ADALET - 2

⚖️ ADLİYENİN HAREKETE GEÇİŞİ

Adliye, bir suç işlendiği konusunda kişilerin sözlü ve yazılı müracaatı veya zabıtanın bildirmesi üzerine harekete geçer. Suçlunun cezalandırılabilmesi için suçun ne, suçlunun kim olduğu, hangi cezanın verilmesi gerektiği araştırılır. Bu da bir kaç safhada olur.

🔍 HAZIRLIK SORUŞTURMASI

Bu safhada, sanığın cezalandırılmak üzere mahkeme önüne götürülmesinin gerekli olup olmadığını anlamak için olay ve deliller araştırılır. Bu araştırma savcılar tarafından yapılır. Savcılar da hâkimler gibi adliyenin bir organıdırlar. Kamu haklarını korur ve bu haklara tecavüz edenleri mahkemeye verip ceza görmelerini sağlarlar.

  • Sanık: Suç işlediği iddia edilen bir kimsenin suçlu olduğunu gösteren çok kuvvetli belirtiler olsa da, henüz mahkemece suçlu olduğuna karar verilmemişse bu kimseye sanık denir.

Savcı, hazırlık soruşturması sonucunda sanığın, kendisine yüklenilmek istenen suçu işlediğini düşündürebilecek kadar delil bulmuşsa, sanık hakkında yetkili mahkemede dâva açar, sanığın yargılanarak cezalandırılmasını ister. Hazırlık soruşturması sonucunda savcı, sanığın kendisine yüklenilmek istenen suçla bir ilgisi olmadığını görürse, bu sanık hakkında soruşturmaya son vererek takipsizlik kararı alır.

Soruşturmanın bu safhasında olsun, diğer safhalarında olsun sanığın tevkifine karar verilebilir.

  • Tevkif: Sanığın bir tedbir olarak yakalanıp tevkifhane denen yerde alıkonulması demektir. Tevkif, ancak kanunda gösterilen durumlarda ve kanunun gösterdiği kurallara uyularak yapılabilir. Tevkif kararını kendiliklerinden veya savcının isteği üzerine hâkimler verirler. Savcılar da zabıta yolu ile uygularlar.

❓ İLK SORUŞTURMA

Kanunun gösterdiği bazı önemli durumlarda, savcı soruşturma işinin yapılmasını Sorgu Hâkimi denilen hâkimden ister. Bu durumda Sorgu Hâkiminin yaptığı soruşturmaya ilk soruşturma denir.

👩‍⚖️ SON SORUŞTURMA — YARGILAMA

Cezalandırılması istenen bir sanığın suçu işleyip işlemediğine, cezalandırılmasının gerekip gerekmediğine mahkemekarar verir. Ceza Mahkemelerinde yargılama şöyle olur:

  1. Önce sanığın kimliği tespit olunur.
  2. Sonra savcı, dâvasını açıklar. Suçun ne olduğunu, delilleri ve olayları anlatır.
  3. Sanığın sorgusu yapılır.
  4. Şahitler dinlenir.
  5. Diğer deliller teker teker ortaya konur.
  6. Münakaşası yapılır.
  7. Bundan sonra ilk söz, varsa şahsî dâvacıya, yoksa savcıya verilir. Savcı duruşma sırasında edindiği kanaate göre sanığın beraat etmesini veya mahkûm edilmesini ister.
  8. Sonra, varsa, sanığın avukatı savunmasını yapar.
  9. Son olarak da sanığa söz verilir. “Başka bir diyeceği olup olmadığı” sorulur.

Son söz alındıktan sonra, mahkeme kararını verir. “Türk Ulusu Adına” verilen karar, mahkeme salonunda tarafların yüzüne karşı okunur.

  • Mahkemece sanığın suçu işlediği anlaşılmışsa, o suç için kanunda gösterilen ceza ile mahkûmiyetine karar verilir.
  • Mahkemece, suçun sanık tarafından işlenmediği veya yapılan hareketin bir cezayı gerektirmediği anlaşılırsa sanığın beraatine karar verilir. Bu halde, sanık önceden tevkif edilmişse hemen salıverilir.

Kararlara karşı temyiz yolu açıktır.

  • Temyiz: Alt mahkemelerce verilen kararların kanunlara uyup uymadığının araştırılmasını, yüksek bir mahkeme olan Temyiz Mahkemesi = Yargıtay’dan istemektir.
  • Yargıtay dosya üzerinde yapacağı incelemelerden sonra, kararı onaylar veya bozar. Onaylarsa karar uygulanır. Bozarsa dâva yeniden görülür.

