🌋 YÜZEY ŞEKİLLERİ
Ağrı, topraklarında bulunan, Türkiye’nin en yüksek dağı ile ünlüdür. İl topraklarının ’sını dağlar, ’sını ovalar ve yaylalar, ’ini platolar kaplamaktadır. ile arasında değişen yükseklikleri olan Ağrı topraklarındaki dağlar, ’lik alanın en büyük kesimini oluşturur. Başlıcaları şunlardır: Büyük Ağrı (), Küçük Ağrı (), Tendürek (), Köse (), Aşağı (), Hama (), Perili (), Zor(), Rüzgâr (), Doruk (), Pamukdağ (), Kılıç (), Top (), Dedemaksut(), Akyayla Dağı ().
Ağrı ilinde ’ye yaklaşan yükseklikte, küçükbaş hayvancılık için oldukça elverişli imkânlar yaratan geniş yaylalar vardır. Bu yaylaların başlıcaları Çakmak, Davul, Mirgemir, Pani, Sinek Yaylaları’dır. Bin metreyi aşan otlakları ve buz gibi sularıyla Ağrı yaylaları eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. Çöküntü alanlarında meydana gelen otlak ve tahıl tarımı yapılabilen Ağrı ovalarının başlıcaları Eleşkirt-Karaköse Ovası ile Patnos ve Diyadin Ovaları’dır.
🌊 AKARSULAR VE GÖLLER
İlin en büyük akarsuyu Murat Suyu’dur. Güneyde Muratbaşı yöresinden doğan ırmak, Eleşkirt Deresi, Ahmet Bey Deresi, Küpkıran Çayı, Gelutan Deresi, Körsu, Mandalık Çayı, Taşlıçay gibi akarsularla beslenir; Hamur Boğazı’ndan geçerek il sınırlarından çıkar.
Ağrı ilinde önemli göller yoktur. En büyük gölü yüksekliğinde bulunan ve ülkenin en yüksek göllerinden biri olan Balık Gölü’dür. ’lik alana sahip olan göl bir lav seti gölüdür. Bunun dışında Gölyüzü, Kurtkapanı, Saz, Şehli, Turna Gölü gibi göller vardır.
❄️ İKLİM
Ağrı ilinde kara ikliminin bütün özellikleri görülür. Yılda yaklaşık olarak dört ayın ısı ortalamasının ’nin altında olduğu ilde yıllık ısı ortalaması , yıllık yağış ortalaması ’dir. Kara ikliminin etkisi nedeniyle yaz ayları da yağışlıdır. En fazla yağış ilkbahar aylarında görülür. Yılın yaklaşık olarak ’ü karlarla örtülü olarak geçer. Kuzey rüzgârları ve güneybatı rüzgârlarının esinti alanındadır.
🌲 BİTKİ ÖRTÜSÜ
İlin doğal bitki örtüsü step bitkileridir. Otlar hemen hemen bütün yıl yeşilliğini koruyan türdendir. Uzun kış mevsimi süresince karlar altında kalan otlar yaz aylarında da fazla ve uzun süren sıcaklarla karşılaşmadıklarından her mevsim yeşilolarak kalırlar.
yüksekliklere kadar, plato alanlarının çevrelerindeki yamaçlarda sarıçam ormanları vardır. Eskiden ormanlarla kaplı olan Ağrı Dağı’nın büyük bir bölümü günümüzde çıplak bir görünümdedir. Bu ormanların insan eliyle yok edilişinin tipik bir örneğidir. Eleşkirt Ovası’nda seyrek yayvan yapraklı ağaç türlerine rastlanmaktadır.
💰 EKONOMİ
🐑 TARIM VE HAYVANCILIK
Ağrı’nın tarım ve hayvancılık alanındaki faaliyetleri Türkiye genelinin çok üzerindedir. Tarımla uğraşan tüm ailelerin birinci derecede gelir kaynakları hayvancılıktır. Bitki üretiminin ’i tarım ürünleridir. Bunlar da ilin ihtiyaçlarını bile karşılayamamaktadır. İl dışına satılan tek ürün şeker pancarıdır.
