AKDENİZ BÖLGESİ

Akdeniz kıyılarımızı içine alan bu bölge, akarsular ve göller bakımından zengin bir yöremizdir

Akdeniz Bölgesi, Akdeniz kıyılarından başlayarak, içerilere kadar uzanan ve Anadolu’nun güneyini içine alan bölgemizdir. Kuzeyde Ege ve İç Anadolu Bölgesi; kuzeydoğuda Doğu Anadolu Bölgesi ve Suriye, güneyde Akdeniz, batıda Ege Bölgesi ve Akdeniz ile sınırlıdır. Kıyı uzunlukları ‘dir. Bölge güneyde İskenderun Körfeziyakınlarındaki Akra Dağı ile Suriye sınırları içinde kalan Karaduran Dağları arasındaki vadiden başlayıp, Fethiye Körfezi’ne kadar sürer. Buradan sonra Akdeniz, Fethiye’nin kuzeyinden başlayarak Ege Denizi adını alır. Bölge kıyılarındaki girinti ve çıkıntılar geniştir. Anadolu’nun en güney noktası olan Anamur Burnu, bu kıyıdadır.

YÜZEY ŞEKİLLERİ

Kıyıların gerisinde birdenbire yükselen Batı ve Orta Toros Dağları ile Amanos (Nur) Dağları vardır. Kuzeyde, Toroslar’ın iç etekleri önünde yayılan İç Anadolu düzlüklerine geçilir.

Akdeniz Bölgesi büyük bölgelerimizdendir. Yurdumuzun % 15 kadarını kaplar. Alanı Marmara ve Ege Bölgeleri’nin her birinin alanının iki katına yakındır. Böyle olmasına rağmen, nüfusu Marmara ve Ege Bölgeleri’nin nüfusundan daha azdır. Türkiye nüfusunun ancak % 10’u bu bölgede yaşamaktadır.

Bölge engebeli bir yüzey şekline sahiptir. Antalya Körfezi’nin iki yanında Batı Toroslar yer alır. Bu dağların yüksekliği yer yer ’yi aşar. Batıda Beydağları, doğuda Sultan Dağları, Dedegül Dağı ve Geyik Dağları yer alır. Batı Toros sıraları Antalya Körfezi’nin kuzeyinde birbirine yaklaşır. İki değişik yöndeki dağ sıraları burada âdeta birbirine girer. Dağların arasındaki bazı çukurluklarda göller oluşmuştur. Bu yöreye “Göller Yöresi” denir. Antalya Körfezi’nin batısındaki yüksek dağlar ve platolar alanı da “Teke Yöresi” diye bilinir.

Bölgenin, Batı Toroslar’la, doğudaki Orta Toroslar arasında yer alan kısmında ’ye yakın yükseklikteki platolar geniş yer kaplar. Göksu Irmağı ve kollarının derin vadilerle yardıkları bu platolar alanına “Taşeli” adı verilir. Bölgenin doğu kısmında Toroslar ’yi aşar (Demirkazık Tepesi ). Buralarda dağ sıraları kıyıdan içerilere çekilmiştir. Dağların etekleri ile kıyı arasında geniş Ceyhan ve Adana Ovaları yer almıştır. Bu ovalar Akdeniz Bölgesi’nin en verimli ve en önemli tarım alanlarıdır. Ceyhan Ovası kıyıdan içeridedir. Adana Ovası ise Ceyhan ve Seyhan Nehirleri’nin deltasıdır. Bu ovaya “Çukurova” adı verilir. Bazen bu ad her iki ova için de kullanılır. Adana Ovası’nın doğusunda İskenderun Körfezi vardır. Bu körfezin doğusunda dik yamaçlarla Amanos Dağları yükselir. Bu dağların doğu eteklerinde ise boydan boya Amik Ovası yer alır.

