Çanakkale Savaşı, 1. Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.
Çanakkale’de Türk askerinin, onu iyi sevk ve idare edebilen komutanlarla neler başarılabileceğini ortaya koyan Mustafa Kemal Atatürk bir yıldız gibi parlayarak tarih sahnesine çıkmıştır. Çanakkale Savaşları sonunda zamanın en modern silahları ile donatılmış birleşik filo ve kara birlikleri, Türk askeri karşısında ağır bir yenilgiye uğramış, Gelibolu yarımadasından geri çekilmek zorunda kalmıştır.
“Denizlere hakim olan, dünyaya hakim olur” düşüncesine sahip İngiliz siyasetçileri donanmalarına olan aşırı güven ile 19 Şubat 1915 tarihinden bu yana ablukaya aldıkları ve sık sık bombardıman ettikleri Çanakkale Boğazı’na 18 Mart 1915 tarihinde bütün güçleri ile yüklendiler. Tarihin o güne kadar gördüğü en büyük donanma ile yapılan bu taarruza 109 savaş gemisi, 308 destek gemisi olmak üzere toplam 417 gemi katılmıştı. Üç büyük zırhlıları batan ve dört büyük zırhlıları da savaşamayacak kadar ağır yara alan İtilaf Devletleri donanması o gün akşam itibariyle boğazlar üzerinden Çanakkale’yi geçemeyeceğini anlamış ve geri çekilmiştir.
Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletleri, Türk kaynaklarına göre toplam 180.000 zayiat vermiştir. Türkler ise kara muharebelerinde 57.084, deniz muharebelerinde 179.000, şehit, yaralı, esir ve kayıp olmak üzere toplam 211.000 zayiat vermiştir. Bu savaşlarda bir çok okumuş ve aydın insanımız kaybedilmiş, bunun etkileri iler ki yıllarda kendini göstermişti
Sebepleri
İtilaf Devletleri’nin Boğazları açma nedenlerinin başında, elbette ki boğazların sahip olduğu bu stratejik önem yatıyordu. Rusya’ya güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret açabilmek hedefiyle yapılanan bu düşünce, aynı zamanda Almanya’dan yeterli yardım alamayacağı ve fazla direnemeyeceği düşünülen Osmanlı’yı tek başına ve planlanmış bir barışa mahkûm etmeyi planlıyordu. Ayrıca boğazları kazanmak demek, İstanbul’u ele geçirip Osmanlı ve tüm Avrupa üzerinde manevi bir yıkıma sebep olmak demekti. Tarafsız kalan pek çok ülke bu başarıya kayıtsız kalamayacak ve İtilaf Devletleri’ne katıldıklarını açıklayacaklardı.
Sonuçları
İtilaf Devletlerin balkan ülkeleri ile ilgili beklentileri gerçekleşmedi İtilaf Devletleri Çanakkale üzerinden İstanbul’a uzanıp Osmanlı’yı savaş dışı bırakarak Almanya ve Avusturya’yı abluka altına alıp savaşı 1915 yılı içinde bitirmeyi hayal ederken, Çanakkale Savaşı, savaş alanlarının genişlemesine ve savaşın en az iki yıl daha uzamasına sebep oldu.
Çanakkale, yüz binlerce vatan evladının kaybedildiği bir savaş olup, özellikle aydın kayıpları Türk milletinin geleceğini ciddi biçimde etkilemiştir. Tıbbiye başta olmak üzere özellikle İstanbul’da ve yer yer Anadolu’nun bazı şehirlerindeki liseler 1916-1918 yılları arasında ya mezun vermemiş ya da çok az mezun vermiştir.
Zaten okur-yazarı bile çok az olan bir ülkede yükseköğrenim görmüş olan insanların sayısı daha da az idi ve bir tanesinin kaybı bile telafi edilemezdi. Mustafa Kemal bu durumu daha sonra “Biz Anafartalar’da bir üniversite gömdük” diye ifade edecekti.
