YÜZEY ŞEKİLLERİ
Aydın ilinin topraklarının % 63,4’ünü kaplayan dağlar kuzey ve güney olarak iki kısımdan oluşmuştur.
- Aydın Dağları adıyla anılan kuzey dağlık kütlesi Çamlık, Oyuk, Karlık, Malkaç ve Cevizli Dağları’ndanmeydana gelir. Bu dağların yükseklikleri çok azdır.
- Güneydeki dağ kütlesi Menteşe Dağları olarak anılır. Bu kütledeki dağlar Baba (en yüksek noktası ), Karıncalı Dağ, Madran (), Gökbel (en yüksek noktası ) ve Beşparmak () Dağları’dır.
Aydın topraklarının % 21’ini teşkil eden ovalar genellikle Büyük Menderes dolaylarında yer alır.
- Büyük Menderes Ovası’nın genişliği , eğimi dolayındadır. Denizden yüksekliği ’dir. Büyük Menderes Ovası’nı teşkil eden ovalar genellikle bulundukları yerlerin isimleriyle anılır (Çerkez Ovası, Söke Ovasıgibi). Ovanın yüzeyi sel sularının taşıdığı kum ve çakıllarla örtülüdür. Bataklık alanlara da rastlamak mümkündür. Bataklık alanlar tabanda bozuk drenaj (bitkilerin yetişmesine zararlı fazla suların akıtılması) özellikleri nedeniyle meydana gelmiştir.
- Çine Ovası Madran ve Gökbel Dağları arasında kalan düzlüktür. Aydın’ın ikinci büyük düzlüğüdür.
Aydın’da geniş alana yayılmış platolara rastlamak pek mümkün değildir. Ancak dağların üzerinde küçük düzlük ve yaylalara rastlanabilir. Tarihî Tralles Harabeleri’nin bulunduğu yer Tralles Yaylası diye anılır.
AKARSULAR VE GÖLLER
Aydın’ın en önemli akarsuyu Büyük Menderes’tir. Bu nehre il topraklarında birçok dere ve çay katılır. Büyük Menderes’in Aydın ili içindeki uzunluğu ’ye ulaşır. Nehir denize dökülmeden önce Akçay, Dandalas Çayları’nıalır. Yağışlı kış ve ilkbahar aylarında taşkınlara sebep olur.
- Dandalas Çayı kaynağını Karacasu’nun güneydoğusundaki sulardan alır. Kuyucak yakınlarında Büyük Menderes’e karışır.
- Akçay Muğla sınırından Aydın topraklarına girer. Yenipazar yakınlarında Büyük Menderes’e katılır. Suları boldur, Ocak ayında akıttığı su miktarı saniyede ’e çıkar. Yaz aylarında ‘ten aşağıya düşmez. Üzerinde Kemer Barajı vardır.
En önemli gölü, Muğla ili sınırındaki Bafa Gölü’dür. Bunun dışında lagün tipi irili ufaklı göller de mevcuttur. Bafa Gölü Büyük Menderes Nehri’nin ağız kesiminde yer alır. Yüzölçümü ‘yi bulur. Ancak bunun ‘lik kısmı Aydın ilinde yer almaktadır. Çevresi ’dir. Kıyıları genellikle girintili çıkıntılıdır. Karina Gölü lagün tipi bir göldür. Göl alanı yaklaşık ‘yi bulur. Kemer Baraj Gölü Akçay üzerinde kurulmuştur. 1958’de işletmeye açılan gölün depolama hacmi ‘tür. bir alanı kaplamaktadır.