🔪 SUÇ — CEZA

Ceza kanunumuza göre suçlar, bunlara verilecek cezalara göre cürüm veya kabahat adını alırlar.

  • Cürüm: Ölüm, ağır hapis, müebbet (hayat boyunca) hapis, hapis, sürgün, ağır para cezasını gerektiren suçlara cürüm denir.
  • Kabahat: Hafif hapis, hafif para cezası, belli bir meslek veya sanattan yasaklanmayı gerektiren suçlara da kabahatdenir.

Ceza Kanunumuzda yer alan cezalar bunlardan ibarettir. Bu cezaların uygulanmasını savcı sağlar. Bugün pek çok ülkede, çok ağır bir ceza olan ölüm cezasının kaldırılması için çalışmalar yapılmaktadır.

📝 TECİL

Altı aydan az bir süre için hapis veya para cezaları ile cezalandırılanlar, hâkimde yeniden suç işlemeyecekleri kanaatiniuyandırırlarsa, hâkim, cezanın şimdilik çektirilmemesine karar verebilir. Buna tecil denir. Cezası tecil edilen suçlu, kanunda gösterilen belli sürede yeni bir suç işleyecek olursa son suçunun cezası ile birlikte tecil edilen cezasını da çeker.

  • Af: Cezanın bağışlanması, devletin, toplumun yüksek menfaatlerini düşünerek gerektiği zaman cezalandırmak hakkını kullanmaktan vazgeçmesi veya cezayı hafifletmesidir.

🏛️ CEZA DÂVALARINA HANGİ MAHKEMELER BAKAR

Ceza dâvalarına bakan mahkemeler aralarındaki görev bölümüne göre şunlardır:

  • Sulh Ceza Mahkemeleri: En hafif cezaları gerektiren suçları işleyenleri yargılarlar ve kanunda gösterilen diğer işleri yaparlar. Bu mahkemelerde tek yargıç bulunur. Savcı bulunmaz.
  • Asliye Ceza Mahkemeleri: Ağır Ceza ve Sulh Ceza Mahkemelerinin görevleri dışında kalan bütün işlere bakarlar. Genel olarak bunlar da tek yargıçlıdır. Fakat bu mahkemelerde savcı bulunur.
  • Ağır Ceza Mahkemeleri: Ölüm, ağır hapis ve beş seneden fazla hapis cezasını gerektiren suçları işleyenleri yargılarlar. Birisi başkan, ikisi üye olmak üzere üç yargıçlıdır. Asliye Mahkemelerinde olduğu gibi Ağır Ceza Mahkemelerinde de kamu adına davacı olarak savcı bulunur.

Yargıtay’ın Ceza Daîreleri’nde doğrudan doğruya veya tarafların isteği üzerine yukarıda sayılan mahkemelerin verdiği kararlar yeniden gözden geçirilerek kanunlara uygunlukları araştırılır.

🤝 HUKUK DÂVALARI

Ceza mahkemelerinde amaç, toplum yararına suçların cezalandırılması idi. Hukuk mahkemelerinde ise kişiler arasındaki özel anlaşmazlıklar, çekişmeli haklar çözümlenir. Böyle olunca ceza dâvalarının görülmesiyle hukuk dâvalarının görülmesi arasında farklar vardır.

📈 HUKUK DÂVALARININ GÖRÜLMESİ

Hukuk dâvalarının yürüyüşünü bir örnekle görelim. Ahmet, Mehmet’e üç ay sonra ödenmek üzere 200 TL borç vermiştir. Ahmet parasını istediği ve aradan üç ay da geçtiği halde Mehmet borcunu ödememektedir.

Alacağını rica ile geri alamayacağını anlayan Ahmet, mahkemeye başvurmaya karar verir. Mahkemelerde yapılması gereken işleri, iddia ve savunmasını hukuka uygun olarak kendi kendine yapamayacağını düşünürse bir avukat tutabilir. Ahmet mahkemeye dilekçe ile başvurup, verilecek kararla haklarının korunmasını isteyecektir. Buna dâva denir. Dâva dilekçesinde, davacı ve dâvâlının isim ve adresleri, dâvaya konu olan olaylar ve mahkemeden karar altına alınması istenen husus belirtilir.

