Versailles Antlaşması ve diğer barış antlaşmalarının imzalanmasıyla büyük bir fırsatın yitirildiğini görmüştük. Devlet adamları, olayların büyüklüğüne erişememişlerdi. Onların barışı, barış değildi. Böylece Avrupa barışında düşülen yanılgılar, zaman kaybetmeden **”olgunlaşma”**ya başladı. Bu arada, içinde bulunduğu özel ekonomik ve sosyal şartları da düşünmek gerekir. Hemen hemen tüm devletlerin tarımı ve endüstrisi yerle bir olmuş, yıkılmıştı. Birçok ülkede binlerce kişinin ölümüne yol açan, korku verici salgın hastalıklar günden güne yaygınlaşıyordu. Milyonlarca asker, cephede yitirdiği yıllarına yeniden başlamak, huzur içinde yaşamını sürdürmek üzere evlerine dönüyordu. Fakat endüstride iş alanları gittikçe azalıyordu. El emeğinin, el işçiliğinin yerini makineleralmaktaydı. Bu durum da doğal olarak halk kütleleri arasında işsizliğe, yoksulluğa ve hoşnutsuzluğa yol açıyordu. İşte bütün bu karışık ekonomik ve sosyal panoramaya bir de politik durumu ekleyecek olursak, savaş sonrası yıllarının Avrupa’da ne tür etkilere yol açtığını; zamanla bazı diktatörlüklerin oluşmasına neden önayak olduğunu anlayabiliriz.
🗓️ ÜÇ BÜYÜK DÖNEM ()
tarihinin bir tablosunu hazırlamak gerekirse, bu ayırabiliriz:
🌍 ZOR YILLAR VE DİKTATÖRLÜKLERİN DOĞUŞU
Savaş sonrası yılları, gerek ekonomik gerekse politik yönden zor bir dönemdi. Tüm devletler, savaşın getirdiği sorunları çözümleyerek eski normal yaşamlarına dönmek için güç bir savaşıma girmişlerdi. Silâhsızlık, ülke sınırları, ödenmesi gereken borçlar, ülke içinde bulunan yabancı uyruklu halklar, en önemli sorunları oluşturuyordu. Bu arada devlet yönetiminde de bazı karışıklıklar, kötü durumların ortaya çıkması söz konusuydu. Bir devletin yaşamı karışıklık içinde bulunduğu zaman, çoğu kez her şeyi düzene koyacak zekî, kararlı ve kuvvetli bir adam ortaya çıkar. Çoğu kez bu amacında başarıya ulaşır. Fakat bazen bu başarı, halkın özgürlüğüne mal olabilir. Böylece birçok Avrupa devletinde hükümet rejiminde birtakım değişiklikler meydana geldi. Otoriter rejimler gerçekleştirildi.
- Rusya’da: Lenin’in komünist hükümeti, çarlığın savunucularını (“kızıl” komünistlere karşılık, bunlara “beyazlar” adı verilir) yenilgiye uğrattı ve diktatörlük kuruldu. Lenin, öldüğü zaman başa Stalingeldi. Stalin, ölünceye kadar SSCB’nin başında kaldı.
- Türkiye’de: Yönetim, düşmanları Anadolu’dan kovmayı başaran Kemal Atatürk’ün eline geçmişti.
- Diktatörlük rejimleri: yerleşti.
- Almanya’da: federal “Alman Cumhuriyeti” ilân edildi. Bu hükümet, daha ilk günlerden birtakım karışıklıklar içine girmişti. İşte bu dönemde Adolf Hitler adında, Avusturya asıllı, tanınmamış bir siyaset adamı ortaya çıktı. **”Milliyetçi-Toplumcu Alman İşçi Partisi”**ni kurdu. Daha sonra bu parti “Nazi Partisi” oldu. bulundu. Fakat başarılı olamadı. Ancak çok geçmeden Almanya’nın diktatör başkanı olmayı başaracağı da şüphe götürmez bir gerçekti.
- İtalya’da: Bir başka diktatörlük, “Faşizm” gelişiyordu.
📉💥 TRAJİK OLAYLARLA DOLU ON YIL:
Ancak tüm bu güzel görünüşlerin altında Avrupa’nın dengesini bozacak olayların tohumları atılmaktaydı. Bu hazırlanan olaylar nelerdi? Basite indirgeyecek olursak tüm bu olayları üç bölümde inceleyebiliriz:
- Tüm ülkelerin ekonomik durumunu etkileyen .
- Alman Nazi yönetiminin saldırgan politikaları.
- Versailles Antlaşması sonucunda ortaya çıkan anormal durumlar ve özellikle Danzig “koridoru”, Almanhalklarının diğer devletlere geçmeleri, Avusturya’nın içinde kaldığı kötü şartlar ve daha birçok neden.
📉 BUNALIMI
Avrupa’nın ekonomik durumu, âdeta açılması olanaksız, dolaşık bir saç yumağı haline gelmişti. , gerçekten tüm dünya ülkeleri için büyük bir felâketti. Ekonomistler, karmaşık kuramlarla bu durumu açıklamaya çalışıyorlardı. Ancak birçok şeyi sadeleştirecek olursak tek bir yargıya varabiliriz; O da, tüm devletlerin içinde bulunduğu bu buhranın, Birinci Dünya Savaşı’nın kaçınılmaz bir sonucu olduğudur.