Ağrı ilinde ekilen başlıca ürünler ve üretim miktarları şöyledir ( ortalaması, ton olarak): Buğday (), arpa (), mercimek (), şeker pancarı (), keten (), patates ().
İlde yeterince modern araç ve gereç yoktur. Hayvancılığın ve hayvansal ürünlerin üretiminde belirgin bir artış gözlenirken tarımda belirgin bir ilerleme ve gelişme olmamıştır.
Hayvancılık Ağrı’nın en önemli ekonomik faaliyetleridir. Hayvancılığın, il ekonomisine etkisi çok yönlüdür. Hayvanlardan elde edilen yün ve yapağı dokumacılığı, dağınık biçimde küçük el tezgâhlarının gelişmesini sağlamıştır. Canlı hayvan ve hayvansal ürünlerden elde edilen et, süt ürünleri halkın önemli gelir kaynaklarıdır. Ülke içindeki pazarlara sunulduğu gibi, özellikle İran’a Doğubayazıt üzerinden çeşitli yollarla canlı hayvan satımı yapılmaktadır. İlde yılında elde edilmiştir. Bunun yaklaşık . Et üretiminde de koyun etibaşta gelir. yılında elde edilmiştir.
yılında Ağrı ilinde varlığı saptanmıştır. Aynı yıl ayrıca ve bulunmaktaydı.
🏭 SANAYİ VE MADENCİLİK
İlde ağır sanayi yeterince gelişememiştir. Ağrı’da çalışan nüfusun yaklaşık olarak ’i tarım ve hayvancılıklauğraşmaktadır. Bu nedenle ildeki ekonomi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ağrı’da çalışan nüfusun ancak ’i sanayi kesimindedir.
Cumhuriyet öncesinde ilde küçük el tezgâhlarından ve un değirmenlerinden başka sanayi kuruluşu denebilecek kurum yoktu. Bu küçük el tezgâhları da demirci, marangoz atölyeleri, dokumaya yönelik tezgâhlardı. Yukarıda da belirtildiği gibi il hayvancılığa dayalı üretimi ön plana almıştı. Beyaz peynir, tulum peyniri, yağ üretimi gelişiyor, bu üretim ihtiyaçtan daha fazla yapıldığından çevre illere de satılıyordu. yılında bir tek un fabrikası olan kentte, günümüzde yem fabrikaları, şeker fabrikası, süt fabrikası, et kombinası ve doku tezgâhları bulunmaktadır. Bunlar da tarıma dayalı ürünleri işleyen kuruluşlardır.
Ağrı, madenler açısından da zengin bir ilimiz değildir. İlde varlığı saptanan madenler şunlardır: Tuzak’ta tuz, Doğubayazıt’ta ponza taşı, Taşlıçay’da maden suyu, Merkez ilçesinde asbest. Bunlardan yalnız Tuzak’ta bulunan tuz ocaklarının ekonomik değerleri vardır.
📜 TARİH
İlin tarihi, çok eski çağlara uzanır. M.Ö. 15. yüzyılda yöre, Hurri Mitani Krallığı’nın sınırları içinde bulunmaktaydı. Daha sonraları Urartular, Kimmerler ve M.Ö. 6. yüzyılda Persler bölgede egemenlik kurdular. M.Ö. 4. yüzyılda Makedonya Kralı İskender yöreye egemen oldu. İskender’in ölümünden sonra çeşitli uluslar burada kısa süren krallıklar kurdular. Daha sonraki yüzyıllarda bölge Romalılarla Partlar arasında zaman zaman el değiştirdi.
Ağrı ili tarih içinde sırasıyla Bizanslılar’ın, Sâsâniler’in ve Araplar’ın saldırılarına uğradı. Oğuz Türkleri’nin batıya yayılmalarıyla kent yeni bir çağa kavuştu. Daha sonra Türk hakanı Celaleddin Harzemşah, İlhanlılar, Moğollar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safeviler gibi Türk devletlerinin yönetiminde 16. yüzyıl başlarına kadar geldi. Çaldıran Zaferi’nden sonra Osmanlı sınırlarına katıldı. Bir süre sonra Safeviler yeni bir saldırıyla şehri ele geçirdiyse de Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden Osmanlı sınırlarına katıldı.