İKLİM
Aydın ili genellikle ılık Akdeniz İklimi’nin etkisi altındadır. Sıcaklık ortalaması ’dir. Yağışlar mevsimlere göre farklı dağılımlar gösterir. Bol yağışlı dönemlere karşı, oldukça kurak geçen dönemlere de rastlanır. Yıllık ortalama yağış miktarı ’dir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Bitki örtüsü genellikle Akdeniz İklimi etkisindedir. Bitki türlerinin büyük bölümü kurakçıl özellik gösterir. Dağların yamaçlarında palamut meşelerine ve karaçamlara rastlanır. Büyük Menderes’in kollarının yüksek kesimlerinde sedirlere rastlamak mümkündür. Maki toplulukları da Aydın il topraklarında geniş yer tutar.
EKONOMİ
TARIM VE HAYVANCILIK
Aydın ilinde çalışan nüfusun % 72’si tarım kesiminde çalışmaktadır. Büyük Menderes Nehri bu yörede zengin tarım alanlarının oluşmasına neden olmuştur. Hem yer altı, hem de yer üstü su kaynaklarının zengin olduğu Aydın’da, her çeşit tarım yapılabilmektedir. Bunun dışında, tarımı olumlu yönden etkileyen bir başka etken de, yörede Akdeniz İklimi’yle, İç Anadolu İklimi’nin bir arada etkilerini göstermesidir. İlde özellikle 1950 yılından sonra pamuk ekiminin arttırılması ve tarımda makineleşmeye geçilmesi ile, ilin tarım potansiyeli iyice artmıştır.
Aydın ilinin olan topraklarının % 45’e yakın bölümünde bitki üretimi yapılmaktadır. Yaklaşık tarım alanının % 42’sinde tarla tarımı, % 52,8’inde meyve üretimi, % 3,8’inde sebze üretimiyapılmakta, % 1,4’ü ise bağ olarak kullanılmaktadır.
1927 yılında dolayında olan tahıl üretimi, 1950 yılında yükselmiş, 1970’li yılların sonlarına doğru aşmıştır. Tahıl türleri içinde özellikle buğday üretimi sürekli gelişmiştir. Buğdaydan sonra mısır, arpa ve çavdar gelir.
Aydın toprakları pamuk üretiminde verimlilik açısından Antalya’dan sonra, pamuk ekim alanlarının genişliği açısından da Adana’dan sonra ikinci sıradadır. 1927 yılında altında olan pamuk üretimi, 1970’lerinsonlarında saf olarak yükselmiştir.
1980 yılında ilde Baklagiller, endüstri bitkisi, yağlı tohum, yumru bitkiüretilmiştir.
İl topraklarının yaklaşık % 54’ünde meyvecilik yapılır. Yaklaşık dolayında olan meyveliklerin % 13’ünde incir üretilmektedir. İlde incir ağacı sayısı yakındır. Türkiye’de yetiştirilen incirin yaklaşık % 55’i Aydın’da üretilmektedir. İncirden sonra ikinci derecede önemli üretim, zeytinde görülür. Aydın, Türkiye’nin en çok zeytin ağacına sahip illerinden biridir. 1980 yılında üretilmiştir.
İlde çok eskilerden beri sürdürülen bağcılık faaliyeti, giderek gelişmiş ve 1970’li yılların başlarında üretimi, dolayına yükselmiştir. Diğer tarım alanlarında olduğu gibi sebze üretimi de hızlı bir gelişme göstermiştir. 1950’li yıllarda olan sebze ekim alanları, 1970’lerin sonlarında ulaşmıştır. 1980 yılında sebze üretimi yükselmiştir.
İlde verimli ovalarda merinos tipi koyun yetiştirilmektedir. Hayvan varlığı bitki üretiminin aksine gerilemiş, 1950’liyıllarda dolayında olan merinos varlığı 1979 yılında ’e düşmüştür. Özellikle dağlık alanlarda gerçekleştirilen kıl keçisi yetiştiriciliği de gün geçtikçe önemini kaybetmektedir.