Hükümetler, çatışmanın yol açtığı yoksulluğu önlemek için olağanüstü önlemler alma yoluna gidiyorlardı. Fakat bu kötü durumun önüne geçmek günden güne zorlaşıyordu. Önlemler de işe yaramaz hâle geldiği vakit, yıkılma zamanı gelip çatmıştı. Ücretler düşüyor; tarım ürünleri değerlerini yitiriyor, çiftçiler yoksulluk içine gömülüyor; her çeşit endüstri alanında milyonlarca işçi işten çıkarılıyordu. Batı ülkelerindeki işsiz sayısı, ulaşmıştı!
🇩🇪⚡ NAZİ ÜSTÜNLÜĞÜ
Dünya ekonomik bunalımı, tüm devletler için ağır sonuçlar doğurmuştu. Fakat Almanya için daha da korkunç sonuçlar ortaya çıkmıştı. Alman endüstrisi, Amerikalılar ve İngiliz’lerin yaptığı para yardımlarıyla yaşamını sürdürebiliyordu. Ekonomik bunalım sonucunda bu çok değerli yardımlar kesildi. Bu da, Almanya için bir yıkımdı. Çok geçmeden Almanya’da yoksulluk içinde yaşayan ortaya çıktı.
İşte Almanya’nın tüm umutlarını yitirdiği bu kötü dönemde Hitler ortaya çıktı. Emin adımlarla ilerleyen; kararlarından yılmayan, azimli bir adamdı. Tüm iktidarı ele geçirmeye karar vermişti. aldı. Hitler, yenilgiye uğradı. Fakat iki yıl sonra eski Cumhurbaşkanı Hindenburg’un ölümü üzerine devletin başına geçti. Kendisine “Führer” (Başbuğ) ismini verdi. Artık Almanya’nın diktatör başkanıydı. Tüm Alman Ordusu ona bağlılık yemini etti. Ancak bu, hükümet ya da vatan için içilen bir ant değil, Yüce Komutan Hitler’in kişiliği karşısında edilen bir sadâkat yeminiydi. Hitler, o andan başlayarak tüm ülkeyi avucunun içine aldı. Böylece , ileride İkinci Dünya Savaşı’nın başlıca nedeni olacak Hitler diktatörlüğübaşlamıştı.
⚔️ SAVAŞ’A DOĞRU YARIŞ
Her şey içinde gelişti. Hitler, Almanya’yı dünyanın en güçlü devleti yapacağı fikrinden hareket eden bir fanatikti. Hiç zaman kaybetmeden bir kuvvet ve şiddet politikasına girişti. Almanya’yı güçlü bir şekilde silâhlandırmayabaşladı. Birkaç yıl içerisinde ülkesini, yıkılması zor büyük bir askerî güç hâline getirmişti.
- ile “Roma-Berlin Antlaşması” adı verilen politik-askerî bağlaşıklık imzaladı.
- Daha sonra yayılma programına başladı, ilk adımda Avusturya’yı işgal etmeye karar verdi. ile düzenledi; karışıklıklar, ayaklanmalar çıkardı.
- Nihayet . Ülke tamamen işgal edildi. Bir sonraki gün Avusturya’nın Almanya’ya katıldığı, bütün dünyaya resmen ilân edildi.
- Hâlâ Hitler’le bir anlaşmaya varma umudunu yitirmemiş olan Batı’lı kuvvetler (özellikle İngiltere ve Fransa) Avusturya’nın ilhakını tanımak zorunda kaldılar.
- Bundan sonra Hitler, üç milyon kadar Alman’ın yaşadığı Çekoslovakya ile ilgili birtakım tasarımlara girişti. Nihayet . Ne yazık ki bu işgal tarihi artık barışın son yılıydı.
💣 SAVAŞ YILI
Tüm dünya alarma geçmişti. beri son derece kanlı bir iç savaş tüm İspanya’yı karıştırmaya devam ediyordu. İki cepheye ayrılmış İspanyollar üç yıldan beri birbirleri ile savaşıyorlardı. Savaş, son buldu. Tam o günlerde Hitler de, Çekoslovakya’ya girmişti. Fakat Avrupa’da barış artık sağlanamayacaktı. Çâre savaştı.
Gerçekten Hitler, bakışlarını Polonya’ya çevirdiği zaman İngiltere ve Fransa, her türlü karşı koymaya hazırdı. Hitler, Polonya’dan Danzig şehrini ve belli bir toprak şeridini (koridorunu) istedi. tüm dünya üzerinde savaşın dondurucu rüzgârı esmeye başlamıştı. Papa, bazı devlet başkanları ve hükümet ileri gelenleri, barışsal bir çözüme gidilmesini önerdiyse de, hiçbir şey fayda etmedi.
, şaşırtıcı bir davranışta bulundu ve Sovyetler Birliği ile bir Saldırmazlık Antlaşması imzaladı. Buna göre taraflardan biri, savaşa girdiği vakit diğeri onu destekleyecekti. Gerçekte Stalin ile Hitler arasında Polonya’yı paylaşmak için imzalanmış olan bu antlaşma, Avrupa için korkunç bir sürpriz oldu.
Böylece Alman diktatörü, son korkunç çılgınlığını da yaptı: verdi! Bu hareket Polonya’nın zaptı demekti. İki gün sonra İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilân ettiler. Birkaç kişinin suçu yüzünden dünya, bir kez daha büyük felâketlerin içine düşmüştü. İkinci Dünya Savaşı başlıyordu. Milyonlarca insan ölecek, Avrupa yıkılacaktı.