Çukurova ve Amik Ovası dışında geniş ovalar yoktur. Ovaların çoğu engebelerle kuşatılmış küçük düzlüklerhâlindedir. İç kısımlardaki ovaların bir kısmı karstlaşma (kalker aşınmasının belirginleşmesi) sonucu oluşmuştur. Bu bölgede karstlaşma çok yaygındır. Çünkü kalkerli kayalar geniş yer tutar. Karstlaşma sonucu meydana gelen erime ve çökme çukurları, polyeler, yer altı akarsuları, mağaralar, düdenler çok yaygındır. Bundan başka topraklar çok defa akarsular ve sellerle aşındırılarak taşınmış, çıplak kayaların yüzeyi meydana çıkmıştır. Taşeli Yöresi buna örnektir.

Kıyının gerisinde birdenbire duvar gibi yükselen Toroslar, iç kısımlarla kıyı arasındaki bağlantıyı güçleştirir. Buralarda bağlantı bazı geçitlerle sağlanır. Bunların başlıcaları, batıda Göller Yöresi’ni Antalya’ya bağlayan Çubuk Boğazı, ortada İç Anadolu’yu Silifke kıyılarına bağlayan Sertavul Geçidi, Göksu Vadisi, doğuda Çukurova ile İç Anadolu arasındaki Gülek Geçidi (Kilikya Kapıları) ile Amanoslar’ı aşan Belen Geçidi’dir (Tarihteki Suriye Kapıları).

AKARSULAR VE GÖLLER

Akdeniz akarsu havzasının sınırları, birçok yerde bölgenin sınırlarıyla uygunluk göstermez. Özellikle doğuda bölge sınırlarını aşan bu havza, batıda bölge sınırlarının oldukça gerisinde kalır. Yüzeyden akışı bulunmayan geniş alanlar, yer altı çığırlarıyla sularını Akdeniz havzasına akıtır. Akdeniz Bölgesi’nin nehirleri, Akdeniz İklimi’nin özelliklerine bağlı olarak düzensiz bir rejime sahiptir. Bunda, yataklarının fazla eğimli olması, hızlı akmaları ve taşıma güçlerinin yüksek olmasının da rolü vardır. Nehirlerin saniyede akıttığı su miktarı (debisi), kış ve ilkbahar aylarında en yüksek düzeye ulaşırken, kurak yaz aylarında oldukça düşer. Bölgedeki nehirlerin bir özelliği de, genellikle dağ suyu karakterindeolmalarıdır.

Bölgenin doğusunda, Amik, Akyatan ve Akyayan Gölleri dışında önemli göl olmadığı halde, bölgenin batısında çok sayıda göl vardır. Bu bölgedeki dört büyük gölden Burdur Gölü ve Acıgöl’ün suları tuzlu, Eğirdir ve Beyşehir Gölleri’nin suları ise tatlıdır.

İKLİM

Akdeniz Bölgesi’nde yüzey şekilleri, tarım ve ulaştırma imkânlarını kısıtladığı halde, kıyı şeridinin iklim üzerindeki etkisi olumludur. Kıyının hemen gerisinde yükselen dağlar ve platolar ve kıyılarımızı kışın İç Anadolu’dan gelebilecek soğuk hava kütlelerinin etkisinden korur. Bütün yurtta kışların en ılık geçtiği yer Akdeniz Bölgesi’dir. Burada hemen bütün yıl boyunca sıcaklık, bitkilerin gelişmesine yetecek kadar yüksektir. Kış aylarının bile ortalama sıcaklığı ‘dir. Kar yağışı hemen hiç görülmez. Don olayı pek ender görülür. Gerideki dağlarda da yağış oranı yüksektir. Bu yüksek kısımlarda yağışlar ’yi aşar. Kıyıda Çukurova gibi alçak yerlerde yıllık yağış dolayındadır. Bu iklim koşulları, bölgedeki tarım imkânlarını arttırır; Turunçgiller, turfanda sebze ve meyvelerin yetiştirilmesine yardımcı olur.

Akdeniz kıyılarındaki bu iklimin en sakıncalı özelliği yaz kuraklığıdır. Yazlar çok sıcak ve kurak geçer. Kışlar ılık ve yağmurludur. Kıyıdan uzaklaştıkça sıcaklık düşer. Toroslar’ın kuzeyinde kalan iç kısımlarda kara iklimininözellikleri ortaya çıkar. Göller Yöresi ve Toroslar’ın kuzey eteklerinde kış aylarında ortalama sıcaklık, Akdeniz kıyılarından daha düşüktür. Buralarda kışlar karlı ve donlu geçer. Yağışlar daha azdır. Fakat yaz kuraklığı daha kısa, daha az belirgindir. Bu mevsimde az da olsa yağış düşer.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

Doğal bitki örtüsü de bu iklim farklılıklarını yansıtır.