İlde sayısı artan tek hayvan türü sığırdır. 1950’li yıllarda dolayında olan sığır varlığı, 1979 yılında ’eulaşmıştır. Hayvancılık içinde gelişme gösteren bir alan da, tavukçuluk ve arıcılıktır. İlde 1979 yılında tavuk sayısı ’e, arı kovanı sayısı ’e ulaşmıştır. Aydın ilinde sığır sayısındaki artışa rağmen, sığır eti miktarında azalmaolmuştur. Bunun da nedeni, ilde sığır üretiminde, süt inekçiliğine önem verilmesidir.
SANAYİ VE MADENCİLİK
Aydın ilinde, sanayi, tarıma bağlı olarak gelişme göstermiştir. Özellikle ihracata yönelik tarımın egemen olduğu Aydın’da sanayi, bu ürünleri mamul madde yapmayı amaçlayan alan olarak gelişmiştir. 1950 öncesi dönemde ilde var olan en önemli sanayi kuruluşu Nazilli Basma Fabrikası’dır.
Özellikle Kemer Hidroelektrik Santrali’nin devreye girmesi sonucunda enerji imkânları artmış, buna bağlı olarak sanayi hızlı bir gelişme sürecine girmiştir.
- 1950’den sonra ilde sanayi alanında gelişme hızlandı. 1950’li yılların başlarında 12 dokuma fabrikası faaliyete geçti.
- Sümerbank öncülüğünde kurulan ve daha sonra özel sektöre devredilen Aydın Tekstil Fabrikası 1973 yılında, yılda, pamuk işleyecek kapasiteye ulaştı. Söktaş ve Nazilli İplik Fabrikaları kuruldu.
- Aydın’da 1960-1980 yılları arasında önemli bir gelişme gösteren sanayi kolu besin sanayiidir. 1964 yılında 10’dan fazla işçi çalıştıran bu alandaki kuruluş sayısı 3 iken, 1980 yılında 12’ye ulaşmıştır.
- 1958 yılında hizmete giren Söke Çimento Fabrikası, Aydın, Denizli ve Muğla illerinin çimento ihtiyacını karşılamaktadır.
- Metal eşya sanayii de 1960-1980 arasında önemli gelişme göstermiştir. Bu alanda çalışan kuruluşlar özellikle tarım araç ve gereçleri, büro ve ev eşyalarıyla, İzmir’de bulunan makine imalatı ve otomotiv sanayiine parça üreten yan kuruluşlar şeklinde faaliyet göstermektedirler.
- Türkiye’nin en büyük dondurma makinelerini üreten Uğur Otomatik Dondurma Makinesi Fabrikası Nazilli’dedir.
İlde mevcut maden kaynaklarından işletilenler linyit ve zımpara taşıdır. 1978 yılında 9 linyit alanından 6’sında, zımpara taşı alanlarından ise yalnız 1’inde üretim yapılabilmekte idi. Karacasu’da üretilen zımpara taşının dışında ilde zımpara taşı üretimi yapılmamaktadır. Bunların dışında kil ve kireçtaşı üretimi de yapılmaktadır. Küçük ölçüde olan bu üretimin ürünleri, inşaat sektöründe kullanılmaktadır.
TARİH
Bugünkü Aydın ilinin toprakları da Anadolu siyasi birliğinin kurucuları Hititler’in (M.Ö. 20. – M.Ö. 12. yüzyıllar)sınırları içindeydi. Bugünkü il merkezi olan Aydın şehri, eski çağlarda Mesogis (Aydın) Dağı’nın ovaya bakan bir yamacında yer alıyordu. İlk ve Orta çağlarda Tralles adıyla anılan şehir, “bakımlı”, “çiçekli” ya da “kuvvetli” gibi sıfatlarla nitelendirilirdi. Aydın o çağlarda Ege Bölgesi’nin en zengin, en ünlü şehirlerinden biriydi. Efes ve Miletlimanlarıyla İç Anadolu’daki şehirler arasındaki ana yolun üzerindeydi.
