Atlas dergisi yayın yönetmeni Özcan Yüksek Türkler’in ataları sayılabilecek olan ve hala aynı hayatı sürdürmekte olan Moğalistan’daki bir bölgeye gideceğini söylediğindeki heyecanı bende hissetmiştim. Oradaki yaşantıdan, nereden geldiğimizi dilimizin köklerinden bahsetti uzun uzun Özcan bey. Heyecanını heyecanım yaptım ve merakla zamanın gelmesini bekler oldum.
Hazırlıklar elektriğin olamadığı ve en yakın yerleşim yerine at sırtında 7 saatlik bir mesafeye göre yapılmak zorundaydı. Eski filmli fotoğraf makineleri dolaplardaki kuytulardan çıkartıldı. Çok özlenmişti hepsi. Her bir kareyi çekerken hissederek yaşayarak dondurulurdu zaman..
Ama bir sorun vardı. Artık film bulmak çok zordu en azından Türkiye için.. Araştırmalar yapıldı siparişler verildi fakat Turkiye’de film yoktu.
Digital makineler kullanılacaktı. Pillerinin doldurulması, çekilen fotoğrafların bilgisayara aktarılması yani bilgisayarın bataryasının doldurulması gerekiyordu.
Ozcan bey’e gunes enerjisi ile bir sistem hazirlayabilecrgimi ve bu sistem sayesinde her turlu cihazin enerji ihtiyacini karsilayabilecigimizi anlatmamla hemen uygulamaya gecmemiz bir oldu.
Kuracagimiz sistem ufak ve hafif olmaydi. Ancak Turkiye’de panel bulunmuyordu. Bu yuzden iki adet 20 watt monokristal panel satin aldik. Bu paneller kullanacagimiz valizin icine sigacak buyuklukte oldugu icin tercih edildi.
Bu panellerden gelen gunes enersjisini 10 amperlik sarj kontrol cihaziyla toplam 20 amper gucundeki akulere gonderecek ve son olarada akulerden gelen 12 volt enerjiyi 220 volta ceviren invertera baglayip bunlari valizimin icin yerlestirdik.
Artik sistemimiz hazirdi. Ozcan beyin gitmesine 10 gun kala sistemimiz hazirdi. Sirkette bilgisayarini bu panellerden gelen enerji ile sarj ederek sistemi test etti.
Artik yola cikma zamani gelmisti.
Mogalistan hazırlığı