Ahmet Vefik Paşa

Bursa’daki «Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu»na adını veren, Tanzimat dönemi devlet adamı ve yazar Ahmet Vefik Paşa’nın hayatı, devlet hizmetindeki kariyeri ve edebiyat/kültür alanındaki en büyük katkıları (Molière çeviri ve adaptasyonları, Lehce-i Osmanî sözlüğü) nelerdir? Paşa’nın çelişkili kişiliği, ilginç fıkraları ve Türkçülük hareketindeki öncü rolü.

Ahmet Vefik Paşa: Devlet Adamlığı, Tiyatro Sevgisi ve Türkçülüğün Öncüsü

Birkaç yıl önce Devlet Tiyatrosu perdelerini Bursa’da da açmış, Bölge Tiyatrolarından biri olan bu tiyatroya «Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu» adı verilmişti. Bu hareket, hem sanatsever Bursa halkının tiyatro gibi önemli bir kültür kurumuna kavuşması bakımından yararlı olmuş, hem de Ahmet Vefik Paşa gibi ünlü bir devlet adamı ve yazarımıza karşı gereken saygının yerine getirilmesini sağlamıştı.

Ahmet Vefik Paşa, Tanzimat (1839)’tan sonraki yıllarda Batı kültürüyle yetişmiş, elçilik, bakanlık, millet meclisi başkanlığı ve başbakanlık yapmış bir devlet adamıdır. Ancak onun adını yücelten en önemli yönü, resmî hizmetlerinden çok **fikir ve edebiyat alanında yaptığı hizmetleridir**. Özellikle ünlü Fransız yazarı Molière’den dilimize çevirdiği piyesler, yurdumuzda ilk edebî çeviriler değerini taşır. Paşa, bu eserleri Türkçe’ye çevirmekle kalmayıp Bursa Valiliği sırasında kurduğu ve yönettiği tiyatroda bu eserleri sahneye koymuş; böylece çağının çok ilerisinde bir sanat anlayışıyla halka tiyatro zevkini aşılamıştır.

Ahmet Vefik Paşa’nın Hayatı ve Kariyeri

Ahmet Vefik Paşa, 1823 yılında İstanbul’da doğdu. Ailesinden gelen kültür ve yabancı dil bilgisine sahip bir çevrede yetişti. Babasıyla birlikte Fransa’ya giderek Paris’te Saint Louis Lisesi’nde eğitim gördü; kuvvetli bir Fransızca’yla birlikte **Grekçe ve Lâtince** öğrendi.

  • Erken Kariyer: İstanbul’a dönünce «Bab-ı Ali Tercüme Odası»na atandı. Londra’da İngilizce’yi de öğrenerek Sırbistan, İzmir ve Eflâk-Buğdan gibi yerlerde önemli devlet hizmetleri aldı.
  • Elçilik ve Nazırlıklar: Tahran Elçiliği, Deâvi Nazırlığı (Adalet Bakanlığı), Paris Elçiliği ve Evkaf Nazırlığı gibi görevlerde bulundu. Darülfünun’da (Üniversite) tarih müderrisliği yaptı.
  • Bursa Valiliği ve Edebiyat Dönemi: 1864’te ilk Bursa Valiliği görevinden alınmasının ardından, sıkıntılı ve yoksul geçen bu dönemde edebiyat alanında telif ve çeviri eserlerini meydana getirdi. Molière’den çevirileri ve **«Fezleke-i Tarih-i Osmanî»** bu dönemin ürünleridir.
  • Siyasi Zirve: 1878’de **Birinci Meclis-i Mebusan** (Millet Meclisi) başkanlığına atandı ve vezirliğe yükseltilerek «Paşa» sanını aldı. Daha sonra iki kez kısa süreli Sadrazamlık (“Başvekil”) görevini üstlendi (1878 ve 1882).

Son Sadrazamlık görevi yalnızca üç gün sürdü. Devlet hizmetinde bir daha görev alamayan Ahmet Vefik Paşa, Rumelihisarı’ndaki yalısına çekilerek bütün zamanını edebiyat ve fikir alanındaki çalışmalarla geçirdi. 2 Nisan 1891’de yoksulluk ve sıkıntı içinde vefat etti.

Kişiliği ve Kültürel Katkıları

Paşa, Batı’yı iyi tanımış, zeki, dürüst ahlâklı bir devlet adamı olmasına rağmen, biraz hırçınlığa varan geçimsiz huyu, dosttan çok düşman kazanmasına yol açardı. Onun asıl önemli kişiliği; dil, tarih ve edebiyat alanlarında yaptığı hizmetlerle belirlenir:

  • Molière Çeviri ve Adaptasyonları: Paşa’nın Batı anlayışı genellikle Fransa’yla sınırlıydı. Molière’in eserlerini hece vezniyle ya da düz yazı olarak çevirdi. Ancak asıl başarısı **«Zor Nikâh»** ve **«Zoraki Tabip»** gibi adaptasyonlarda, eserlerin yapısını ulusal gelenek ve göreneklerimize ustalıkla uygulamasıydı.
  • Türkçülük ve Dil Çalışmaları: Türk dilinin önemli sözlüklerinden birisi olan **«Lehce-i Osmanî»** adlı ünlü eserini bu yıllarda yazdı. Türk tarihine ait araştırmaları ve bu eseri sayesinde **Ziya Gökalp** tarafından Türkçülüğün önderlerinden birisi olarak anılır.
  • Tarih Eserleri: 1864 yılında Ebülgazi Bahadır Han’ın eserinden derlediği **«Şecere-i evşâl-i Türkiye»** ve **«Fezleke-i Tarih-i Osmanî»** Osmanlı Türk soyundan başka Türk soylarının incelenmesi bakımından önemlidir.

Ahmet Vefik Paşa’dan Garip Fıkralar ve Olaylar

Ahmet Vefik Paşa’nın giyiniş ve davranışları son derece garipti. Dillerde gezen bazı acayiplikleri şunlardır:

  • Evinde yabancı misafirlerini alaturka usulle minderlere oturtur, yemeği elleriyle yemeye zorlardı; yerli misafirlerini ise masa başında oturtur, çatal bıçak kullanmaları için sıkıştırırdı.
  • Konağındaki odaların ve eşyanın silinip süpürülmesi kesinlikle yasaktı. Ev halkı, o dışarı çıktığında ıslak bezle sildiği eşyayı, Paşa’yı kızdırmamak için ütüyle kuruturdu.
  • Bursa Valiliği sırasında, şikayetini dilekçe üslubuyla anlatan nahiye müdürünün sırtına tebeşirle **«Gerekli işlemin yapılması için defterdarlığa…»** cümlesini yazıp imzasını atmıştır.
  • Fransa İmparatoru Napolöon III, bir ziyafette Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmak üzere olduğunu ima ettiğinde, Paşa: **«Haşmetmeap, Osmanlı İmparatorluğu çok uzaklardadır. Oradaki çatırdamaların buradan duyulabileceğini pek sanmıyorum. Ama ben, Fransa’nın çatırdayışlarını Paris’te her an duymaktayım.»** şeklinde diplomatik nezakete uymayan ama çarpıcı bir cevap vermiştir.
  • Bursa’daki bir evliya türbesinin yol açılışını engellemesi üzerine, halkla birlikte türbenin önüne giderek **«Yürü ya mübarek, yürü!»** diye yakarmış, ardından türbeyi bizzat kendi elleriyle kaldırtmıştır.