Hititler’den sonra Aydın ve çevresinde Lidyalılar’ın egemenliği görülür. Bu arada şehir sık sık saldırıya uğramış, depremlerde yıkılmış, ama kısa süreler içinde yine onarılmıştır. Lidyalılar’dan sonra çevre Persler’in eline geçti. Pers egemenliği 150 yıl kadar çok sert ve ezici olarak, 50 yıl kadar da oldukça yumuşak geçti. Sonra Makedonya Kralı Büyük İskender, bu toprakları egemenliği altına aldı.
İskender’in ölümünden sonra, Aydın, önce generallerinden Antigone’ye, ardından Lysimakhos’a bağlandı. Daha sonraları Bergama Kralları’nın egemenliğine giren Aydın’ı Romalılar aldılar (M.Ö. 189). Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması üzerine de Doğu Roma’nın (Bizans) payına düştü.
Aydın ve çevresinin Türkler’in eline geçmesi, Malazgirt Meydan Savaşı’ndan (1071) sonra, Anadolu içlerine ilerleyen Selçuklular zamanındadır. Birinci Haçlı Seferleri’nden sonra Bizanslılar’ın eline geçen şehir için sık sık Türkler’le çekişiliyordu. Fransa Kralı VII. Louis komutasında girişilen İkinci Haçlı Seferi’nde (1148) Haçlılar, Büyük Menderes Vadisi boyunca yürüdüler. Ama bu ordu Selçuklu hükümdarı Sultan I. Mesut tarafından yenildi. II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru Manuel Komnenos arasında geçen savaşı da Türkler kazandı; bir yıl sonra şehir Türkler’in eline geçti (1177). Çok geçmeden imparator Manuel Aydın’a yeniden egemen olduysa da bir süre sonra Aydın’ı Türk beylerinden Emir Menteş ele geçirdi (1280).
Selçuklu egemenliğinin son yıllarında Menteşe beylerinden Sasa Bey’in elinde bulunan şehir ve çevresini, Aydınoğulları’ndan Mehmet Bey aldı (1310) ve Aydın Güzelhisarı adını verdi.
Şehrin Osmanlı Türkleri’nin eline geçişi Yıldırım Bayezit zamanına rastlar. Ama imparatorluğa kesinlikle bağlanışı, II. Murat tarafından gerçekleştirilmiştir (1426).
18. yüzyılın başında Ege Bölgesi’nin büyük bölümünü ellerinde bulunduran Karaosmanoğulları, Aydın’ı da kendilerine bağladılar. Kendi adlarına para basan bu beyliğe II. Mahmut son verdi (1833). Buradaki eyalet merkezi (genel valilik)bir süre sonra İzmir’e alındı (1850). Ama uzun yıllar eyaletin adı yine Aydın olarak anılmaya devam etti.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Aydın halkı unutulmaz kahramanlıklar yarattı. İzmir’e çıkan Yunan kuvvetleri Aydın’ı da aldılar (27 Mayıs 1919). Halk silahlanarak 57. Tümen’in yanında düşmanla çetin savaşlar verdi. Düşman yenilgiye uğratılarak şehirden atıldı (30 Haziran 1919). Ama üstün kuvvetlerle yeniden saldıran düşman, şehri bir kere daha ele geçirdi. Aydın, büyük zaferden sonra yanmış yıkılmış bir durumda ordularımız tarafından kurtarıldı (7 Eylül 1922).
GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ
Bugünkü Aydın ili toprakları, tarihin en eski ve en büyük uygarlıklarının kurulup yaşadığı bir bölgedir.
- İyonya Uygarlığı’nın ünlü Miletos (Milet) Sitesi bugün kıyıdan uzak kalmış eski bir ticaret limanıdır. Sonradan Balat köyü adıyla anılan bu tarihî yerde bugün birçok kalıntıya rastlanır (stadyum, Delphinion ve Faustina Hamamları, jimnazyum, agora).
- Lidyalılar çağında kurulan ve Helenistik çağlarda geliştirilen Söke yakınındaki Priene (Güllübahçe) de önemli tarihî eserlerle doludur.