Mahkeme belirli gün ve saatte dâvâlı ve dâvacıyı mahkemeye çağırır. Her iki taraf hâkim önünde karşılıklı olarak iddia ve savunmalarını yaparlar. Ahmet, Mehmet’e 200 TL‘sini borç olarak verdiğini, fakat geri alamadığını; Mehmet de bunu ödediğini söylerse, iddialarını ve savunmalarını kanunun tayin ettiği sıraya ve kanunun gösterdiği delillere göre yapmak zorundadırlar.

  • Dâvacı ve dâvâlının haklarını ispat için kullandıkları araçlara delil denir. Başlıca deliller şunlardır:
    • İkrar: Dâvâlının, yargıç önünde dâvacının iddiasını kabul etmesidir.
    • Senet: Aleyhine kullanıldığı kimsenin imzasını taşıyan yazılı belgedir. 50  TL‘dan yukarı alacaklar ancak senetle ispat edilebilir. Demek ki örneğimizde Ahmet, Mehmet’e 200  TL verdiğini ancak senetle ispat edebilecektir.
    • Şahit: Yargıç önünde, dâva konusu hakkında, gördüğünü, bildiğini söyleyen kimsedir.

Hâkim, deliller tespit edildikten, karşılıklı iddia ve savunmalar dinlendikten sonra kararı verir. Kararda, haksız bulunan tarafın ne yapması, ne vermesi gerektiği gösterilir. Örneğimize göre, Ahmet Mehmet’e 200 TL verdiğini ispat etmiş, fakat Mehmet bunu ödediğini ispat edememişse bu parayı ödemeye mahkûm edilir. Mahkemece haksız görülen kimse, kararda belirtilen hususu yerine getirmezse, karar devlet eli ile yerine getirilir. Hukuk işlerinde verilen kararların uygulanması genel olarak İcra Daireleri yolu ile olur.

💼 HUKUK MAHKEMELERİ

Hukuk Mahkemelerinin de gördükleri işe göre çeşitleri vardır:

  • Sulh Hukuk Mahkemeleri: Kanunla belirtilen belli işlere bakmaya yetkilidir. Örnek olarak: Değeri 1.000 TL‘yi geçmeyen alacak dâvalarına, bazı tahliye ve bazı nafaka dâvalarına bakarlar. Kanunun gösterdiği evlenme yaşından evvel evlenmek isteyenlere izin verilip verilmeyeceğini karara bağlarlar.
  • Asliye Hukuk Mahkemeleri: Hukuk işlerinde asıl görevli mahkemeler, Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Kanunlarca başka bir mahkemenin görevine bırakılmayan her nevi ihtilâfları çözmeye yetkilidirler.
  • Asliye mahkemeleri arasında yapılan iş bölümüne göre ticarî ihtilâflara bakan Asliye Mahkemelerine Ticaret Mahkemeleri denir.

Yargıtay Hukuk Daireleri’nde, Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemeleri’nden verilmiş kararların kanunlara aykırılık iddiaları son ve kesin olarak araştırılır.

🇹🇷 ADALET AMBLEMİ

Yurdumuzda adaleti temsil etmek üzere kullanılan amblemde: Gözleri bağlı bir kadın, bir eliyle bir kılıç, öbür eliyle de bir terazi tutar. Yanında açık ve sayfaları arasında defne dalı bulunan bir kitap durur.

Bu amblemin anlamı şudur:

  • Kadın, iffeti temsil eder.
  • Gözlerinin bağlı oluşu tarafsızlığını gösterir.
  • Bir elinde tuttuğu terazi, adaleti; diğer elinde tuttuğu kılıç, gücü;
  • Açık duran kitap, kanunu; kitabın arasında duran defne dalı da barışı temsil eder.

👨‍⚖️ ANAYASA MAHKEMESİ

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hükümlerine dayanılarak kurulur. Kuruluşu, görevleri 1961 Anayasamızlakanunlaşmıştır. Anayasa Mahkemesi kanunların ve TBMM içtüzüklerinin Anayasaya uygunluğunu denetler. Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Bakanları, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Askerî Yargıtay, Yüksek Hâkimler Kurulu Başkanı ve üyelerini Yüce Divan sıfatıyla yargılama yetkisi vardır. Anayasa Mahkemesi kararları kesindir.

👧👦 ÇOCUK MAHKEMELERİ

Başka ülkelerde çocukların yargılanması için özel mahkemeler olduğu halde yurdumuzda yoktur. Fakat kanunlarımızda küçüklerin yargılanmaları ile ilgili özel hükümler vardır.