  • Kıyılar ’ye kadar Akdeniz İklimi’nin özelliğini taşıyan makiler ve yer yer çam ormanları ile kaplıdır.
  • İç kesimlerde bozkırlara ve meşe koruluklarına rastlanır.
  • Toros Dağları yurdumuzun orman bakımından zengin alanlarından biridir. Aslında bu ormanlar eski çağlarda daha fazlaydı. O çağlarda Toroslar’ın sedir ormanları ünlüydü. Roma İmparatorluğu’nun savaş ve ticaret gemilerinin kereste ihtiyacı buradan elde edilen kerestelerle sağlanıyordu. Daha sonraki yıllarda orman kıyımıyüzünden orman alanları daraldı.

BÖLGENİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ

İlk çağlarda dünyanın en kalabalık nüfusunu barındıran bölge, aynı zamanda ekonomik yönden de çok gelişmişbölgelerden biriydi. Kıyı boyunca kurulmuş olan şehirler Doğu Akdeniz ülkeleri arasındaki canlı ticaretlezenginleşmişlerdi. Bunlar arasında, Antakya ve Tarsus o yıllarda bölgenin en gelişmiş şehirleriydi. Bölge komşu ülkelere tomruk, şarap, dokuma, tahıl, üzüm, zeytinyağı gibi birçok maddeyi ihraç ediyordu. Yeni keşifler, savaşlar, depremler, ticaret yollarının değişmesi gibi nedenlerle bölge zamanla önemini kaybetti.

Geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren bölgenin sosyal ve ekonomik hayatında yeniden değişiklikler baş gösterdi. Bunun da başlıca nedenleri, pamuk üretiminin gittikçe artan oranda önem kazanması ve bölgenin çevreyle ulaşım imkânlarının artmasıdır. Ayrıca bölgede üretilen Turunçgiller de bölge ekonomisine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır.

Bölgede, özellikle Adana yöresi, Türkiye ekonomisine katkısı açısından çok önemlidir. Genel olarak bölgenin Türkiye ekonomisine katkısı tarım alanındadır. Yurdumuzda tarım alanında elde edilen gelirin yaklaşık % 10’u bu bölgeden sağlanır.

Akdeniz Bölgesi pamuk, yerfıstığı, turunçgiller, susam, baklagiller ve pirinç gibi ürünlerin en çok üretildiğibölgemizdir:

  • Muz üretiminin tamamı
  • Pamuk üretiminin yarısından fazlası
  • Turunçgiller üretiminin % 85’i
  • Baklagillerin ’ü bu bölgeden elde edilir.

Ayrıca Göller Bölgesi’nde gül, haşhaş ve şeker pancarı üretimi de oldukça önemli bir yer tutar. Bunların içinde özellikle pamuk yurdumuzun önemli bir ihraç ürünüdür.

Bölgenin endüstri yönünden Türkiye ekonomisine katkısı, tarım kadar ileri düzeyde değildir. Bölgedeki endüstriyel etkinlik, tarımda olduğu gibi Adana Bölümü’ne aittir. İmalat sanayimdeki ağırlık da bu bölümde toplanmıştır. Özellikle petrokimya, demir-çelik, pamuklu dokuma, yapay gübre ve çeşitli tarım ürünlerini işleyen sanayi kuruluşları önem taşır. Akdeniz Bölgesi ülkemizde özel kesime ait sanayi kuruluşları açısından da zengin bir yöredir.

Antalya kesiminde, daha çok besin endüstrisi, maden endüstrisi, kâğıt, halıcılık gibi endüstri kuruluşları bulunmaktadır.

Akdeniz Bölgesi günümüzde önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Tarihî kentler, eşsiz güzellikteki kıyıları, uzun ve sıcak yaz aylarında yurt içine olduğu kadar yurt dışına da hitap eden plajları ile bölge önemli bir döviz kaynağıdır.