Savaşı sonrasında Rus işgaline uğradı. Aynı yıl yapılan Berlin Antlaşması ile yeniden sınırlarımıza girdi. Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslar tarafından alınan şehir, Gümrü Antlaşması ile geri alındı.
yılında bir isyana sahne olan Ağrı askerî birliklerin etkin müdahalesi sonucu, yeniden huzur ve sükûna kavuşturuldu.
🕌 GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLERİ
Ağrı Dağı, Nuh’un Gemisi’nin Tufan’dan sonra konduğu yer olarak bilinir. Bu durum, dünyanın her tarafından çeşitli araştırmacıların Nuh’un Gemisi’ni aramak amacıyla yöreye gelmelerine yol açmıştır. Günümüzde birçok yerli ve yabancı sporcu dağa tırmanma teşebbüsünde bulunmaktadır.
yılında inşa edilen İshak Paşa Sarayı, ’lik bir alanı kaplamaktadır. Dünyada bir merkezden ısıtma sistemi ilk defa bu binada kurulmuştur. Ahmed-i Hani Türbesi ünlü bir İslâm bilgininin adına yapılmıştır ve görülecek eski eserler arasındadır. Bunların dışında, Urartular’dan kalma harabeler vardır.
Maden suyu kaynakları, ’de ısıya sahip kaplıcalar, yazın yemyeşil alanlar olan yaylalardan çıkan buz gibi kaynak suları gezilip görülecek başlıca yerleridir.
🎶 YÖREDEN BİR TÜRKÜ
Konma bülbül konma nergiz dalına, nergiz dalına, Öldürürler aman bir yâr yoluna, yâr yoluna, Ben de kurban olam fidan boyuna, fidan boyuna.
Demeyin demeyin (aman) yârin vuruldu, Kanı duruldu, köye duyuldu.
Eleşkirt’ten çıktım yüküm eriktir, yüküm eriktir, Açmayın yâremi anam delik deliktir, ciğer eziktir, Benim sevdiceğim ince feriktir, ince feriktir.
Demeyin demeyin (aman) yârin vuruldu, Köye duyuldu, kanı duruldu.
💃 FOLKLOR
Doğu Anadolu’nun “Bar Bölgesi“nde bulunan ilin halk oyunları genellikle halay ve bar türündedir. Davul zurnaeşliğinde oynanan oyunlar coşkulu ve hızlı oyunlardır. Başlıca oyunların adları şunlardır: Kız-erkek oyuncuların birlikte oynadıkları “Basso“; yalnız kızların oynadıkları “Sarı Bülbül” halayı; Papiri, Laççi, Zeyno, Koffi, Çep Sarması, Ağrı Gülü, Tillara, Ömerağa, Çoban Eli oyunları ise yalnız erkeklerin oynadıkları oyunlardır. Kızlarla erkeklerin birlikte atışmalarla oynadıkları “Üçayak” oyunu da karşılama türünde bir oyundur. Barlar ise, Atabar’ı başta olmak üzere, Koçaklama, Yüksel Barı, Sürgün Barı ve Ülker Barı adını taşıyan barlardır.
Ağrı’da kadınlar başlarına fes ya da gümüş tas, üzerlerine çarşaf, çarşafın altında kat kat elbiseler, ayağa yün çorap ve ayakkabı ya da çarık giyerler. Kınalı elleri, mavi boncuklu kollar izler. Boyunda ailenin ekonomik gücüne ne olursa olsun altınlar sıralanır. Erkek giyiminde özellikle kırsal kesimde belirgin geleneksel özellikler görülür. Başlarda renkli ya da beyaz puşi, bedende kolları ve yakaları sırma işli “işlik”, işliğin üzerinde yandan düğmeli ve işlemeli yelek ve şalvargiyilir. Yanları işlemeli şalvarın üzerine süslü kuşak sarılır, yün çoraplar dize kadar çıkar.
