimize
Üçüncü dilim misafirimize

Bu arada kokuyu alan **Maça** (kangal köpeği) yanımızda bitiveriyor. Öyle güzel bakıyor ki, dayanamıyor insan. Zaten bize birer dilim yeter de artar bile. Böylece diğer dilim de tanrı misafirimize düşüyor.

Ertesi gün yine aynı saatlerde yine masa başındayız. Maça yavaş yavaş bize doğru geliyor. Yine misafir olmak istiyor.

Yemeğimizi paylaşıyoruz. Ama bugün pek memnun değil. Yemekte ton balıklı salata var. Burun kıvırmıyor ama dünkü gibi değil..

Akşam yemeğinde ton balıklı salata
Akşam yemeğinde ton balıklı salata

Geçen sene de görmüş o sarı, toprak rengi akrebi, bu sene de bizimle. Usulca masanın altından geçiyor, taşların arasında kayboluyor. Bu sene ateş böceği de görüyoruz. Çok güzel bir yeşil ışık yayıyor. Fotoğrafını çekemiyorum.

Ve en önemlisi bir **deniz kaplumbağası** beliriyor kıyıda. Çooook güzel. Ara sıra kafasını kaldırıyor sonra ilerliyor.

Maça bizimle yemekte
Maça bizimle yemekte

Sonraki günlerde denize daha çok alışıyoruz. Hava yine rüzgarlı ama artık daha kolay giriyor, daha çok yüzüyoruz. Beş yıl önce de aynı havalar olduğunu söylüyorlar, belki bir ay sonra havaların düzelebileceğini anlatıyorlar. Olsun yine de bizim için her şey çok güzel.

📢 Gezi Parkı Eylemleri ve Kaş Esnafı

Gezi parkı eylemlerinden kopup geldiğimiz için içimiz buruk elbette. Akşamları Özden bir yandan ben bir yandan gündemi takip ediyoruz.

Bu arada Kaş meydanında da akşam 7’den 9’a kadar eylem yapılıyor. Çok az kişi destek veriyor ama yine de kamptan seslerini duyabiliyoruz.

Kaş’ın üst caddelerinde bazı dükkanların üstlerinde pankartlar görüyor, mutlu oluyoruz.

Neredeyse tatilimiz bitmek üzere, İstanbul’a döneceğimiz ve geziye gideceğimiz için mutlu olmakla birlikte, Kaş’ı özlememek mümkün değil. Kaş’ta esnaflar genelde direnişe direniyorlar. Farkında değiller oysa, meclisten geçen alkol yasası diyor ki, içki ortalıkta içilemez (yani dükkanının önüne masa atamayacaksın), reklamı olamaz (Efes, Tuborg tabelaları kaldırılacak), 22:00’den sonra perakende satışı yapılamaz (kuruyemişçi dediğimiz büfeci vatandaş sana diyor).

Kaş kamping'de son günler
Kaş kamping’de son günler

Bu ortam içinde bir kaç sayıları onları geçmeyen kişi Atatürk anıtı önünde eylem yapıyor.

29 Ekim tarihinde burada sezon kapanır imiş, bütün esnaf Atatürk anıtı etrafında toplanır, eğlenir imiş. Bakalım bu yılki eğlenceleri nasıl olacak. Tabii, yasa 90 gün sonra uygulamaya geçeceği için şimdilik herhangi bir yaptırım yok. Seneye göreceğiz. Özellikle “Calamar Restorant”a gideceğim bakalım, neler diyecekler.

Biz bu tatilde de yine onlarla beraberdik, evet, benim ve Özden’in birçok yeri ısırıklarla dolu ama mutluyuz.

🏛️ Dönüş Yolu ve Pamukkale Ziyareti

Cuma akşamı hazırlıklarımızı yapıyoruz. Yarın erkenden çıkalım istiyoruz. Geçen sene Kaş dönüşü Eskişehir’i gezmiştik. Aslında Pamukkale’ye gitmek istiyorduk ama olmamıştı.

Pamukkale yolu kahvaltı molası
Pamukkale yolu kahvaltı molası

Şimdi Pamukkale yoluna çıkıyoruz. Yolda kahvaltı yaparız diyor ve yola çıkıyoruz. Burdur-Antalya sınırlarında bir yerde kahvaltı için duruyoruz.

Mekan çok güzel, kahvaltıları da iyi. Tarhana çorbası bile var. Hatta o kadar hoşumuza gidiyor ki, bir kavanoz satın alıyoruz (10 TL).

Dört saat kadar sonra Pamukkale’ye varıyoruz. Ayakkabılar elde tepeye çıkıyoruz. Bilmediğimizden, oysa burada insanlar mayolarıyla geliyor, suya giriyorlarmış, bir başka sefere artık. Tepenin ardında bir şehir olduğunu bilmiyorduk, **Hierapolis** kentinde buluyoruz kendimizi. Kentin içindeki her eve su kanalları yapılmış. Yontularak açılan kanallar en sonunda birleşip aşağıya akıyor.

Hierapolis tiyatrosu
Hierapolis tiyatrosu

Tiyatro dik bir yokuş ile çıkılıyor, sıcak bir yandan yokuş bir yandan derken, susuyoruz. Tiyatro’da Denizli İl Özel İdare’nin yönetiminde bir büfe var. Oradan bir adet 1,5 Lt’lik su ve bir adet Fanta alıyorum. 9 lira diyor görevli. Yuuuuh bu nasıl bir fiyat. Neyse. Neyse, bunların da acısı çıkacak bir yerlerden deyip, uzaklaşıyoruz oradan.

Tiyatronun yarısına kadar inilebiliyor. Diğer yerler kapatılmış. Görünen o ki, hâlâ bazı çalışmalar devam ediyor. Örneğin tapınak yeni açılmış sanırım.

Pamukkale
Pamukkale

Yorumlar (0)

Bu makaleye henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!