- Bugünkü il merkezine uzaklıktaki eski Tralles şehrinden kalma jimnazyum, stadyum, tiyatro ve agora da anılmaya değer eserlerdir.
- Aydın’ın batısındaki eski Magnesia şehrindeki surlar (M.Ö. 7. yüzyıl), Artemis Tapınağı (M.Ö. 3. yüzyıl) da bölgenin önemli tarihî eserleridir.
- Aydın şehrine uzaklıktaki eski Nissa (bugünkü Sultanhisar) yıkıntıları arasında Romalılar çağından kalma agora, kütüphane, tünel ve tapınaklar görülmektedir.
- İlin Denizli sınırlarına yakın bir kesiminde Geyre köyü, tarihî Afrodisias şehrinin bulunduğu yerdir. Buradaki Afrodit Tapınağı dünyanın en ünlü eserlerinden biridir.
- Bugünkü Yenihisar’ın yerinde bulunan tarihî Didyma şehrinde eski çağların en büyük yapılarından olan ünlü Apollon Tapınağı yer alır.
- Çine’nin Araphisar köyünde Alabanda şehrinin yıkıntıları arasında Apollon Tapınağı ve tiyatrosu vardır.
- Karpuzlu köyü yakınlarındaki eski Alinda şehrinden de tiyatro, agora, su yolu ve sur yıkıntıları kalmıştır.
Aydın ilinde Osmanlı ve Selçuklu Türkleri çağından kalma eserler, sanat değeri pek yüksek olmayan yapılardır. Bunlar arasında Abdülaziz adında yerli halktan birinin yaptırdığı (1756) Cihanzâde (Cihanoğlu) Camisi’yle Üveys Paşa (1568), Ramazan Paşa (1595), Süleyman Bey (1683), Ağaçarası Camileri (17. yüzyıl), Menteşeoğulları’ndan İlyas Bey’in Balat’ta (eski Miletos) yaptırdığı (1403) cami ile eski Magnesia şehrinin yerinde yapılan cami (15. yüzyıl)anılmaya değer Türk eserleridir.
FOLKLOR
Aydın ili ve çevresinde tarihin eski çağlarından itibaren çeşitli uygarlıklar yaşamış; bu uygarlıklar, ilin bugünkü kültür yapısının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Geleneksel giyimde efelerin kıyafeti önemli bir yer tutar. Erkeklerin, zeybek oyunlarında giydiği bu kıyafetin başlıca parçaları zıbın, camadan, cepken, çuhadan yapılmış şalvar ve püsküllü festir. Fesin çevresine yemeni sarılır. Zeybek oyunlarında kadınlar işlemeli kadife cepken, uzun kollu gömlek, şalvar ve üçetek giyer. Kadınların yaygın kıyafeti ise üstlük, boncuk işlemeli yazma, siyah etek ve içlikten meydana gelir. Bölgede yaşayan Yörük kadınları, giyimlerine çok önem verir. Bunun sonucu olarak kıyafetleri daha süslü bir görünüşe sahiptir. İlde zeybek oyunları yaygındır. Bu oyunlar arasında Harmandalı, Aydın Zeybeği, Bengi Zeybeğisayılabilir. Halk türkülerinde de ağırlık zeybek havalarındadır.
YÖREDEN BİR TÜRKÜ
Her gün serhoş her gün sarhoş şu Aydın’ın uşağı, Al kanlara boyanmış da tarablus kuşağı. Aman aman yane, Yoktur çare, Eller ala ne derler.
Ah beyoğlu vah beyoğlu, yandı yandı kül oldu, Ne olduysa bana oldu, güzel sana ne oldu. Aman aman yane, Yoktur çare, Eller ala ne derler.
Ay mı doğdu gün mü doğdu pınar başı, Sen doldur da ben içeyim nazlı yârin aşkına.