18 Mart Zaferi Balkan devletlerinin savaş konusundaki görüşlerini etkileyerek Bulgaristan’ın Almanya’nın yanında savaşa girmesine, Yunanistan’ın ise savaşın son yılına kadar savaş dışı kalmasını sağlamıştır. Bu itibarla 18 Mart Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiremese de onun üzerinde önemli izler bırakmayı başarmıştır. Eğer zafer kazanılmasaydı büyük ihtimalle Boğazlar ve İstanbul, O’nda gözü olanların eline geçecekti.
Boğazların jeopolitik ve stratejik önemi dünya statükosunu etkileyecek ve burası emperyalist güçlerin mücadele arenası haline gelecekti. Bu bakımdan 18 Mart Zaferi dünya dengelerinin bozulmaması açısından da önem taşımaktadır.
Türk Milli Mücadelesine Etkileri
18 Mart Zaferi Avrupa’nın “hasta adam” diye tanımladığı Osmanlı Devleti’nin uzun bir aradan sonra kazandığı ilk büyük zaferdir. Sonunda Türk askerî yıllardır özlenen gücünün özünden bir şey kaybetmediğini göstermiştir.
Bu savaşların belki de en önemli sonucu Türk milleti’ne, Mustafa Kemal’i kazandırmış olmasıdır. O’nun cesareti, azim, kararlılık ve komuta yeteneği gibi üstün özellikleri, ilk kez Anafartalar’da, Kocaçimentepe’de ve Conkbayırı’nda herkesin, milletinin, dikkatini çekecektir. O daha 1915’te ulusal kahraman olmuştur Çanakkale Savaşları’ndan çok sonra, milli mücadele yıllarının başlangıcında Mustafa Kemal, saray tarafından azledilip, hakkında ölüm fermanı çıkarıldığında, üniformalarını çıkarttığı zaman bile karşısında kendisine bağlı, inanmış ve lider olarak benimsemiş bir ordu ve millet bulduysa, bunda kuşkusuz Çanakkale Savaşları’ndaki üstün başarılarının payı olmuştur. Onun içindir ki Mustafa Kemal’in Selanik’ten başlayıp Çankaya’ya Atatürk oluşuna dek geçen askeri ve siyasi kariyerinde, Çanakkale çok önemli bir dönemeçtir diyebiliriz.
• Boğazlardan yardım alamayan Rusya iç çelişkileriyle boğulmuş, savaştan çekilerek Kurtuluş Savaşı’nı kolaylaştırmıştır.
• Çanakkale’de bozguna uğrayan İngilizler, Kurtuluş Savaşı’na doğrudan müdahale edememişlerdir.
• Çanakkale Zaferi, yalnız Rusya ile İngiltere, Fransa’nın değil, bunların aynı zamanda diğer Batılı devletlerle olan karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemiş, ne İngiltere, Fransa müttefiki Rusya’ya ihtiyacı olan silah ve cephaneyi ulaştırabilmiş, ne de Rusya Batılıların ihtiyacı olan buğdayı Akdeniz’e aktarabilmiştir.
• Çanakkale Zaferi Lozan’da da pazarlık gücümüzü arttırmıştır.
• Çanakkale’de Türk Zaferi, iki yıl uzayan savaş boyunca Doğulu ve Batılı müttefik devletlerin (Rusya-İngiltere-Fransa) ekonomilerinde sıkıntılar oluşturmuştur. Bu durum, özellikle Rusya’yı bunalıma sürüklemiş ve sonunda rejim değişikliğine (komünizme) kadar gidebilmiş ve böylece de Rusya’nın savaş dışı kalmasına yol açmıştır.
• Mustafa Kemal Çanakkale Zaferinden aldığı güç ve ünle, Milli Mücadele’nin başına geçebilmiştir.
• Çanakkale Zaferi, ne Alman Genelkurmayı’nın ne de İttihatçı subayların olmayıp, Mustafa Kemal’in askeri dehası ve Türk askerinin vatan sevgisinin eseridir.
• Çanakkale’de parlayan vatan sevgisi, bizi, Milli Mücadelemizde vatanımızla kucaklaştırmıştır.